Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi eski Başhekimi Dr. Bülent Dizdarlı “Damlayan Çeşme” başlığı ile sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla vaka sayılarının artmasıyla fazladan tedbire ihtiyaç olduğunu vurguladı. Dizdarlı “Korkarım bir sabah kalkacağız ülkeyi başka koşullarda bulacağız. Kısacası bu anımı , belki kıssadan hisse çıkaran olur diye buraya aldım. #Fazladan tedbire ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
İşte Dizdarlı’nın paylaşımı…
DAMLAYAN ÇEŞME
Lise yıllarımdı. Lefkoşa’da ki evimizin arka bahçesinde 4 mandalin, bir portokal, iki de limon ağacı vardı.(Hâlâ var) . Herkese kendi malı tatlı gelir . Bana göre o bahçede üretilen mandalina gibi mandalina yoktur. Limon desen öyle bir suyu var ki anlatamam. Rahmetli anneannem elleriyle dikmişti o ağaçları. Sağlığı el verdiği sürece de baktı. Gün oldu çapaladı gün oldu suladı. Belli bir yaşa geldikten sonra da beni oraya bakmakla memur etti. Ama denetlemeyi asla ihmal etmedi.Bahçenin kenarında bir çeşme var. Ondan temin ettiğim suyla sulardım küçük bahçeyi. Öyle hemen “Şehir suyuyla bahçe mi sulanır” demeyin. O zamanlar su bol . Kesilme nedir bilmeyiz. Birde bu gün marketlerden aldığınız su kadar tatlı. Yani içilebilir. Neyse lafı çok da uzatmayım. Bir gün geldim baktım benim çeşme damlatıyor. Sıktım iyice . Bilemezdim fazla sıkınca yalama olabileceğini. Bir süre sonra daha fazla su kaçırmaya başladı. Çocuk aklı . Gittim ispaho aldım. Vanasının etrafını sardım. Sıkışan vananın etkisiyle su akışı durdu. Sanırım aynı günün öğleden sonrası Anneannem geldi, “Bu ne ?” dedi. Durumu anlattım . Gururla “ sorunu hallettim” dedim. Nenem güldü. “Yakında görün hanyayı konyayı” dedi. Anlamadım. Aldırmadım da .Ta ki ertesi gün sabah babamın feryadını duyana kadar. Doğal olarak iple sıkarak laşkalığını önlemeye çalıştığım vana iyice gevşemiş su büyük tazyikle akarak bütün bahçeyi göle çevirmiş , oradan taşmış garaj yolumuzu dahi bataklığa çevirmişti. Babam etrafın kirlenmesine mi yanıyordu, boşuna ödeyeceği su parasına mı çok hatırlamam ama çok kızmıştı. Bense çok üzülmüştüm. “Keşke çeşme den anlayan birini çağırsaydım” diye de pişmanlığımı dillendirmiştim.
Şimdi ben bu yazıyı neden yazdım.?Bu bizim Çifte PCR la giriş yöntemi var ya. Gidişat bana bu yaşanmışlığımı hatırlattı. Belli ki ithal hasta durmuyor. Temaslılar da artıyor. Yerel bulaşmalarda her gün duyurulmaya başlandı. Kaldı ki yarın öbür gün okulları da açacaklar. Vanayı saran ip yetmeyecek. Korkarım bir sabah kalkacağız ülkeyi başka koşullarda bulacağız. Kısacası bu anımı , belki kıssadan hisse çıkaran olur diye buraya aldım. #Fazladan tedbire ihtiyaç var
