KıbrısManşet

Rahvancıoğlu: Emekçiler ekonomik kriz yaşıyor

Bağımsızlık Yolu (BY) Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, emekçilerin ekonomik kriz yaşadığını ancak ultra zenginlerin kar sağlamaya devam ettiğini; asgari ücretin artırılmasının kalıcı bir çözüm olmadığını, çözümün halkın gıda, ulaşım, eğitim, sağlık ve barınma giderlerinin azaltılması olduğunu kaydetti.

Devletin eğitime ayırdığı bütçenin çok büyük bir kısmını özel okullara teşvik, muafiyet ve hibe olarak verdiğini kaydeden Rahvancıoğlu, kamusal eğitimi güçlendirmek için hiçbir düzenleme yapılmadığını; sağlıkta da durumun farksız olduğunu; sevklere ödenen paralarla devlet hastahanesine defa defa cihaz alınabileceğini ifade etti.

 “Sermaye odakları ve işbirlikçileri bizleri yönetmeye devam ettiği sürece bu durum değişmeyecek,  bunu tersine çevirmek istiyorsak, emekçilerin örgütlenmesi gerekiyor” diyen Rahvancıoğlu, tüm bu sorunlara kamusal bir çözüm üretilmesi gerektiğini; kaynağın da Servet Vergi olduğunu vurguladı.

BY’den yapılan yazılı açıklamaya göre Rahvancıoğlu, Kuzey Kıbrıs TV’de katıldığı “Her Açıdan” programında yaptığı konuşmada, asgari ücretin artması gerektiğini; ancak bunun kesin çözüm olmadığını, asgari ücretin artma tartışması ve biçiminin de miadını doldurduğunu belirtti.

Rahvancıoğlu, “gıda, ulaşım, eğitim, sağlık ve barınmayı ucuzlatarak çözüm üretebiliriz, bu mümkün, halkın bu giderlerini azalttığınızda veya sıfırladığınızda gerçek bir sosyal devlet olarak enflasyonist olmayan yöntemlerle halka en az asgari ücreti arttırmak kadar gelir yaratmış olursunuz” diye konuştu.

Rahvancıoğlu, “Asgari ücretin belirlenmesi Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun keyfine kalması başlına başına bir garabettir” dedi ve asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesini savunduklarını da kaydetti.

-“Devlet, eğitime ayırdığı bütçenin çok büyük bir kısmını özel okullara veriyor”

Rahvancıoğlu, “Bağımsızlık Yolu olarak velilere bir çağrı yaptık, bir toplantı gerçekleştirdik, veli haklarını savunmak ve kamusal eğitim talebini yükseltmek adına örgütlenmeye gidilmesi gerektiğine dair düşüncemiz var. Bu çerçevede mücadelemiz devam edecek” dedi.

-“Öğretmen Sendikalarından açıklama gelmiyor”

Öğretmen sendikalarından okullarda alınan ücretlerle ilgili bir açıklama gelmediği vurgusunu yapan Rahvancıoğlu, “Eğer veliler örgütlenip de haklarını savunmazlarsa en solcu geçinen öğretmen sendikası bile bu konuyla ilgili konuşmayacak” ifadelerini kullandı.

-“Yıllarca teşvikler, hibeler, muafiyetlerle büyütülmüş bir ultra zenginler sınıfı söz konusu”

“Yıllarca teşvikler, hibeler, muafiyetlerle büyütülmüş bir ultra zenginler sınıfı söz konusu” diyen Rahvancıoğlu, bu sınıfın yatırıma dönmeyen servetlerinden bir kereye mahsus vergi alınmasından ve  alınacak bu vergiyle, eğitim, sağlık, ulaşım ve barınma gibi halkın temel ihtiyaçları ile ilgili alanlara kamu eliyle yatırım yapılmasından bahsettiklerini söyledi.

Rahvancıoğlu, “Kamu, özel firma gibi kar odaklı çalışırsa bu yine faydamıza olmaz, bu sermaye mantığıdır. Kamu, bizlerin vergi vererek yarattığı, bizlerin faydasına olan kolektif bir değer” diye konuştu.

-“Hükümet ve ana muhalefet, ultra zenginler için muazzam istikrar içinde”

Rahvancıoğlu hükümetlerin ultra zenginlerin çıkarlarına uyacak şekilde görevlerini yaptıklarını söyledi ve “Hükümetler, ana muhalefetiyle birlikte ultra zenginlerin üzerinde oturduğu koskoca serveti görmezden gelip, yoksulları birbirlerine kapıştırma siyaseti üzerinden hareket ettikleri sürece kendilerine verilen görevi yerine getiriyorlar, onların doğrusu bu” dedi.

-“Hükümet edenlerle, ultra zenginlerle ayni gemide değil, aynı denizde bile değiliz”

“Kendi doğrumuzu iktidar yapmak istiyorsak emekçilerin çıkarına olan bir bakış açısını seçmeliyiz” diyen Rahvancıoğlu, hükümet edenlerle, ultra zenginlerle ayni gemide değiliz, ayni denizde bile değiliz dedi.

Ancak yıllardır muazzam bir istikrar olduğunu, partilerin değişmesinin sadece vitrindeki görüntünün değişmesidir şeklinde olduğunu kaydeden Rahvancıoğlu, şöyle konuştu:

“Hükümet edenler kim olduklarını, kime hizmet ettiklerini biliyorlar, bizler ise kendimizin kim olduğunu, işçi sınıfı olduğumuzu, çıkarımızın nerede olduğunu bilmiyoruz, aldatılıyoruz. Kimisi federasyon, barış sözleriyle, kimisi de iki devletlilik ve milliyetçilik nutuklarıyla bizi oyalıyor, bunlar nutuk, arabaya koyduğunuz benzine, evinize götürdüğünüz ekmeğe, çocuğunuzun geleceğine veya alacağınızı sağlık hizmetine bir faydası yok, bunlar boş laf, gerçek hayata dair bize ne vadediyorlar onu bilmek istiyoruz”.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu