KıbrısManşet

“Bir daha tekrarlandığı görülüyor”

Tufan Erhürman Tatar, Holguin görüşmesi hakkında yorum yaptı

Sn. Tatar’ın, Sn. Maria Angela Holguin Cuellar ile konuşma sonrasında yaptığı açıklamalardan, müzakerelerin başlaması konusunda günümüze kadar ileri düzeyde süren “ön koşullarda” bir daha tekrarlandığı görülüyor.
“Müktesep haklarımızın kabul edilmesi”, “egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün teyit edilmesi”.
“Müktesep haklarımız” veya daha önce çalışma şekliyle “özden gelen haklarımız”, “egemen özgürlüğü”, “eşit uluslararası statü” kavramlarıyla tam olarak ne kast edildiği, somut olarak ne istendiğini daha önce tamamen özetlendiği sorulmuştur. Hiçbir sorumuza anlaşılır bir cevap alamadık.
Hadi bunlar geçti. sn. Holguin Cuellar üçlü görüşme teklifi yapmış ve Sn. Tatar bunu reddetmiş. Üçlü görüşme müzakerelerin başlaması anlamına gelmiyor. Üçlü görüşmeye göre, BM şemsiyesi altında bu görüşmenin iki toplum lideriyle yapılacak bir görüşme olduğu da aşıkar. Dolayısıyla eşit uluslararası statü açısından da bir sorun yok.
O zaman neden reddediyor Sn. Tatarca böyle bir görüşme ve belki daha doğru terimle diyaloğu? Neyse ki savunduğunuz, yaşamla girersiniz bu diyaloğa ve muhatabınızın önünde durursunuz.
Ama bunu bile “kahramanca” reddediyor ve Sn. Holguin Cuellar’ın raporunun Kıbrıslı Türklerin piyasaya sürülmesi konusundaki dilek ve temalarınızı açıklıyorsunuz.
Kıbrıs Türk halkı, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon temelindeki çözüm iradesini, bölgelerden iki toplumdan eşit biçimde kaynaklanması, iki eşit kurucu devletin varlığı, kurucu devletin yetkilerinin egemence kullandığı ve federal devletin yetkilerinin özgürce özgürce paylaşılması özetle ortaya çıkar. Ve bu irade aslında tam da ortaya çıkan eşitsizliği eşit uluslararası statüye kavuşturma, siz dahil herkesin şikayetçi olduğunu izliyor statükoyu değiştirme seçeneğidir.
Buradan hareketle aynı iradeyi ortaya koymayan Kıbrıs Rum toplumuna “çözüm isteyen taraf”ın bilgileri altın tepside hediye olarak adımlar atılması, hele de bunun eşit uluslararası statü çerçevesinde gerçekleşeceğinden kimsenin kuşku duymayacağı bir diyaloğun bile reddedilmesinin sona ermesiyle, ne Kıbrıs Türk’ün mevcut pratikle bezenmişiyle, ne haklarıyla, ne çıkarlarıyla, ne gücüyle, ne de Kıbrıs’taki iki eşit kurucu ortaktan biri olmaktan kaynaklanan eşit uluslararası statü mücadelesiyle bağdaşır!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu