Candaş ÖzerKıbrısManşet

Candaş Özer Yolcu yazdı: 15-20 Temmuz kayıp ve ayıp günü

Allah hiç bir insan toplumunu savaşa düşecek bir zekayla imtihan etmesin.

Çünkü tüm savaşlar canavarlıktan başka bir şey değildir.

Savaş bir çıldırmışlık meydanıdır, ne galibi ne mağlubu vardır.

Kazananı yok, yok olanı çoktur.

Tüm savaşlar yarım yamalak, kırk yamalı, galibiyetsiz, nefret kusan, sonu cinayetle biten aşklara benzer.

Savaşlar, her biri ayrı cephede, galibiyetsiz  ve fakat yaralı hayalcilerin saçma kahramanlık kavgalardılar.

İşte bu satırlarla anlatmıştım, savaş kahramanlığına karşı düşüncelerimi.

20 TEMMUZ 1974’ten bu güne:

Özgürlük ve barış adına sürünerek ve fakat katliamsız geçen.

Savaşsız, ölümsüz, göz yaşından uzak, anaların ağlamadığı diğer yandan borç batağında saplandığımız.

Çocukluğumuzdan bu yana savaş korkusundan uzak, fakat diğer yandan gelecek gailesi büyüten.

Her türlü beyhude demokratik söylemlerin havada uçuşup; çığırtkanlıkla rahatça söylenebildiği ve fakat demokrasinin demosuna bile ulaşılamadığı.

Kimselerin yollarının kesilmediği, işe gidenlerin akşama kaybolmadığı ve lakin memleket olarak hala doğru bir yol alınmadığı..

Kimselerin gettolarda yaşamadığı, ırkçı ve şövenist aşağılamalarından uzak ve fakat gel gör ki dünyadan bağlantısız ve uzak yaşanıldığı.

Her şeyden önemlisi, saçma sapan, ipe sapa gelmez ütopik politika üretenler dışında..

Herkesin kendi bölgesinde özgürce yaşayarak öyle ya da böyle delirik hallerde hayatın acı tadını çıkardığı, gelip geçen zamanın 48. yıl dönümü benim için 20 Temmuz.

Aksini düşünen dostlarımız şunu unutmasın:

Adayı işgale kalkıp Kıbrıs Türkünü yok etme planıyla 15 Temmuz’da adayı gelen Yunanlıların Rum solculardan katliyama başlayıp Türklerle devam etme sapkın hayalleri olmasaydı, 20 Temmuz 1974 de yaşanmazdı.

Gerçek protestocu savaş karşıtı olan karşıtlık propagandasına 15 Temmuz’dan başlar 20 Temmuz’dan değil.

Dolayısıyla 15 Temmuz’u görmezden gelmeyi tercih eden ASOL arkadaşlar, üzgünüm, samimi değilsiniz.

 “20 Temmuz Barış ve Özgürlük bayramı mı?”

Hayır efendim, bu bir bayram değil.

Çünkü henüz, siyasi manada bir barış ortada yok. Demokrasi desen esamesi bile okunmaz oldu buralarda.

Kaldı ki bayramla ne alakası var.

Çünkü:

Rum Türk herkesin kayıp verdiği 1958 kargaşası, 21 Aralık 1963 saldırıları kadar acı ve kara bir gün niteliğindedir 15 ve 20 Temmuz.

Çünkü savaşın, kanın ve ölümün bayramı olmaz, ancak yası tutulur.

Şehitlerimize rahmet, ailelerine hürmet ederken.

Ayrıca, vefaat etmiş tüm Mücahit ve Mehmetçik Gazi’lerimize ve Rum kayıplarına Allah’tan rahmet diler, ailelerine acılarından ötürü Rab’dan sabır dilerim.

Sağlıkla ve sıhhatle hayatta olan değerli Mücahit ve Mehmetçik saygıdeğer büyüklerimizin ellerinden öper tüm ailelerini saygıyla selamlarım.

Bize savaşsız ve kansız geçen 48 yıl hediye ettiğiniz için Allah sizden razı olsun…

Kısacası;

Türk, Rum, Ermeni, İngiliz her kim varsa lanet olası bu savaşta hayatını kaybeden hepsine Tanrı’dan şefkat yakınlarına da şefaat diliyorum.

Savaşların ne kazananları vardır ne de zafere ulaşanları, sadece kayıplar ve acılar vardır!!!

Bunu kutlamak da bir insanlık ayıbıdır.

Her şeye rağmen Kıbrıs’ta 20 Temmuz haksız bir müdahale değil. Bilakis, müşkül vatanı müdafaadır, bayram değil.

Bu taaruza neden olan, 15 Temmuz çıkarma ve katliam saldırıları düzenleyen Yunan cunta ordusu ve işbirlikçisi EOKA kadar diğer dış müsebbiplerin de günahı boynuna. 

Bu nedenle, Rum Türk veya diğer milletlerden fark etmez tüm şehit ve kayıplara rahmet olsun.

Dilerim Rum komşularımız ve içimizdeki savaş tantanacıları dış mihrakların oyununa gelip yine aynı hataya düşmez.

Bugünü herkes dilediği gibi değerlendirebilir ama;

Bence bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü, gibisinden, trajik, acı, kayıp ve de ayıp günüdür bugün.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu