KıbrısManşet

Aktuğ: Öğretmenlerimizin Hiçbir Hakkı Gasp Edilmedi

Mili Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ, son günlerde eğitim hayatında yaşanan kaos ve süreç hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Röportaj : Su Üçüz

Aktuğ yaşanan eylemlerle ilgili görüşlerini Kıbrıs Arena’ya paylaşarak, Öğretmenler Değişiklik Yasası’na bakıldığı zaman öğretmenlerin hiçbir hakkının gasp edilmediğini savundu. Aktuğ açıklamalarına şöyle devam etti;

‘’2022 yılının ağustos ayında Bakanlığımız tarafından meclise gönderilen Öğretmenler Değişiklik Yasası’na bağlı olarak Öğretmenler Sendikaları tarafından okullarımızda eylemler gerçekleşiyor.

Tabi süreç içerisinde eylemlerin devamında farklı söylemler de dile getirilerek eylemlerin, okulların depreme dayanıklılığı ve tam gün eğitim gibi konular da eylem süreci kapsamının içerisine alındı.

Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki, Öğretmenler Değişiklik Yasası’nda yapılan değişikliklerle öğretmenlerimizin hiçbir hakkı gasp edilmemiştir. Gerek ders saatleriyle ilgili düzenlemeler olsun gerekse öğretmenle ilgili yapılan düzenlemelerde geçmiş yasadan daha geriye götürülen bir hak söz konusu değildir.

Okulların hasar tespitiyle ilgili çalışma zaten bakanlığımızın inisiyatifi dışında gerçekleştirilen başbakanlığa bağlı özel bir komite tarafından yürütülen bizzat Mimarlar ve Mühendisler Odası’na bağlı, mimar ve mühendislerin yürüttüğü bir çalışmadır. Bakanlık olarak bununla ilgili Sayın bakanın nezdinde tamamen birçok kez bunların bize ulaştırılmasını ve önümüzdeki yaz dönemine girerken bu okullarda ihtiyaç duyacağımız tamir ve tadilatlara hızlı bir şekilde başlamak istediğimizi dile getirdik. Ancak elimize ulaşan henüz bitmiş bir rapor yoktur. Elimize rapor ulaştığı takdirde nasıl bir yol izleyeceğimizi göreceğiz.’’

Peki tam gün eğitim noktasında neler yapılacak?

‘’Tam gün eğitimle ilgili ortada bazı görüşler vardır. Sayın Bakanımız Nazım Çavuşoğlu, 2023-2024 öğretim yılı içerisinde, ikinci bir gün olarak tam güne bir pilot uygulama şeklinde okulların açık olacağını ve öğrencilerin okula devam edeceğini haftalık ders programlarının da buna göre düzenleneceğini basına beyanat yoluyla açıkladı. Biz de bu noktadaki çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Eylem sürecinin sona ermesi ile birlikte sendikalarımızla bunu oturur ve detaylı bir biçimde paylaşırız. Süreç başlamadan önce bununla ilgili bir toplantı yapmıştık ancak eylem süresi içerisinde bu toplantılara davam etmemiz mümkün olmadı. Bu yönde bir çağrımız oldu. Bu günlerde bir toplantı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. İçerisinde konuşacağımız konular arasında akademik takvimin planlanması nasıl yapılacak gibi bu konudaki fikirleri tartışacağız hem de diğer konulardaki görüşlerinin ne olduğu konusunda istişarede bulunacağız.

Diğer bir taraftan yurt dışından gelen yabancı öğrenciler konusu var. Yabancı uyruklu öğrenciler, özellikle Mağusa ve İskele bölgesinde baya yoğun olarak yer alıyor. Burayla ilgili de çalışmamızı sendikalarımıza iletmiştik. Eylem sürecinin sonlanması ile birlikte bu konuda atılacak adımlar üzerinde de çalışmaya devam etmeyi planlıyoruz. Bunun yanında yaklaşan merkezi sınavlarımız vardır, o merkezi sınavlarda bu eylem sürecinde öğretmenlerin görev almaması ile ilgili sendikanın bir söylemi gerçekleşti. Bu konudaki görüşlerini tekrar gözden geçireceğiz. Eğer böyle bir durum söz konusu olacaksa bakanlık olarak buna karşı gerekli önemleri almak durumundayız. Sınavların ertelenmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Nasıl yapılacağıyla ilgili planlamamızı şekillendireceğiz.

Öğretmenlerin nakilleri de söz konusudur. Bunların temmuz ayı başı itibarıyla Kamu Hizmeti Komisyonu’na bildirilme gibi bir zorunlulukları vardır. Dolayısıyla bu konuda da sendikanın görüşünün ne olduğunu, bununla ilgili çalışmalara başlamaya hazır olup olmadıkları bir husus da vardır. Onu da değerlendireceğiz.’’

Grevler süreci olumsuz etkiliyor peki ne yapılacak?

‘’Grevler öğretmenlerin, sendikal haklarından bir tanesidir. Yapılan grevleri bu yönde değerlendiriyoruz. Tabi ki süreç içerisinde uzlaşı olsa, bu noktalara gelmesek çok daha iyi olurdu. Ancak bizim açımızdan bakıldığı zaman ülkenin eğitimde bir dönüşüme gidilmesi gerektiği noktasındayız. Dolayısıyla bu dönüşüme giderken öğretmen sendikalarıyla birlikte hareket etmek istiyoruz. Gelinen noktada evet grev bir haktır. Öğretmen kazanılmış haklarını savunmak istemesi gayet doğaldır. Fakat bunun hangi temellere oturtulduğunu açıkçası net olarak algılamış değiliz. Çünkü söylemde yasanın değişikliğiyle olduğu söylenerek başlandı ama süreç içerisinde araya başka ifadeler girdi. Bu durum da toplumun büyük bir kesimimin aklını karıştırmıştır.’’

Türkiye’den öğretmen gelecek denildi, nedir işin aslı?

‘’Ortada hiçbir dayanağı yokken sosyal medyada bir liste dolaşıma sunuldu. Listede, Türkiye’den şu kadar öğretmen gelecek diye bir algı yaratıldı. Yıllardır bu ülkeye Türkiye’den öğretmen geliyor. İki ülke arasındaki protokoller ve anlaşmalarla zaten geliyordu. Geçmiş yıllara oranla bunun sayısında da temel anlamda bir artış yoktur. Şu noktada bir artış oldu; Özel Eğitim okullarında şubat ayından itibaren Bakanlığımız tam gün eğitime geçme kararı aldı. Bu kısa sürede doğan öğretmen açığını Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği destekle kapatmak için bir girişim yapıldı. Bu çerçevede 52 adet özel eğitim öğretmeni Türkiye Cumhuriyeti’nden buraya görevlendirildi. Bu çerçevede öğretmen sayısı geçmiş yılların biraz üzerine çıktı. Her branşta öğretmen talep ettik noktasında bir talebimiz yoktur. Halbuki sosyal medyaya ve basına yansıyan söylemlerde, matematik öğretmeni, biyoloji öğretmeni, müzik öğretmeni gibi taleplerimiz olduğu konuşuldu. Ancak Bakanlık olarak ortada böyle bir talebimiz yok. KKTC’de bulunmaya bazı branş öğretmenleri ve bahsettiğim özel eğitim öğretmenleri var. Onların dışında herhangi bir talebimiz yok. Muhtemelen sendikaların argümanlarını güçlendirmek adına kullandıkları bir stratejiydi. Böyle değerlendirmek lazımdır. Son zamanlarda medyayı etkin bir şekilde kullanmak bu gibi durumlarda yaygın bir hal almıştır.’’

Diğer Haberler

Başa dön tuşu