KıbrısManşet

Darbaz: “Bazı devlet yöneticileri hayvancının tanımını dahi  yapamıyor”

Güneşköy bölgesinde hayvancılık ile uğraşan Cemal Darbaz, kuraklığın baş gösterdiği bu yıl yaşanan balya sıkıntısı hakkında konuştu. Darbaz, bazı devlet yöneticilerinin hayvancılığın tanımını yapamamakla eleştirdi.

Röportaj: SU ÜÇÜZ

9 yaşından beri, yaklaşık 40 yıldır hayvancılıkla uğraşan Cemal Darbaz,hayvancılıktan geçimini sağladığını belirterek, geçmiş yıllara göre hayvancılığın gerilediğine dikkat çekti.

 “Günümüzde bir köydeki bütün hayvancılarının ürettiği sütü, bir şirket sahibi üretmektedir”

Hayvancılık şu anda hangi noktadadır?

“Geçmiş zamanlarda hayvancılık köylülerin geçim kaynağıydı. Günümüzde ise tam anlamıyla düzenin bozukluğundan ve devleti yönetenlerin mantığa sığmayan kararlarından dolayı hayvancılık; zenginlerin işi olmuştur. Bugün, holding veya şirket sahibi insanların çoğu hayvancılık ile uğraşmaktadır. Köylerde hayvancılık azalmıştır. Günümüzde bir köydeki bütün hayvancıların ürettiği sütü, bir şirket sahibi üretmektedir. Çünkü, idarecilerin mantığı belirli insanların kazanmasıdır ve böyle bir düzende güzel bir gelecek beklenemez. Ben 40 senedir hayvancılık yapıyorum ve hep geçmişi arıyorum. Şu an da 40 senenin en kötü senesini yaşıyorum. Kazandığımız paranın kağıt kadar değeri kalmamıştır.’’

“Biz hayvancılar olarak sütün gerçek fiyatını belirlememiz gerekmektedir”

Dövizin dalgalanması sizce hayvancıyı nasıl etkilemektedir?

 “Hayvancının çiftliğine ulaşan suyun dışında gelen tüm ürünler dövize endekslidir. Biz her şeyi döviz üzerinden almaktayız, fakat sattığımız sütün ve etin fiyatını bile biz belirleyemiyoruz. Ülkemizde serbest piyasaya dahil olmayan tek sektör hayvancılık sektörüdür. Devlet yöneticilerine göre ürettiğimiz süt temel gıda maddesi olduğu için ürettiğimiz ürüne fiyat belirleyemiyoruz. Bütün girdilerimiz döviz kuru üzerinden hayvancıya yansımakta ve çoğu ayakta duramamaktadır.

Haftada iki defa yeme zam geliyor. Bugün 50 kg yem 623 TL’dir. Kuzular günde iki torba yem yemektedir. Bir buçuk ay sonra kuzunun yediği yem parası ile kuzuyu sattığım para aynı olacaktır. Günün sonunda hiçbir kazanç elde etmeden hayvan beslemiş olacağız. Hacı Ali Şirketi’nde 623 TL olan yem fiyatı, Binboğa’da 500 TL gibi bir rakama satılmaktadır. Devlet Binboğa’nın yemini baz alarak süte fiyatlandırma yapmaktadır. Döviz yükseldikçe özel şirketler yem fiyatını arttırmaktadır. Fakat Binboğa devlet bağlantılı bir şirket olduğu için yeme zam yapmamaktadır. Binboğa yeme zam yapmadığı ve zararına verdiği için yemin içine koyduğu malzemeden kısmaktadır. Hayvancı bu yemden hiç bir fayda görmüyor. Devlet, sırf süt ucuz olsun diye hem kendi üreticisini hem de kendi firmasını batmaya zorlamaktadır. Bugün devletin süte verdiği 1.80 TL bazında bir teşvik vardır fakat bu teşviği biz hayvancılar olarak istemiyoruz. Çünkü bu teşvik tam anlamıyla tamam bir teşvik ve yöntem değildir. Biz hayvancılar olarak sütün gerçek fiyatını belirlememiz gerekmektedir.

Bugün ben bir bakana ”hayvancı kimdir?” sorusunu yönelttiğimde cevap alamadım. Bazı devlet yöneticileri hayvancının dahi tanımını yapamıyor. Günün sonunda hayvancıların kim olduğunu belirleyemedikleri için, şirket sahipleri de hayvancılık yapabilmektedir. Örneğin, Suat Günsel’de bir hayvancıdır, ben de bir hayvancıyım. Şu an Suat Günsel, 50 hayvancının ürettiğini yalnız başına bir şirket üretmektedir. Geçimini hayvancılıktan sağlayan insanlar böylelikle geri plana atılmaktadır ve kazanç sağlayamamaktadır. Bunlara ek olarak hayvancılık yapan kişilere çiftlik bazında kotalar gelmesi gerekmektedir. Çünkü maddi geliri fazla olan kişiler, tek şahıs olmasına rağmen ailesinden farklı kişilerin adına birçok çiftlik açabilmektedir.”

 Ülkedeki balya sıkıntısı hakkındaki düşünceleriniz nedir?

“1974 yılında devlete ait rezerv arazileri bulunmaktaydı. Devlet bu arazileri dağıttı, fakat o kadar fazla arazi bulunmaktaydı ki devlete de arazi kalmıştı. Devlet bu arazileri kiralamaktaydı. Biz hayvancılar olarak yıllarca bize kuraklık, doğrudan gelir desteği gibi destekler yerine hayvan sayısına göre, adil olarak tarla verilmesini talep ettik. Fakat devletimiz seçim ve oy uğruna polis komutanına bin dönüm tarla kiralamayı tercih etmektedir. Sırf bu yüzden balya sıkıntısı yaşanmaktadır. Geçen sene bir balyanın maliyeti 220 TL’di bugün ise çiftliğe gelene kadar 900 TL maliyeti vardır. Balya konusu çok önemlidir. Devlet şu an arazilerden, hayvancıya vermiş olsa hayvancı kendi balyasını kendi üretecek konuma gelecektir ve kazanç sağlayacaktır.  Fakat gelmiş geçmiş hükümetlerin bu konu hakkında bir yaptırımı bulunmamaktadır.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu