KıbrısManşet

Erişmen: Devlet denetim yapmıyor

Kıbrıs Arena-Ropörtaj:Deniz Gürgöze

KOOP-SÜT Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erişmen, ülkedeki süt fiyatlarının yükselmesini nedenlerini açıklayarak, kurumun sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için gelir ve gider dengesinin korunması gerektiğine dikkat çekti.

 Erişmen sorularımızı yanıtlayarak KOOP-SÜT hakkında çıkan asılsız haberlere ilişkin de ‘’KOOP-SÜT dimdik ayaktadır’’ vurgusunu yaptı.

‘’Kooperatif bu ülkede bir denge unsurudur’’

Soru: Ülkede süt ve hellim fiyatlarındaki artış, alım gücünün günden güne düşmesi karşısında oldukça dikkat çekiyor. Peki üreticiden 6 TL’ye alınan sütün işlendikten sonraki maliyet fiyatı nedir?

Biz sütü üreticiden 6 TL’ye alıyoruz. Ambalaj maliyetimiz paket başına 2.63 TL, işçilik giderlerimiz paket başına 1.83 TL’dir. Bunların içerisinde gaz, elektrik ve akaryakıt giderlerini de koyduğumuz zaman kar marjsız finans öncesi maliyetimiz 11.52 TL’dir. Bunların dışında 1.40 TL bayi kar oranı ve 1.43 TL de şirket kar payı var. Biz bayi satış fiyatı olarak 14.40 TL’ye veriyoruz, market satış fiyatını da 15.40 TL olarak söylüyoruz. Yani bunları toplarsak ve yüzdelik olarak söylersek %28 bir kar marjı ile sattığımız ortaya çıkıyor. Dövizin sürekli yükselmesi ve paket ambalajlarının yükselmesi ile bu fiyat yukarıya çıkıyor. Hammaddenin döviz bazında yükselmesi sonucu dünyada hammadde sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Tabi ki biz de bundan nasibimizi aldık. Bu noktaya geldiği zaman elektriğin de %300 zamlandığı, akaryakıtın her gün değişim göstererek zamlandığını, hayat pahalılığının işçilik giderlerine yansıdığını görüyoruz. Bunlar girdi maliyetlerini etkileyen unsurlardır. Bunları ürünün maliyetine yansıtmazsanız kurum sürdürülebilir olmaktan çıkar ve batar. Kooperatif bu ülkede bir denge unsurudur. Pandemi döneminde hiçbir fabrika çalışmazken, hayvancının sütünü alarak hayvancılarımızın ayakta durmasını sağladık. Eğer bu süreçte kooperatif üreticinin sütünü almamış ve işlememiş olsaydı, üreticilerimizin çoğu bu işten vazgeçecekti. Bu kooperatifin önemini arz eden bir durumdur.

‘’Gıda Tüzüğüne uygun hareket ediyoruz’’

Soru: Devletin yerli üretime desteği var mı? Rekabet ortamı satışlarınızı etkiliyor mu?

Biz tüm ürünlerimizde Gıda Tüzüğüne uygun hareket ediyoruz. Mevcut gıda tüzüğünü harfiyen uygulayan bir kurumuz. Devletimiz malesef  birçok şirkete  %65 sigortaları karşılarken, Kooperatifleri bunun dışında tuttu. Bizi dışarıda tutarken personel giderlerinde de düşüş olmamasından dolayı, ürünlerimize diğer özel şirketlere sağlanan olanaklardan yararlanarak indirim yapamadık. Devlet bize çifte standart uyguladı. İlk çıkan kararda Kooperatifler hariç ibaresi yoktu, sonradan kooperatifleri bu uygulamadan dışarı bıraktılar ve bize ‘’siz Kooperatif Merkez Bankası’nın iştirakisiniz’’ dendi. Halbuki biz bankanın iştirakciliğinden çıkarıldık ve bununla ilgili Yüksek İdare Mahkemesine davaya da gittik. İkinci ve üçüncü çıkan kararda davaya gitmemek için ‘’kooperatifler hariç’’ ibaresi kullanıldı. Devlet de bize tüm kapılarını kapatmış oldu. Özel sektörün yatırımlarının bir kısmını devlet üstenirken, biz bundan yararlanamadık. Toplu sözleşme kapsamında sigorta pirimlerini kazançlara göre yatırmamıza rağmen devlet bizi korumadı. Çifte standart uygulamalarla nasıl ayakta kalacağız? Biz bunları anlatmaya çalışıyoruz.

‘’Devletin denetim yapması zorunludur’’

Soru: Koop-Süt dışında onlarca çeşit ürün görüyoruz ve bu ürünlerde bir fiyat dengesi veya kalite standardı yok… Peki bu sizin satışlarınızı etkiliyor mu?

Gıda Tüzüğü’nde hellimin kuru maddesi 52/54 olacak diyor. Bizim ürettiğimiz hellimde de kuru madde 52/54’tür. Fakat piyasada bunu yakalamayan hellimler satılıyor. Biz Gıda Tüzüğüne uygun olarak hellimimizi ürettiğimiz zaman bir maliyet ortaya çıkıyor. Bunun denetimi yapılacak olursa piyasada kendiliğinden bir fiyat dengesi oluşacaktır. Bu denetimler devlet tarafından yapılarak Gıda Tüzüğüne uygun noktaya getirilmelidir.

‘’Üreticimizi de vatandaşımızı da mağdur etmedik’’

Soru: Uzun süre ambalaj sıkıntısı yaşandı. Peki niye bu sıkıntı yaşandı?

Dünyadaki pandemi ve savaş sonrası hammadde sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Süt ambalajlarını Türkiye’de iki firmadan alıyoruz.  Aylık olarak 1 milyon 200 bin paket tüketiyoruz. Son dönemde yaptığımız siparişler önce kabul gördü sonra reddedildi. Biz de niye böyle bir noktaya geldik diye sorduğumuz zaman da ‘’hammade yok, üretim yapamıyoruz’’ dendi. Mart ayı içerisinde bize hiç ambalaj veremeyeceklerini söylediler. Bu süre zarfında piyasayı sütsüz bırakmamak adına, elimizdeki paketlere etiketler yaptırarak üretimimize devam ettik. Kendi içimizde böyle bir karar aldık ve üreticimizi de vatandaşımızı da mağdur etmedik.


‘’Günlük süt üretimine başladık’’

Soru: Günlük süt üretiminiz olacak mı?

Evet. Yeni yeni üretmeye ve denemeye başladık. Biz yeni bir ürünün üretimine başladığımız zaman belli yerlere gönderip, geri dönüş alırız. Ve biz geri dönüş sonrası oturup olumlu ya da olumsuz değerlendirme yapar sonra piyasaya sunarız.

‘’Yaptığımız yardımların reklamını yapmıyoruz’’

Soru: KOOP-SÜT olarak sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?

Biz yaptığımız sosyal sorumluluk projelerini çok öne çıkaran bir kurum değiliz. Her yıl Kızılay’a 10 bin adet meyve suyu veriyoruz. Kan verenlere ücretsiz dağıtmaları için. SOS’e her hafta 10 koli süt veriyoruz. Çocuklarımızın sağlıklı beslenmeleri için. Engelli Basketbol Takımımıza antreman sonrası süt ve meyve suyu içmeleri için ücretsiz ürün veriyoruz. Bazı ihtiyaçlı ailelerimizin çocuklarının süt içmesi için yönetim kurulu kararı alarak ihtiyaçları doğrultusunda süt bağışı yapıyoruz. Biz bunların reklamını yapmıyoruz.

 ‘’Mali yapımız geçmişe göre çok iyi’’

Soru: KOOP-SÜT’ün mali durumu nedir?

Biz 2019 yılı sonu yönetime geldik. O dönem KOOP-SÜT 2 milyon 500 bin TL zarardaydı. 2020’yi 2 milyon 500 bin TL karla kapattık. Bu yıl da 1 milyon 571 bin TL kar ile kapadık. Bazı çevreler tarafından KOOP-SÜT’ün zorda olduğu söylentileri çıkıyor. Ama şunu söyleyebilirim; pandemi dönemi olmasına ve dövizin artmasına rağmen KOOP-SÜT dimdik ayaktadır.

KOOP-SÜT, Fasıl 114’e göre sadece Kooperatif Merkez Bankası ile çalışabilir. Bizim her 15 günde bir SÜTEK’e ödediğimiz rakam 5-7 milyon TL süt parası var. Aylık olarak baktığımız zaman da 12 milyon’a denk geliyor. Ambalaj için sipariş ettiğimiz ambalaj giderimiz 2 milyon 500 bin TL’dir. Elektrik, gaz, personel giderlerini bir tarafa koyun, 40-50 milyon para ile burayı döndürüyoruz. Buna bakınca bankadaki overdraft hesabımız da 6 milyon TL’dir, yani 15 günlük süt paramız kadar bile değil. Biz ambalajı peşin alıyoruz, bir ay süre ile piyasaya sokuyoruz ve bir ay da sonra paramızı alıyoruz. Yani bana dönüş 2 ay sonra olacaktır. Şimdi düşünün süt parasını mı tedarik edeceğiz, ambalajı mı ödeyeceğiz yoksa diğer giderlerimizi mi? Banka ile bu konuda sürekli çatışma yaşıyoruz. Kredi talep ediyoruz ama teminat isteniyor. Bizim de teminat verecek malımız olmadığı için teminat da veremiyoruz. Yeniden bir karar alarak limitin artırılması için yeniden bankaya bir yazı gönderdik. İlerleyen zamanlarda bankayla görüşerek önümüzün açılması için talepte bulunacağız. 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu