KıbrısManşet

Deniz: Güçlü gençlik demek güçlü devlet demektir

Ekonomi ve Turizm eski Bakanı Derviş Kemal Deniz, Kıbrıs Arena’nın sorularını yanıtlayarak, ‘’Bir ülkeyi ülke yapacak olan, gençlerdir. Gençlere de fırsat verilmesi için bu ülkede gençlere yönelik ciddi yatırım imkanları olması gerekmektedir. Onların çalışabileceği ekonomik bir sektör yaratmak gerekir’’ ifadelerine yer verdi.

‘’GÜÇLÜ GENÇLİK DEMEK GÜÇLÜ DEVLET DEMEKTİR’’

‘’FAİZLER YÜKSELİRSE, FİYATLAR DENGELENECEK VE ENFLASYON DÜŞECEKTİR’’

Ülkedeki enflasyon oranı dünya ülkelerine göre en üst düzeyde seyretmektedir. Peki, enflasyonu tetikleyen unsurlar nelerdir?

“Bir ülkede enflasyon olabilmesi için mevcut olan, kullanılabilecek mal ve hizmetlerin azlığı, etrafta dönen paranın fazlalığıdır. Etrafta fazla para dönüyorsa, ülkede verdiğiniz hizmet ve mal kısıtlıysa, pek tabi ki o fazla para bunu satın alacağı zaman yavaş yavaş fiyatlar yükselmeye başlayacaktır. Bunu önlemenin yolu çok basittir. Bu enflasyonu azaltmak için en çok kullanacağınız şey, faizleri yükseltmektir. Faizlerin karşısında Türkiye Cumhuriyeti diyor ki biz enflasyonu da düşüneceğiz, faizleri de düşüreceğiz. Ancak biliyoruz ki faizler düşük kaldığı sürece insanlar daha çok kredi kullanabilmekte, kredi kullandık sonra da satın almayı artırmaktadır. Ancak kullanabilecekleri mal sayısı az olduğu için otomatik olarak fiyatlar da yükselmektedir. Faizler yükselirse, fiyatlar dengelenecek ve enflasyon düşecektir.

Mesela Avrupa’da enflasyon oranları bazı yerlerde yüzde 1-2, bazı yerlerde yüzde 7’dir.  Bu oran yüzde 5’e çıktığı zaman hemen faizleri yükseltmeye ve fiyatları dengelemeye başlıyorlar. Bu konuda iş sektörleri temkinlidir.  Bu fiyatların yüksek kalması birçok insanda da fakirlik yaratır. Bu da ülkede sosyal dengesizliği getirir. Olaya hep ekonomik açıdan satın alınıp alınamaması açısından bakmamak gerekir. Ülkenin sosyal dengesinin korunması açısından da bakılmalıdır. Eğer siz sürekli sabit gelirlilerin satın alma gücünü düşürürseniz ve gittikçe fakirleşmesine sebebiyet verirseniz o zaman ülke içerisinde dengesizlikler başlar. Huzursuzluk ortaya çıkarsa üretimi de turizmi de etkiler, her yerde kendini gösterir.

Bizim ülkemizde enflasyona karşı mücadele; Türkiye Cumhuriyeti’nin alacağı faiz kararlarının etkisi ile olacaktır çünkü Türk Lirasının üzerinde kontrolümüz ve Türk Lirasının üzerinde kontrolümüz olmadığı için orada alınacak faiz kararlarıyla ilgili bizim de ülkede belli bir enflasyona karşı mücadelemiz olacaktır.

Ülkemizde başka bir sıkıntı daha vardır. Küçük ölçekli bir ekonomimiz olduğu için devamlı olarak dışarıdan bir paraya ihtiyaç vardır. Hangi sektörlere önem vermemizi çok iyi düşünmemiz gerekiyor. Enflasyonu bir tarafa bırakacak olursak bizi ayakta tutacak olan 3 önemli sektör vardır. Biri üniversite, biri turizm diğeri de ticarettir.’’

Bugün ülkedeki mevduatlara baktığımız zaman insanlar döviz endeksli yatırımları güvenceye alıyorlar. Artık TL bazında mevduat görmekte zorlanıyoruz. Önümüzdeki süreçte dövizin yol haritası sizce ne olur?

“Türk Lirası’nın faizlerini düşük tutarsanız, herkes dövize yükselir. Faizler yükselirse Türk Lirası’nın üzerine kayma daha çok olacaktır. Döviz artışları dengelenmeye başlayacaktır. Bu durumda Türk Lirası yine değer kazanacak ve insanların da tercihi arasına girecektir.’’

“Türkiye ile istediğimiz an istediğimiz anlaşmayı yapabilecek durumdayız”

Ülkede çok tartışılan konulardan biri ise TL’den Euro’ya geçiş konusudur. Sizce Euro’ya geçiş sürdürülebilir mi?

“Türk Lirası’nın euro’ya geçişini para birimi olarak yapması imkân dahilinde bir şey değildir. Bunun sebebi de henüz Avrupa Birliği üyesi olmamamızdan kaynaklıdır. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası ile bir ilişkimiz yoktur. En yakınımızda olan Türkiye Merkez Bankası’dır. Hacim üzerinde bir etkimiz olmamasına rağmen, en azından Türkiye ile istediğimiz anda istediğimiz anlaşmayı yapabilecek durumdayız. Yapılabilecek en güzel iş şudur; İki ayağa da bakmak lazımdır. Para birimi olarak düşünülmesi yanlıştır. Ancak muhasebe birimi olarak kullanılması düşünülebilir. Bunun sebebi de onları sabit bir maaşta tutarsanız en azından insanlar bilir ki en azından enflasyon ve döviz artışı karşısında alacakları maaşlar dengededir. Bir de iş insanı açısından baktığınızda enflasyon muhasebesi olmadığı sürece kâr zarar hesaplarda vergiye çıkan kar, kazanmadığınız kar oluyor. Halbuki enflasyon muhasebesi yapılırsa en azından enflasyondaki etkiyi izole eder ve ödenmesi gereken vergiyi ödersiniz. Bunun farklı yoldan aşılmasının bir diğer yolu da dövize endeksli bir muhasebe sisteminin olmasıdır. Gelir ve giderinizi yabancı para üzerinden yaparsanız ortaya çıkacak kar zararınız da gerçek rakamlar üzerinden çıkacaktır. Bu da çok hassas ve sistematik oturması gereken bir durumdur. Maalesef ülkemizde yapılan birçok şeyin zaman zaman geri döndüğünü görüyoruz. Enflasyon konusu da böyle gidip gelecekse insanların kafası karışacaktır. O yüzden çok istikrarlı bir şekilde devletin bunu iyi hazırlaması gerekir. Sırf yapmak için yapılmamalıdır.”

“Gençlere yönelik yatırım imkanları olması gerekmektedir”

Asgari ücret şimdiden gündeme gelmeye başladı. Sizce ne olmalıdır?

“Gençlerimiz Güneye ya da Avrupa’ya gitmeye başladı. Burada kalıp da gidemeyenler de baskıyı hissetmeye başlıyorlar. Halbuki bir ülkeyi ülke yapacak olan gençlerdir. Gençlere de fırsat verilmesi için bu ülkede gençlere yönelik ciddi yatırım imkanları olması gerekmektedir. Onların çalışabileceği ekonomik bir sektör yaratmak gerekir. Bu ekonomik sektör de benim hep hayalimdir. Bakanlığım sırasında da çok uzun bakanlık yapamadığım için sonuçlandıramadım. Güneyde gençlerin hangi sektörde çalıştığını görüyorum. Biz her ne kadar statü olarak tanınmayan bir ülke olarak görülsek de Kıbrıs adasının kuzeyinde yapılan aktiviteler Avrupa Birliği tarafından kabul ediliyor. Biz her şeyimizi “Tanınmamışlık, burada hiçbir şey yapılmaz, burada hiçbir şey olmaz” üzerine kurduğumuz için karamsarız. Olması gereken bu değildir. Biz bu dünyanın ekonomik yapının bir parçası nasıl yapabiliriz düşüncesine odaklanmamız gerekiyor. İnsanların Kuzey Kıbrıs’ta yatırım yapmalarına, burayı bir iş merkezi olarak kullanıp, vergi avantajları sağlayabilirsek büyük bir kalkınma sağlar ve bir çok şeyi başarabilriz. Biz bunu bir türlü Türkiye’ye anlatamadık. Türkiye bunu Kuzey Kıbrıs’ta yapmak yerine Dubai’de, Malta’da, Almanya’da veya herhangi bir yerde yapmayı tercih ediyor. Biz tercih konusu olduğumuzu Türkiye’ye anlatamadık. Eğer Türkiye bunu anlamaya başlarsa, Arap Ülkeleri de buna başlayacak, başka yerler de başlayacaktır.

Burası bir finansman ve operasyon merkezi olarak kullanırlarsa ofisleri burada kuracaklar, bundan dolayı vergi avantajları sağlayacaklar, uluslararası bütün işler buradan yürütülecek. O zaman ne olacak? Gençlerimiz kaçmayacaklar. Güney Kıbrıs bunu yapıyor. Güney bunu yapmaya başladığı zaman gelişmeye başladı. Bir muhasebe bürosunda çalışan insan sayısı 2 bin civarındadır. Kuzeye baktığımız zaman en büyük muhasebe bürosunda çalışan insan sayısı en fazla 30 kişidir. İki tarafı kıyaslarsanız, ekonomideki hacmi anlarsınız. Kıbrıslı Türkler de güneydeki muhasebe bürosunda çalışmaya başladı ve iyi de maaş alıyorlar. Bu burada da yapılabilir. O zaman inşaatların devamlılığı da gelir. Turizm de bununla birlikte büyüyecek. Bunun hepsi birbirine bağlıdır. İstihdam ettiğinizde de geçlerimize yol açılmış olacaktır. Ciddi bir ekonomi yapıp sonra da oturup Türkiye Cumhuriyeti ile konuşacaksınız. Diyeceksiniz ki ben vergileri indiriyorum. 5 sene içerisinde buradan buraya gelme hedefim vardır. 5 seneden sonra da sana geri ödemeye başlayacağım. Bu yapılırsa ben inanıyorum ki KKTC’deki gençler iş bulmaya başlar, turizm patlar, üniversiteler doğru dürüst öğrenci almaya başlar ve ticaret de tam anlamıyla rayına oturur. Bunun için de ciddi planlama ve ileri adım atılması lazımdır. Bu yapılmazsa da gençlerimizin kaçmamasını birileri daha çok bekler. Daha da geç kalırsak çalıştıracak adam bulamayacağız. Güçlü gençlik eşittir güçlü devlet.’’

Diğer Haberler

Başa dön tuşu