KıbrısManşet

“Çalışmamızın karşılığını alamıyoruz”

23 yıldır küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Mustafa Küçük, sektörün sorunlarına değinerek ithal et konusundaki görüşlerini paylaştı

“ÇALIŞMAMIZIN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ”

Redaksiyon: Növber GÜRTAY   Röportaj Muhabiri: Su ÜÇÜZ

 ‘’Ülkemizde bir çok devlet memuru ek iş olarak hayvancılık ile uğraşıyor’’

Hayvancılık sektöründe yaşadığınız sorunlar nedir?

“Hayvancılıkta yaşanan birçok sorun var. Hayvanlarımız satılmıyor, satılsa bile değerinin altında satmak zorunda kalıyoruz. Sigorta yatırımları ve işçi maaşlarını ödemekte zorlanıyoruz. Ülkemizde bir çok devlet memuru ek iş olarak hayvancılık ile uğraşıyor. Biz ekmeğimizi sadece hayvancılıktan kazandığımız için girdilerden kaynaklı sorunlar yaşıyoruz. Yem maliyetleri gün geçtikçe artıyor, bu da hayvancıyı zorluyor. Girdilerimiz fazla olmasına rağmen süt ve et kazançlarımız girdilerimizi karşılamıyor. Hayvancılık sektörü, fedakarlık isteyen bir meslektir. Bizim sosyal yaşantımız yok ve sürekli çalışıyoruz. Fakat bunun karşılığını alamıyoruz.”

Balya sıkıntısı yaşıyor musunuz?

“Bu yıl bizim bölgemiz yağışlı geçtiğinden dolayı balya sıkıntısı yaşamadım. Ülke genelinde bazı bölgeler kurak geçti. Bundan dolayı bir çok hayvancı balya sıkıntısı yaşıyor. Şu anda balya fiyatları 1000 TL’dir. Dolayısıyla bu fiyatlar hayvancıyı zorlamaktadır.”

 

 

 

 

 

 

 

 

‘’Devletin verdiği süt teşvikleri hiç memnun edici değil’’

Devletin verdiği süt teşviklerden memnun musunuz?

“Devletin verdiği süt teşviği yetersizdir. Teşviğin ilk çıktığı zamanlarda küçükbaş hayvancılara teşvik verilmiyordu. Küçükbaş hayvancılara ilk 150 kilo arpa teşviği veriliyordu ama şu an verilen teşvik 100 kilo arpaya düştü. Hayvancılar Birliği başkanının küçükbaş hayvancılar için ses çıkarmaması bizi üzüyor. Örneğin, katıldığımız eylemlerde büyükbaş için süte 1 TL/lt prim alırken küçükbaşa sonra bakarız diyerek bizi kenara ittiler. Dolayısıyla biz küçükbaş hayvancılar, Hayvancılar Birliği’nin küçükbaş hayvancı için daha fazla mücadele etmesini bekliyoruz.”

“Hellim tescilinin küçükbaş sütü ile bağlantısı yoktur”

Küçükbaş sütü ile hellim tescili ortaya çıktı. Bu konu hakkında düşünceleriniz nedir?

“Küçükbaş sütünü talep eden kimse yok. Dolayısıyla bence hellim tescilinin küçükbaş sütü ile bağlantısı yoktur. Hellimler inek sütü ile yapılmaktadır. Koyun sütü hellim yapılacak sütün içine katılamaz. Çünkü, koyunlar 5 ayda bir doğuruyor ve 2 ay kuzusunu besliyor. Süt bittiği için sadece 1 ay koyun sütü sağımı yapabiliyoruz. Hellim tescilinde söylendiği gibi hellimin yarısı inek yarısı ise küçükbaş sütü olduğu düşüncesine katılmıyorum.”

 “Halkımız uygun fiyatta et tüketmelidir”

Güney Kıbrıs’tan kaçak et getirildiğini ifade ettiniz. Bu konu hakkında düşüncelerinizi anlatır mısınız?

‘’Güney Kıbrıs’tan yüklü miktarda kaçak et geliyor. Hükümetin bu duruma göz yumduğunu düşünüyorum. Ülkemizde kaçak etin güneyden sınırdan geçtiğini herkes biliyor. Fakat kimse dur demiyor ve konuşmuyor. Çünkü, halkımız et ihtiyacını da ucuz olduğu için Güney Kıbrıs’tan karşılıyor. Halkımız uygun fiyata et yemelidir fakat Güney’den et geldikçe buradaki hayvancılar zor duruma düşecek ve bir çok hayvancı hayvanlarını satıp mandırasını kapatacaktır. Eğer, süt teşvikleri yeterli verilirse ve yem fiyatları da düşerse bizim et fiyatlarımız da düşecektir.’’

Türkiye’den ithal et gelmesi konusunda düşünceleriniz nedir?

‘’Eğer buradaki et yetmeyecek durumda ise kesinlikle gelmelidir. Güneyden yapılan et kaçaklığının durması için bize de yemi uygun fiyattan vermelidirler. Böylelikle biz de etimizi Güney Kıbrıs ile ayni dengede verebileceğiz.’’

Bölgedeki meralar hayvanları otlatmak için yeterli midir?

‘’Bölgedeki meralarımız yeterli değildir. Çiftçiler tarlalarını sürmeye ve yakmaya başladı. Biz de yem alarak yedirmek zorunda kalıyoruz. Çünkü, eğer yedirmezsek düşük ya da sakat doğum yapacaktır.’’

Hayvancılığın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

‘’Küçükbaş hayvancılığın geleceği yoktur. Çiftliğimde, 150 tane kuzu ve 150 tane de oğlak var. Bir yandan anaç koyunların doğum zamanı geliyor. Biz elimizdeki kuzu ve oğlakları talep olmadığı için satamıyoruz. Küçükbaşın hellim tesciline de gireceğine inanmıyorum. Çünkü eğer böyle birşey söz konusu olsa küçükbaş hayvancıya gerekli desteği sağlarlardı. Ülkede küçükbaş hayvancılar olarak kendi yağımızda kendi ciğerimizi kavuruyoruz.’’

 

 

 

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu