KKTC dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorunu konusunda gayri resmi görüşmelerin yapılacağı Cenevre’de 5+1 formatında yapılacak zirve öncesi ortaya konan politikayla ilgili değerlendirmede bulundu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Akıncı: “İki ayrı tanınmış devlet siyaseti ile 1960 ortaklık devletinden kaynaklanan garanti sisteminin devamını istemek ve bu tür yaklaşımlarla uluslar arası platformlarda destek bulmak hiç mümkün değildir. Sonuç, Rum tarafının siyaseten rahatlaması, bizim ise daha da yalnızlığa itilmemiz olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Akıncı’nın açıklaması şöyle:
“ Devletimizden, egemenliğimizden ve Türkiye’nin garantisinden vazgeçmeyiz “ söylemi sürekli tekrarlanır oldu. Böyle olunca da bu söylemlerdeki tutarsızlıkları ortaya koyarak halkımızı aydınlatmak zorunlu oluyor. En başta vurgulanması gereken husus, garanti kavramının neyin garantisi olduğuna ilişkindir. Türkiye’nin garantisi 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyetini kapsamaktadır ve bu cumhuriyetin toprak bütünlüğünü, yani bölünmezliğini garanti etmektedir. Ayrıca bunun iki garantörü daha vardır ve bunlar da Yunanistan ve Birleşik Krallıktır. Ayrı egemenliğe sahip yan yana iki tanınmış devlet talebi ile Kıbrıs Cumhuriyeti’ni garanti eden üç ülkeden birinin bu yeni durumu garanti etmesini istemek, içi boş bir hamasetten öte bir şey değildir. Kısacası iki ayrı tanınmış devlet siyaseti ile 1960 ortaklık devletinden kaynaklanan garanti sisteminin devamını istemek ve bu tür yaklaşımlarla uluslar arası platformlarda destek bulmak hiç mümkün değildir. Sonuç, Rum tarafının siyaseten rahatlaması, bizim ise daha da yalnızlığa itilmemiz olacaktır.”
