KıbrısManşet

“Günkut ekolü olmak…”

Ülkemizin duayen ve başarılı ismi Bülent Günkut, Günkut Ajans’la başlayan serüvenini Kıbrıs Arena okuyucuları ile paylaştı.

Keyifli bir o kadar da sıcak karşılamanın ardından Bülent Günkut’la ilk kez bir araya gelmenin heyecanı vardı. İş yaşamındaki önemli kesitleri sorarak onu daha yakından tanımaya çalıştık… Bülent Günkut, halen üretmenin verdiği zevkle çalışıyor ve bu çalışmanın nefes aldıkça devam edeceğine vurgu yapıyor…

Biz sorduk o cevapladı…İşte Bülent Günkut hakkında bilinmeyenler…

‘’GÜNKUT EKOLÜ OLMAK…’’

Röportaj: Deniz Gürgöze

‘’Bu serüven çok büyük bir eksikliği hissederek başladı’’

Soru: Kıbrıs’ta çok popüler bir iş yapmanıza rağmen, bu işi meslek edinip ileriye taşımak isteyenlerin sayısı malesef beş parmağı geçmez… Bu tür çalışmalarda sürdürülebilir olmak önemli. Sizler uzun yıllardır bu çalışmaları başarıyla sürdürüyorsunuz. Size göre bu başarının esas nedeni nedir?

‘’Uzun bir yolun ardında, başlangıçtan itibaren ilk ve tek olmak benim adıma onur ve gurur vericidir. Bu yolculuk 1980’lerde tek olmakla başladı. O dönemlerde Kıbrıs’ın bütününe baktığımız zaman yok denecek kadar az sayıda bir işi yürütmeye çalışıyorduk. Kuzey’de bu işi yapan hiç yoktu. Bu serüven çok büyük bir eksikliği hissederek başladı… Çok uzun yıllar önce Kıbrıslı Türklerin mutlu yıllarında, mutlu küçük kasabalarındaki panayırlar ve festivaller sonrası 1960’lı yılların sonunda Kuzey’de yapılan ilk Kıbrıs Türk Güzeli yarışması ile başladı herşey.

O yıllarda henüz 16-17 yaşlarındaydım. Bu yarışma çok ilgimi çekmişti. Henüz liseyi bitirmemiştim. Erkan Yolaç’ın eşi Asuman Tuğberk’in adaya getirilmesi ve Kıbrıs Türk toplumunun Larnaka’da bir sinemada 20-22 kızın  arasında yarışma yaptırıp tacını taktırması gibi birçok ileriye dönük fikirler ufkumu açmama etken oldu.’’

‘’Okuyan ve dinleyen birisiydim’’

‘’Güzellik, moda olgusu, modellik ve güzellik yarışmaları ile alakalı tüm geçişleri okuyan ve radyodan dinleyen birisiydim. O yıllarda ilk güzellik yarışması Larnaka’da yapılmıştı. Ardından Çilek Güzellik yarışması ve Larnaka Deniz Festivali gibi yarışmalar oldu. Küçücük kıvılcımlarda ben liseli ve meraklı bir genç olarak hep izlemekle meşgul olarak bu süreci takip ettim. Bu işe o kadar çok ilgim vardı ki benden bir yaş küçük kız kardeşimi de yarışmaya koymuştum. Kız kardeşim yarışma sürecindeyken ben hep yapılanları takip ediyordum.

O dönemlerde rahmetli Hüseyin Kanatlı sunucu olarak yarışmalarda yer alıyordu. Onu da ayrıca ilgiyle izliyordum. 1972 yılında Ege Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ni kazanarak eğitim almaya gittim. Yine o dönemde bir güzellik yarışması daha yapılmıştı. Bu yarışmaya da ikinci kez kız kardeşimi yazdırdım. Bu yarışmaya da çok elit kızlarımız katılmıştı. Ancak hep içimde bu adada güzellikler üzerine bir şey yapmak vardı. Üniversite yıllarımda 1974 Barış Harekâtı oldu. Harekât olduğu günlerde Kıbrıs’taydım. Larnaka Kasabası düşünce, 66 günlük esaretin sonunda kuzeye geçtik. Kuzey’de Trigomo köyünde yaşamamız istenmişti. Larnaka Kasabasından sonra Trigomo köyünde yaşam mukayese dahi edilmezdi. Ben o yıllarda üniversiteye dönerek tahsilimi tamamladım. 1979’un ilk gününden itibaren Lefkoşa’da yaşamaya başlayarak evlilik, hayat yolculuğu derken bu günlere geldik.’’

‘’Mutlu bir evliliğim oldu’’

‘’1981’de evlendim. Hep mutlu bir evliliğim oldu. Bütün bu yıllarda Günkut Ajans olarak etkinlikler düzenliyordum. O dönemlerde defile kavramı farklıydı. Larnaka Kız Meslek Lisesi Müsameresi’nde Enstitü öğretmenlerinin diktiği kıyafetleri kızlarımız giyip gösteriyordu. Aynısı Atatürk Meslek Lisesi ve benzeri yerlerde de yapılıyordu. Erkekler defileye çıkmıyordu. Takvim 1980’leri gösterdiğinde Larnaka Deniz Festivali’nden kalma kıpırtıları biz gençler başlattık. O yaz, panayırlar ve benzeri etkinlikler yapılmamıştı. Biz de bir dans yarışması planladık. Gücümüz oranında bölgede duyurusunu yaptık. O gününün teknolojisi ile Yeni Erenköy’den bile gelen katılımcılar oldu. Günümüzde bu gibi etkinlikleri farklı kanallardan duyurmak kolay ancak 50 yıl öncesinde bunu o kısıtlı imkanlarla yapmak oldukça zordu. Gecenin sunuculuğunu ben yaptım. Severek yaptığımı fark ettim. O dönemlerde defileler falan yoktu. Sadece çok iyi olan Pop Müzik (Butik) olayı vardı. Sevgili Doğan ve Mehmet’in ortaklığı neticesinde Lefkoşa mağazası önünde bir defile olmuştu. Onlardan da feyz aldım.’’

‘’İlk yarışma 1982 yılında gerçekleşti’’

‘’1982’de adada ilk kez organize edilen Yılın Genç Kızı ve  Yılın Genç Erkeği yarışmasını ilan ettik. Tabi bu çalışmaları yürütürken hem ajans organizasyonlarını yaptım hem de diğer işlerimi yaptım. Cumhuriyetimizin ilanından sonra ajansın çalışmaları yoğunlaştı. İlk projemi devletimizin protokolüne sunduğumda, bana pek inanmasalar da projem onaylanmıştı. O zamanın koşullarında yarışma düzenlemek ve bu yarışmalara ailelerin kızlarına yarışması için müsaade etmesi oldukça güçtü. Ancak ben 1970’lerin sonundan gelen bilgi birikimim ve inancımla projemi kabul ettirip, yarışmalara olan inancı ve güveni oluşturdum. O zamanın devlet protokolünde bulunan rahmetli Yılmaz Ağaoğlu bana ve projeme çok destek oldu. Bense bu güveni kazanarak o dönemin tüm kadın kuruluşları ve önde gelen başarılı kadınlarımızla görüşerek büyük bir destek topladım. Ve adanın kraliçesi 20 Temmuz sabahına uyanacak şekilde ilk Miss Kuzey Kıbrıs’ı ön eleme de yapmadan bir mayo ve bir spor kıyafetle gerçekleştirdik.  Yarışmayı Salamis By Conti Hotel’de yaptık. İlk güzelimiz Hülya Arçay, ikinci güzelimiz Emine Canbaz ve üçüncü güzelimiz de Nilgün Atagür oldu. Bu büyük maratonda ilk tarihe geçen yarışmam bu oldu. 1984 yılında yaptığım ilk yarışmaya çok ilgi olmuştu.”

‘’Yarışmaya katılan gençlerin çok başarılı hayatları oldu’’

Soru: Genel olarak değerlendirecek olursanız organize ettiğiniz yarışmalar genç kızlarımızın ve genç erkeklerimizin hayatını olumlu yönde etkiledi mi?

“1984 yılından bu güne yaklaşık 40 yıllık bir sürece girdik. Elbette gençlerimiz süreçten olumlu yönde etkilendiler. Çok başarılı hayatları oldu. Çok başarılı şekilde hayatlarını sürdüren gençlerimiz var. Tabi her başarının arkasında aklı doğru kullanmak yatıyor. Son on beş yıldır özellikle yarışmalarımızı ön elemeli gerçekleştiriyoruz. Bir kamp sürecimiz var. Tüm yarışmacılarımızın ayrı ayrı niteliği var. Finale kalan güzellerin hepsi başarılı gençlerimizdir.’’

 ‘’Yaptığım işleri hep mütevaziliğimi koruyarak sürdürdüm’’

Soru: Bugün baktığınızda bu gibi organizasyonları yapmak oldukça maliyetli. Sizler bunu nasıl başardınız?

“1980’lerden sonra soy ismimi kullanarak açtığım Günkut Ajans’ı günümüze taşımak oldukça zordu. Neticede eşim ve çocuklarım da bu soy ismini taşıyorlar. Herhangi bir olumsuzlukta etkilenebilecek ilk isimlerdi. İlk önce yaptığım işleri hep mütevaziliğimi koruyarak sürdürdüm.Bu tür yarışmalar Türkiye’de en pahalı alt yapılarla düzenlenirken ben burada kendi ses ve ışık sistemlerimiz ile ilerledim. Derme çatma podyumlarda yetersiz ışık yapısıyla zor günler geçirdik. Ancak son 15 yıldır organizasyonları kendi alt yapımızla yapıyoruz. Son yıllarda sponsorluklarımız bize olan güvenden dolayı daha iyi noktaya gelmiştir.”

Soru: Hayal edipte yapamadığınız şey var mı?

“En büyük hayalim, Asırlar boyunca Kıbrıs kadını adı altında bir moda geçidini görmediğimiz uluslararası bir fuarda bir Kıbrıs Türk kostümleri defilesi sergilemektir.

Ne yazık ki hiçbir dönem Turizm Bakanlığına bu projemi desteklettiremedim. Ancak yine uluslararası alanda çalışmalarımız ve başarılarımız devam ediyor. 11 Şubat gecesi Tayland’da 43 ülke arasında MISTER GLOBAL dünya yarışmasında Bay Kuzey Kıbrıs Mehmet Ağazade isimli gencimizin ilk 15 ve 2 yan ödülü ile başarısı bizi gururlandırmıştır. Ailesi de bu süreçte ajansımıza güvenmiş ve bu başarının yolunu maddi manevi destekleri ile açmıştır.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu