DEVECİ: “AMACIMIZ ÜRETİCİLERİ KOOPERATİFLERİN ÇATISI ALTINDA TOPLAYARAK, DAHA RANDIMANLI VE MODERN ÜRETİMLER YAPABİLMELERİNİ SAĞLAMAKTIR”
KKTC Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Emirali Deveci, bakanlığın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.
‘’Amacımız üreticileri kooperatiflerin çatısı altında toplayarak, daha randımanlı ve modern üretimler yapabilmelerini sağlamaktır’’
Küçükbaş hayvancılık konusunda zaman zaman sıkıntıların yaşandığını aktaran Deveci, küçükbaş yetiştiriciliğin zor bir uğraş olduğu ve birçok hayvancının bu üretim dalından uzaklaştığına dikkati çekti. Deveci, gıda üretimi açısından küçükbaş hayvancılığının artırılması gerektiğini savundu.
‘’Tarımsal desteklerimizi iki ana başlık altında topladık’’
Soru: Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
‘’Tarımsal desteklerimizi iki ana başlık altında topladık. Birisi ‘‘alan bazında’’ desteklerimiz olup, arazi ölçüsüne göre dönüm üzerine ödenen desteklerdir. O arazide ne üretiliyorsa ona göre destek veriliyor. Örneğin; arpa üretiliyorsa, Bakanlar Kurulu`nun vermiş olduğu karar doğrultusunda belirli bir rakam ile destekleniyor. Aynı şekilde arazide yem bitkisi, narenciye, meyve ağacı, sera veya sebze üretiliyorsa her birisi için ayrı bir rakam belirlenerek, o şekilde destekleniyor. Bunların tamamı ‘’alan bazlı’’ desteklerimizdir. Desteklerimizin yaklaşık yarısını bu şekilde vermekteyiz.
Diğer desteğimiz ise; akaryakıt desteğidir. Her yapılan bitkisel üretim için belirlenmiş bir rakam vardır. Bu rakama göre üreticilere akaryakıt desteği veriliyor. Buradaki amaç, üretim maliyetlerini düşürmek ve daha uygun fiyatlar ile üretimini desteklenmesini sağlamaktır.
Bunun yanında hayvancılık desteklerimiz de vardır. Hayvancılık desteklerimiz kendi içerisinde ikiye ayrılır. Bunlar; Bakanlar Kurulu`nun belirtmiş olduğu küçük başa verilen ‘’hayvan başı destek’’ içindir ve belirli bir rakam ile desteklenmektedir. Bir de süt ürünleri için desteğimiz vardır. Üretilen çiğ süt miktarı, yine Bakanlar Kurulu`nun belirlemiş olduğu bir rakam ile desteklenmektedir. Buradaki amaç ise ülke tüketicilerine daha uygun fiyatlarda süt ve süt mamullerini ulaştırabilmek, aynı zamanda üreticilerinden mevcut koşullarda hayatlarını idame ettirebilecekleri bir rakam elde edebilmelerini ve dünya piyasaları ile rekabet edebilecek bir pozisyona gelebilmelerini sağlamaktır. Bu şekilde 2 ana başlık altında vermiş olduğumu tarımsal destekleri toparlayabiliriz.’’
‘’Organik ve sertifikalı ürünlere ekstra destekler vermekteyiz’’
‘’Sistemimizin içerisinde bitkisel üretimde organik ‘’Global Gap’’ gibi sertifikalı üretim yapan üreticilere ekstra destekler öngörmekteyiz. Buradaki amaç, organik üretimleri teşvik etmek ve sertifikalı üretim yapmalarını sağlamaktır. Bu sayede tüketicilerimizin daha güvenilir gıda tüketmesini sağlıyoruz. Ülkemizin tanınmamasından dolayı dış ticarette bazı sıkıntılarımız var. böylelikle ‘’organik ve Global Gap’’ gibi sertifikalı ürünlerin ihracatı daha da kolaylaşacaktır. Bu alanları desteklemek için verdiğimiz tarımsal standart desteklerimizin yanında organik ve sertifikalı ürünlere ekstra destekler vermekteyiz. Bu da bir açılımdır. Bir diğer açılımımız ise, üreticilerimizin bir araya gelmesini, kooperatifleşmesini, daha güçlü olmalarını ve ürünlerini daha iyi pazarlayabilmeleri için birlikte hareket etmelerini destekliyoruz. Sistemimizin içerisinde birlikte hareket ederek üretim yapan üreticilerimiz, şayet belirlediğimiz kriterler kapsamında gelip bizlere başvururlarsa aldıkları desteklere %15 oranında ‘’birlikte hareket etmeye’’ ekstra destek sağlıyoruz. Eğer ki ‘’kooperatifleşerek’’ gelirlerse; yüzde 30’luk bir desteğimiz olacaktır. Buradaki amacımız ise, üreticileri kooperatiflerin çatısı altında toplayarak; daha randımanlı ve modern üretimler yapabilmelerini sağlamaktır. Bu sayede büyük şirketlerin daha modern, daha ekonomik ve daha verimli üretim yapabilecekleri tartışılmaz bir gerçektir. Bu üreticilere ulaştırdığımız destekler, doğrudan üreticinin gelirine yönelik desteklerdir.’’
‘’Üretim fazlası ürünlere desteklerimiz var’’
‘’Bir de ülkemizde üretilen ve ihracatı gerçekleştirilmesi gereken üretim fazlası ürünlerimizde verdiğimiz bir başka destek sistemimiz vardır. Örneğin, narenciye ürününün yaklaşık %10 iç piyasada tüketilebilir. Büyük bir kısmı ise gerek konsantre sıkılarak, gerekse de sofralık meyve olarak ihraç edilir. Bu ihracatları desteklemek için de verdiğimiz ‘’ihracat teşvik primlerimiz’’ var. Aynı şekilde süt mamullerinde bulunan hellim ürünümüze veya beyaz peynir olarak işlendiği zaman yurt dışına gönderebilmeleri için ihracat teşvik primimiz var. Bu primlerde, bizim destek sistemimizin bir parçasıdır. Buradaki amaç ada ülkesi olduğumuzdan dolayı üretilen ürünleri iç piyasada değerlendirilmeyeceği zaman, ihracat yoluyla ekonomiye kazandırmaktır.’’
‘’AB ile yürüttüğümüz projelerimiz vardır ‘’
Soru: Hayvan varlığının arttırılması ile ilgili çalışmalarınız nedir?
‘’Tarım Bakanlığı olarak, tarım üretimi yapan herkesin çağdaş bir hayat standardında yaşayabilecek kadar gelir elde etmelerini istiyoruz. Aynı zamanda bu tarım ürünlerini tüketen tüketicilerimiz, gıda güvenliği olan üretimi uygun olan ve gönül rahatlığıyla tüketilebilecek ürünlerin tüketilmesini istiyoruz. Bu çerçevede hayvansal bacağına da bakacak olursak eğer, biz sağlıklı hayvanların ülkemizde beslenmesi konusunda ciddi bir çaba içerisindeyiz. Sağlıklı hayvanlardan üretim yapan insanlar para kazanabilir. Bu sayede sağlıklı hayvan üretilen ürün, sağlıklı bir şekilde tüketiciye sunulabilir. Bu kapsamda hayvan hastalıkları ile ilgili mücadele bizler için çok önemlidir. Bizler de bu konuda önemli adımlar atıyoruz.
AB ile yürüttüğümüz projelerimiz vardır. Ülkedeki tüm küçük ve büyükbaş hayvanlardan kan alınarak, taramaları yapılıyor ve hasta olan hayvanların izole edilerek sürülerden uzaklaştırılmasını ve ülke hayvan varlığının hayvan hastalığından ari edilmesini sağlıyoruz. Bizler bu konuda son zamanlar da çok iyi bir yere de gelmiş durumdayız. Çalışmamız sayesinde üretici, sağlam ve sağlıklı hayvanından elde ettiği üretimden daha yüksek gelir elde edecektir. Biz bu bacağında üretici boyutunu sağlam bir zemine oturtuyoruz. Diğer tarafta da sağlıklı hayvanlardan üretilen et ve süt, sağlıklı bir gıda olarak tüketicimizin sofrasına ulaşıyor. Bu bizim için çok önemli başka bir boyuttur. Biz bu konuda iyi durumdayız. Özellikle son dönemlerde hayvan hastalıkları ile ilgili taramalardan iyi bir sonuç elde ettik. Hayvanlarımızda dünya standartlarının altında kabul edilebilir hastalık var. Bu hastalıklar da insana bulaşan, çok kötü hastalıklar değildir. Fakat biz; hayvan verimini etkileyen, muhtemelen insanlara zarar verebilecek olan hastalıklar bile olsa bu hastalıkları için etkin adımlar atıyoruz. Ülkemizde yaygın, bulaşıcı ve hayvanlara zarar verebilecek bir hastalık olmadığı gibi; tüketicilerimize de zarar verebilecek bir hastalık bulunmaması bizim için en önemli unsurdur.’’
‘’Küçükbaş hayvan konusunda bazı sıkıntılarımız var’’
‘’Ülkemizde küçükbaş hayvan konusunda bazı sıkıntılarımız var. Çünkü, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği oldukça zor bir uğraş olduğu için birçok insanımız bu üretim dalından uzaklaşmaktadır. Ülkemizde küçükbaş hayvancılığının artırılması gerekmektedir. Biz bu düşüncede olduğumuz için Devlet Üretim Çiftlikleri’nde modern bir damızlık ve küçükbaş çiftliği kuruyoruz. Bu şekilde daha verimli bir hayvan popülasyonu yaratıp, bunu üreticilere yayarak ülkedeki küçükbaş hayvancılığının hem sayısal hem de verim ve kalite anlamında arttırılmasını sağlayacağız. Çalışmamız hem et üretimi açığımızı kapatmak hem de hellim konumuz için önemlidir. Bizim uluslararası piyasalara hellim ihraç edebilmemiz için küçükbaş sütünün de ürün içerisinde bulunması gerekiyor. Bu da küçükbaş hayvan varlığımızın ve küçükbaş sütünün arttırılmasını gerektiriyor. Yaptığımız çalışmalar sayesinde küçükbaş hayvan sütü üretiminde artış sağlayarak, hellim ihracatını ve ülkemize gelecek dövizle birlikte refah artışına katkı sağlayacak küçükbaş damızlık modern çiftliğimizi kuruyoruz. Bu ülkemiz için güzel bir adım olmuştur. Çiftliklerimiz sayesinde hem et hem de hellim ihracatımızı karşılarken daha çok insanımızın tarımsal ürünlerden gelir elde edebilmesini sağlayacağız.’’
‘’Hayvancılık ve tarım her alanda sürdürülebilmeli’’
‘’Tarım Bakanlığı olarak, ülkemizin her yanında üreticilerimizin olması ve ekmek paralarını köylerinde kazanabilmelerini istiyoruz. Bütün insanların şehirlere toplanıp, yaşayabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla toprağımıza sahip çıkarak herkesin kırsalında, köyünde, kasabasında ekmeğini kazanabileceği bir formül yakalamaya çalışıyoruz. Hayvancılık yalnız başına düşünülecek bir konu da değildir. Bunun yanı sıra ülkemizde çok ciddi kuru ziraat üretimimiz vardır. Kuru ziraat ürünlerinin değerlenmesi de hayvancılık üzerinden mümkündür. Çünkü, arazide kaba yem, arpa, buğdayı ancak hayvansal yem olarak değerlendirildikten sonra ekonomik değeri artan ürünler olabilir. Bu yüzdende hayvancılık bizler için çok önemlidir. Kırsaldaki istihdamın ve gelir düzeyinin attırılmasını sağlayacaktır. Tarım ise sadece tarımcının refahını değil, tüm ülkenin refahı artırmasını sağlayan, geniş bir zemine yayıldığı için de çok önemli bir sektördür. Bu yüzden hayvancılık ve tarım her alanda sürdürülebilir olmalıdır.’’