Kıbrıs

GÜÇLÜSOY: “ÜRETEMEZSENİZ YAŞAYAMAZSINIZ, YAŞATTIRAMAZSINIZ”

Zirai Levazım Makine ve Kooperatif Pazarlama Ltd. Yönetim Kurulu As Başkanı Durali Güçlüsoy, KIBRISARENA’ya geçmişten günümüze Kooperatifçiliği değerlendirdi.

22 yıllık kooperatifçilik hayatında önemli görevler üstlenen Durali Güçlüsoy ülke kooperatifçiliği üzerine konuşarak, kooperatifçiliğin geldiği noktayı değerlendirdi ‘’Üretemezseniz yaşayamazsınız, yaşattıramazsınız’’ Zirai Levazım Makine ve Kooperatif Pazarlama Ltd. Yönetim Kurulu As Başkanı Durali Güçlüsoy, kooperatifçiliğin eski şaşalı günlerine dönmesi için çalışma yürüttüklerini belirterek, kooperatifçiliğin önemine değindi.

‘’Ülkemizde kooperatifçilik köklü bir geçmişe sahiptir’’

Soru: Kooperatifçilikten bahseder misiniz?

‘’Kooperatifçilik çok köklü bir geçmişe sahiptir. Kendi kooperatiflerimizde yaptığımız arşiv araştırmalarında 1850 yıllarına kadar dayanan köklü Kıbrıs Türk Kooperatifçiliği olduğunu öğrendik. Dayanışmanın, birlikte üretmenin esas kaynağının kooperatifçilikten geçtiğini, Kıbrıs Türk halkı çok önceden keşfetmişti. Araştırmalarımız neticesinde kooperatifçiliğin bir çok istismara uğratıldığını gözlemledik. Kooperatifçiliğin eski önemi ve keyfi kalmadığını da üzülerek izledik. Elbette amacımız; tekrardan kooperatifçiliği eski şaşalı günlerine getirerek, hak ettiği değeri bulmasıdır. Kooperatifçiliğin üzerinden yapılan üretimin ve tüketimin çok değerli olduğunu insanlarımıza aşılamak ve bunun yanında bunu geliştirerek, genişletmek ve toplumun tüm sektörlerine yaygınlaştırmaktır. Bununla ilgili şu anda Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nde yoğun bir çalışma yapılıyor. Biz kooperatifler de çalışmalarımıza başlattık.’’

‘’Kooperatifçilik branşlaştı’’

Soru: Kooperatifçilik nasıl yaygın hale getirilebilir?

‘’Dünya kooperatifçiliği sektörleştirdi, branşlaştırdı. Artık tek düze bir kooperatifçilik yok. Bizde alışılagelmiş kooperatifçilik sistemi var. O da tek düzene bir kooperatifçilik. Bu noktada artık kooperatif kuruluşları banka şubesi gibi faaliyet gösteriyor. Şu şekilde anılıyor; kredisini verip, geri alma mantığıyla hareket ediyor. Kooperatifçiliğin amacı bu değildir. Kooperatifçilikte bu değildir. Kooperatifçilik, bir üretimin finans kaynağıdır. Size bağlı üreticiler daha iyi, uygun ve düzenli mal üretebilmesi için sizlerin ona maddi veya manevi sağladığı bütün olasılıktır. Ekipman, ilaç veya gerektiği zaman nakit olasılığıdır. Fakat bizde ihtiyaç kredilerini karşılayan kurum olmuş hale geldi. Bizim buradaki amacımız bundan çıkıp esas görevi olan gömleği giymesidir. Kooperatifçiliğin esas görevi örneğin domates üreticisine bahçesini işlemede ki ekipmanı sağlamak, ektiği ürünü sulaması için sulama ürünlerini, ilaçlaması için ilaç sağlamaktır. Esas görevi yapıldığı takdirde halkımızda, tüketicimiz de daha uygun ve düzgün ürünler satın alabilir. Üretici de finansmana, ekipmana ve tüm tarımsal girdilere kolay ulaşım sağlayarak daha düzgün ve kaliteli ürün üretebilir.’’

‘’Üreticilerin de kooperatifleşerek katkı sağlaması gerekir’’

Soru: Kooperatiflerden kimler yararlanıyor? ‘’

Şu anda gözlemlendiğinde kooperatiflerimizin en çok üyesi hayvancı ve çiftçilerdir. Fakat bunun yanında ki üreticilerin de kooperatifleşerek katkı sağlaması gerekir. Geçmiş dönemlerde Enginar Üreticileri Kooperatifleri vardı. Tabi ki ihracata dayalı bir sistemleri olduğu için fazla uzun yaşamadı. Güzel bir örnekti. Keşke yaşama şansı olsaydı. Bunun yanında branşlaşarak, örneğin Zeytinciler Kooperatifi, Enginar Üreticileri Kooperatifi, Domates Kooperatifi gibi ayrı kooperatifler olmalıdır. Minareliköy Kooperatifini örnek alacak olursak, farklı branşlarda kooperatifçiliği yapmadık ama tek kooperatif altında branşlaştık. Çiftçimizi, hayvancımızı, zeytincimizi ayırdık. Onlardan gelen taleplere göre karşılıklarını verdik, yatırımlarını yaptık. Her türlü ekipman katkılarını yaptık. Bunlar bir anda hepsi kooperatif altında oldular. Bu sayede üretimde kalite arttı, üreticinin talepleri anında cevap buldu ve toparlandılar. Bunun yaygınlaşması gerekir.’

’ ‘’Zirai Levazım’ı yeniden Kıbrıs Türk halkının göz bebeği noktasına getireceğiz’’

Soru: Minareliköy Kooperatifçiliği ve Zirai Levazım hakkında bilgi verir misiniz?

‘’İki ayrı kooperatifte görev yapmaktayım. Birisi Minareliköy diğeri Zirai Levazım’dır. Minareliköy Kooperatifi kendi içinde branşlaştı. Son 5 yıldır zeytin üreticisine çok ciddi yatırımlar yapıldı. Bütün sulama sistemleri damla sulamalara geçildi. Eskiden salma sulama sistemi vardı. Bunun içinde fazla enerji kaybı, su kaybı ve toprağın zarar görmesi gibi unsurları göz önüne alarak, damla sulama sistemine geçtik. O dönemin Tarım bakanı ile proje yürüttük. Finansman desteği sağlandı. Çok büyük bir damla sulama ağı kurularak bütün zeytin üreticisi damla sulama sistemine geçirildi. Daha sonra üreticimizden gelen talepler doğrultusunda toprağı işlemek için traktör, çapa makinası, ilaçlama makinası istediklerini gördük. Kooperatif olarak bunlara da yatırım yaptık. Şu anda üreticimiz hangi aşamada, ne talep ediyorsa hemen kooperatif olarak karşılıyoruz. Mesela ağaç bakımı, budama, ilaçlama, bahçesinin sürülmesi, otların temizlenmesi gibi her türlü hizmeti veriyoruz. Bunun yanında kuru tarıma yani kuru ziraata de, çiftimizi de desteğimizi sağlıyoruz. Gübre desteği, finansman desteği, ekipman desteği, ekipmanın tamirleri için finansman desteğini gibi her türlü desteği sağlıyor ve yolumuza devam ediyoruz. Zirai Levazım’a değinecek olursak eğer, Zirai Levazım Kıbrıs Türk halkının gözünün nuru bir kuruluştur. Aynı zamanda kooperatif kuruluşudur. Ülkedeki bütün tarım sektörlerine cevap verecek yapıda bir kurumdur. Geçmiş dönemlerde siyasi istismarlara uğrayarak zarara uğrayan da bir kurumdur. Bütün çalışmalarımızı ve planlarımız, Zirai Levazım’ı tekrardan Kıbrıs Türk halkının göz bebeği noktasına getirmek içindir. Tekrardan kurumsal yapıyı oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun yanında Türkiye’de New Holland Türk traktörünün ana bayisiyiz. Üreticimize kredili, uzun vadeli, uygun fiyata traktörler sağlıyoruz. Üretim ile ilgili tüm ekipmanlarımız da bulunuyor. Üreticilerimize kredili, uzun vadeli olacak şekilde bu desteği de sağlamaya çalışıyoruz. Bunun yanı sıra gübre, ilaç konusunda her türlü talebe cevap vermeye çalışıyoruz.’’

‘’Tarım bakanımızı ve Başbakanımızı takdir etmek gerekir’’

Soru: Covid-19 salgınında tarım sektörü nasıl etkilendi? ‘’Korona aslında bütün sektörleri etkilediği gibi tarım sektörünü de etkiledi. Bu noktada Tarım Bakanımızı ve Başbakanımızı takdir etmek gerekir. Çünkü bu süreçte hemen bizimle irtibata geçtiler ve ‘’Tarım sektörünü nasıl az hasarlı önleyebiliriz’’ adında toplu görüşmemiz oldu. Biz tarım sektörünün, insanların yaşaması için en önemli kalemlerden biri olduğunu ve bu sektörün kapanamayacağını, bu sektöre ekipman sağlayacak sektörlerinde kapanamayacağını ve bu şekilde tarım sektörünün ayakta tutmak için Korona virüs salgını döneminde faaliyetlerimize hiç ara vermeden devam ettik. Bilindiği üzere salgın dolayısıyla turizm kalmadı ve turizmin tükettiği birçok ürün bahçede kaldı. Bu ürünlerin bakımları ve ilaçlanması için birçoğunu yerinde denetim yapıp sorunları tespit ettik ve bu sorunları çözmeye çalıştık. Umarım en az hasarla da bulunmuş oluyoruz.’’

‘’Bir ülkenin kalkınması tarım sektörünün kalkınması ile olur’’

Soru: Üreticiler önümüzdeki süreçte neye dikkat etmelidir?

‘’En önemli süreç Covid-9 sürecinin sonunda başlar. Ülke ekonomik olarak çok büyük sıkıntılar yaşayacak. Bu sıkıntıları hem üreticiler hem de tüketiciler yaşayacaktır. İnsanların gelir düzeyleri yarı yarıya düştü. Bazıları maaş olarak, bazıları ticari işletmesi olarak düştü. Zaten krizlerden veya savaşlardan sonra bir ülkenin tekrardan kalkınması için birinci öncelik vermesi gereken tarımsal sektördür. Bir ülke kalkınacaksa tarım ile kalkınır. Örneğin siz önce otellerinizi açıyor ve turist kabul ederseniz öncelikle sizin yerli ürünlerinizi o insanlara sunmanız gerekir. Sizin yerli bir domatesiniz yoksa o turiste o ikramı sunamazsanız ve maliyetleriniz artar. Maliyetleriniz arttığı zaman da turistler sizi seçmez. Daha ucuz bir yere gider. Bu yüzdendir ki bu salgın süreci bittikten sonra ekonomik olarak kalkınmanın tek çıkar yolu tarımdır! Tarımı kalkındırmamız lazımdır. Teşviklerin veya olasılıkların daha arttırılması gerekir. Bu noktada kooperatifçilere önemli bir iş düşer. Kooperatifçiler artık ihtiyaç kredilerine cevap vermekten ziyade tarımsal üretim kredilerine cevap vermelidir. Hatta devlet yetkilileri de buna teşvik vermelidir. Eğer üretemezseniz yaşamazsınız, yaşattıramazsınız. O yüzden üretim her şeyden önce gelir. Üretimin de desteklenmesi ve doğru planlanması her şeyden önce gelmesi gerekir. Bizde hata, hep planlanma noktasındadır. Bilgi ve beceri konusunda herhangi bir sıkıntımız yoktur. Varsayalım ki Akdeniz ikliminin en güzel zeytini bizde çıkıyor. Fakat biz bunu doğru planlayamaz isek ne kadar kaliteli bir ürün çıkarsanız bile pazarlayamazsınız. Her şey planlamadan geçer. Bu salgın bize tarımsal alanda değil; sağlıkta, eğitimde yeniden bir planlamayı fırsat verdi. Bu yüzden yetkililerden biraz daha duyarlı davranıp bu planlamayı yapmalarını bekliyoruz.’

Diğer Haberler

Başa dön tuşu