KıbrısManşet

Tam gün eğitime geçilmesi için mücadele edeceğiz!

Bağımsızlık Yolu (BY) Girne Milletvekili adayı Yusuf Özgü Sertel, tam gün eğitime geçilmesi için mücadele edeceklerini belirterek, “düzen partilerinin” özel okul sermayesini karşılarına almamak için bunu vaat etmelerine rağmen yapamayacaklarını savundu.

Bağımsızlık Yolu Basın Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, Bağımsızlık Yolu Girne Milletvekili adayı Yusuf Özgü Sertel, Özgür Gazete’de Seçim Özel programına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Herhangi bir alanda uzman olmanın siyasette öncelenecek bir nokta olmadığını ifade eden Sertel, sahip olunan donanım ve bilginin neyin ve kimin hizmetine sunulduğunun bir anlam ifade ettiğini belirtti. Sertel, “Sınıf mücadelesi devam ederken donanımınızı emekçi, esnaf ve KOBİ’lerin hizmetine mi yoksa, ultra zenginlerin hizmetine mi sunduğunuz önemlidir” dedi.

“SENDİKASIZ ÇALIŞTIRILMANIN YASAKLANMASI İLE EMEK HAREKETİ GÜÇLENEBİLECEK”

Tek başına hükümet olunsa da, içinde bulunduğumuz rejimde iktidar olunamayacağını söyleyen Sertel, iktidarın çeşitli alanlarda, çeşitli güç odaklarının elinde olduğunu ve çalışma yaşamında da iktidar odağının ultra zenginler olduğunu savundu. Bağımsızlık Yolu Milletvekili adayı Sertel, bu iktidar odağına karşı, 10 kişi ve üzeri çalışanı olan iş yerlerinde sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması ile emek hareketinin güçlenebileceğini kaydetti.

“BAĞIMSIZLIK YOLU’NUN SADECE SEÇİMLERE KATILMASI BİLE ÜLKE SİYASETİNİN SOLA DOĞRU ÇEKİLMESİNE ETKİ ETTİ”

Bağımsızlık Yolu’nun 2015 yılında ülke gündemine soktuğu 10 kişi ve üzeri çalışanı olan iş yerlerinde sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması konusunun rejim partileri tarafından seçim vaadi olarak manifestolarına eklendiğini söyleyen Sertel, “samimi bulmuyor ve yapabileceklerini düşünmüyoruz” dedi. Sertel, bu noktadaki sevindirici kısmın, Bağımsızlık Yolu’nun sadece seçimlere katılarak bile ülke siyasetini sola doğru çekilmesine etki edebilmesinin sevindirici olduğunu kaydeden Sertel, “düzen partileri” diye adlandırdığı partilerin yerine getiremeyecekleri, emekçilerin çıkarına olan vaatleri manifestolarına almalarının bu talepleri halk nezdinde meşrulaştırdığını da ekledi.

“SERVET VERGİSİYLE HALKIN GİDERLERİNİ KISMAYA YARAYACAK YATIRIMLAR YAPILABİLİR”

Servet vergisi konusunda da konuşan Sertel, alım gücünü  yükseltmek için gelirleri artırırken giderleri de kısmak gerektiğini ve servet vergisinden elde edilecek olan fonların sağlık, eğitim, ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçlara yapılan harcamaları azaltacak yatırımlarda kullanılacağını ifade etti.

“Asgari Ücret’in en düşük kamu maaşına endekslenmesi talebini 2018 krizi döneminde Lefkoşa’da düzenlediğimiz ‘Yoksulluk Kader Olamaz’ eylemiyle dile getirmeye başlamıştık. Asgari ücretle çalışan kesimden bu konuda çok olumlu tepkiler almıştık, hala alıyoruz.” diyen Sertel, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işlevsel olmadığını, Komisyon’da patron, devlet ve işçi tarafı olmasına rağmen, işçi tarafını temsil eden sendikanın özel sektörde, yani Asgari Ücret ödenen kesimlerde örgütlü olmadığını belirtti.

Sertel, bu nedenle Komisyonun feshedilip, Asgari Ücret’in en düşük kamu maaşına endekslenmesini ve şu anda 6 ayda bir uygulanan eşel mobil sisteminin 2 ayda bir uygulanacak şekle dönüştürülmesi gerektiğini de kaydetti.

Siyasi partilere olan güven kaybına işaret eden Sertel, ‘Gelen parti gideni aratıyor” algısının doğru olmadığını, iktidara sahip çeşitli güç odaklarıyla ilişki kurmaktan kaçınarak emekçi ve esnafın çıkarları için mücadele edilebileceğini söyledi.

“Yatırımsız bırakılan devlet okullarında kısıtlı olanaklarla, öğretmenlerin özverisiyle öğretim verilmeye çalışılıyor” ifadelerini kullanan Sertel, eğitimin kamusal bir hak olduğunu vurguladı. “Bağımsızlık Yolu, tamamen ücretsiz şekilde eğitim hizmetinin alınmasını savunur” diyen Sertel, eğitime bütçe ayrılmamasından dolayı okul idarelerinin kayıt, üniforma, kırtasiye, temizlik malzemesi parası istemek durumunda bırakıldığı ifade etti.

“TAM GÜN EĞİTİME GEÇİLMESİ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Kamu okullarına yatırım yapılmasının ve bütçe ayrılmasının elzem olduğunu söyleyen Sertel, “Bunun kaynağı ise finansal bir sektör haline gelen özel sermayeli okullara verilen teşvikler kesilerek ve özel okul sahibi ultra zenginlere servet vergisi getirilerek sağlanabilir” dedi.

Tam gün eğitime geçilmesinin gerekli olduğunu belirterek, bunun karşısında özel okul sermayesinin olduğunu savunan Sertel, özel sektör çalışanlarının çocuklarını ya okuldan sonra etüd merkezlerine, dershanelere yollamak ya da doğrudan özel okullarda okutmak zorunda kaldıklarını, bunun da alım gücünü düşürdüğünü ifade etti.

Sertel, külliye yapımı için ayrılan kaynağın Türkiye’deki emekçilerin boğazından çalınan ekmek olduğunu savunarak eleştirilerde bulundu

Diğer Haberler

Başa dön tuşu