Kıbrıs

KARADAYI: “EN BÜYÜK HEDEFİMİZ SOĞUK ZİNCİRE GEÇMEK”

Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Müdürü Mehmet Karadayı; KIBRISARENA’ya kurumun çalışmalarını anlatarak, ülkemizde üretilen süt ile ilgili bilgi verdi. 

SÜTEK Müdürü Mehmet Karadayı, süt ödemelerinin zamanında yapılabilmesi için çalışmalara özen gösterdiklerine dikkat çekerek, kurumun yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.Karadayı” En büyük hedefimiz tamamıyla soğuk zincire geçmek” olduğunu ifade etti.

‘’Soğuk zincir grubundaki sütleri tercih ediyoruz’’

Soru: SÜTEK hangi sütleri tercih ediyor?

‘’Öncellikle bizim şu anda 3 tip sütümüz var. 1’ncisi açık süt, bu sütte yaklaşık yüzde 10’luk bir miktar kalmıştır. Diğer süt zincirimiz de buzdolabında muhafaza edilen sütlerdir. Bunların aksine aynı zamanda hiçbir şekilde el değmemiş soğuk zincir süt grubumuz vardır. Bu da üreticilerin sütleri sağarken hiçbir şekilde temas kurmadan, depolara döktüğü süt zinciridir. Açık süt yani sıcak süt dediğimiz süt zincirimizde ise üreticiler kendi imkanlarıyla sağdıkları sütleri, güğümlere koyup açık ortamda süt taşıyan nakliyecilerimiz vasıtasıyla imalata taşınan süt gurubudur.

Soğuk zincir ise, süt tankerlerine yerleştirilerek imalathanelere getirilen süt zinciridir. Bizlerin bu noktada tercih ettiği süt grubu, soğuk zincir grubundaki sütlerdir. Soğutulmuş süt zincirini tercih etmemizin en büyük nedeni, hijyen açısından daha sağlıklı olması, dayanıklılığının artması ve daha kontrollü bir şekilde sütlerinin taşınıyor olabilmesidir. Hedefimiz tüm sütlerin soğuk zincir ve soğutulmuş olarak bulundurulmasıdır. Geçmiş yönetimlerin açıkladığı gibi, biz açık sütün tamamıyla ortadan kalkmasını istiyoruz. Elbette bunun da uygun şartlar içerisinde olması gerekmektedir. Bilindiği gibi tüm sütlerimizin soğutulmuş olması ve sıcak sütün tamamıyla ortadan kaldırılması; belirli bir maddi imkanlar çerçevesinde gerçekleşebilir. Bu noktada sayın bakanımızın da; açık sütün, tamamıyla devre dışı kalması, soğuk zincir veya buzluktaki (soğutulmuş) sütlerin imalathanelere tankerler vasıtasıyla getirilmesi yönündedir. En büyük hedefimizde budur.’’

”Halkımızın sağlığını etkileyebilecek, Aflatoksin ve Antibiyotik oranları yüksek sütleri imha ediyoruz”

Soru: Küçükbaş hayvanlarda zaman zaman görülen Aflatoksin ve Antibiyotik oranları nasıl belirlenir? Bu çeşit sütler nerede imha ediliyor? Aflatoksin ve Antibiyotik oranlarının yüksek çıkmasının nedeni nedir?

‘’Aflatoksin ve Antibiyotikler sadece küçükbaş hayvanlar değil; büyükbaş hayvanlarda da bulunuyor. Hayvanlarda Aflatoksinlerin bulunması, hayvanların yediklerinden kaynaklanmaktadır. Genelde sağlıksız koşullarda üretilen yemler ve hayvanın tükettiği küflü ve bazı mantarlardan dolayı Aflatoksinler oluşur. Oluşan Aflatoksinler akabinde süte geçer. Bizler de yaptığımız analizler sonucunda tespit ettiğimiz Aflatoksinli sütleri imha ediyoruz.

Son dönemde laboratuvarımıza getirilen cihazımız sayesinde analizler yapabiliyoruz. Tespit aşamasında öncellikle, süte hızlı bir test yapıyoruz. Hızlı testler bizim sütte Alfatoksinleri öngörebilmemizi sağlıyor. Önceki dönemlerde sütlerde hızlı test yapıldıktan sonra Alfatoksin veya Antibiyotik oranları yüksek olarak belirlenen ürünleri devlet laboratuvarına gönderiyorduk. Bu durum da zamanımızın büyük bir kısmını alıyordu. Fakat devlet laboratuvarında bulunan cihazın aynısını laboratuvarımızda bulunuyor. Bu cihazımız sayesinde, devlet laboratuvarına göndermeye gerek kalmıyor. Cihazımız sayesinde, Alfatoksin tespit ettiğimiz ürünleri de tutanak karşılığında imha ediyoruz. Bu durumu da üreticiye bildiririz. Üreticiye bildirmeden öncesinde de Hayvancılık Dairesi’ne bildiririz. Hayvancılık Dairesi de üreticinin tüm yemlerinden tahlil alır. Biz de bu süreçten sonra üreticiden tüm sütlerinin Alfatoksin oranını minimuma indirgeyene kadar süt alımlarımızı durdururuz. Devamlı olmak kaydıyla üreticinin tüm sütlerini test yapar ve 50 mg olarak belirlediğimiz sınırımızın altına düşen sütlerin alımlarını tekrar gerçekleştiririz. Bu durum Antibiyotik oranları yüksek çıkan sütler için de geçerlidir. Alfatoksine uygulanan tüm süreçlerin aynı şekilde Antibiyotikleri yüksek çıkan sütlere de uygulanır.

Zaman zaman üreticinin doğum yapmış veya hasta hayvanı Antibiyotik verdikten sonra sağımhanede sağım yaptığı zaman; sütte 1 damla bile bulunduğu an tüm sütü bozar. Biz de bu durumu tespit ettiğimiz anda; halkın sağlığını etkileyecek bir durum olduğundan dolayı bu sütleri anında yok ediyoruz. Hiçbir zaman fabrikaya Alfatoksin ve Antibiyotikli sütleri göndermiyoruz. Sütlerin imhasını ise yine bizim bünyemizde gerçekleşiyor. Hiçbir şekilde üreticiden sütlerinin imha edilmesi istenmiyor. Biz uygun şartlar içerisinde, kontrollü ve düzenli olarak denetimlerimizi yapıyoruz ve oranları yüksek olan, toplum sağlığına zararlı sütleri gözetimimizde imha ediyoruz.’’

”Süt borsasına tüzüğe bağlı olarak yön veriyoruz”

Soru: Süt borsası nasıl oluşur?

‘’Kurumun süt borsası tüzüğü vardır. Borsa tüzüğüne bağlı olarak yönetim kurulu, piyasaya ne kadar miktarda sütün konulacağını belirler. Borsaya arz edilen usul miktarı yüzde 30’u geçmez. İmalatçılarımız yine tüzüğe bağlı olarak herhangi borcunun olmaması veya anlaşılmış borç olması gerekiyor. Bu şekilde borsaya girebilir. Borsaya girildikten sonra ortaya teklifler sunulur ve sunulan teklif karşılığında yönetim kurulu tarafından süt miktarı, pazarlamacılarımız tarafından dağıtımı gerçekleşir.’’

”Süt, üreticinin hak ediş oranını belirliyor”

Soru: İmalatçılara süt neye göre verilir? Usulü nedir?

‘’İmalatçılara süt hak edişlere göre verilir. Usulü ise, üreticiden aldığımız sütü imalatçılara eşit oranında dağıtırız. Üreticinin 2 yıl içerisinde aldığı süt, üreticinin hak ediş oranını belirliyor. Bu hak edişler doğrultusunda kurumumuz bünyesinde bulunan pazarlamacılarımız ile sütler hak edişlerine göre adilane bir şekilde dağıtılmaktadır. Tabii ki teminat karşılığında sütler dağıtılmaktadır. Bizim en önemli konumuzdur. Herkes istediği gibi istediği kadar süt alamaz. Bunu belirleyen en önemli nokta hakediş sistemidir.’’

”Üreticiden alınan numunelere göre tahliller yapılıyor”

Soru: Süt tahlilleri nasıl yapılıyor?

‘’Personellerimiz her üreticinin sütünden numuneler alır ve kurumumuz bünyesindeki laboratuvarımızda sütün kalite ve belirlediğimiz yağ oranlarına göre fiyatlandırma yapılır. Üretici bu şekilde ödenir.’’

”Ödemelerimiz düzenli yapılıyor ancak zaman zaman vade farkından geçikme olabiliyor”

Soru: Süt bedelleri ödenirken gecikmeler yaşanıyor. Gecikmelerin nedeni nedir?

‘’Süt bedelleri her ayın 5’i ve 20’sinde ödeniyor. Bu konuya her zaman özen gösterdik. Zaman zaman süt zammından dolayı oluşan vade farkından dolayı gecikmeler oluyor. Örneğin, ihracat yapan firmalara 60 gün sonra ödeme gerçekleştiriyoruz. Bu durumun en büyük nedeni ise; vade farkından dolayıdır. İç piyasada hizmet verenler ise 45 gün sonra faturalandırılır ve bu şekilde ödemesi gerçekleşir. Biz de kurum olarak 15 gün arayla ödeme yapıyoruz. Aradaki zaman ve fiyat farkları doğduğunda imalatçının 60 gün önce aldığı sütü halen eski fiyatından ödendiğinden dolayı aradaki vadeden dolayı oluşan fiyat farkından imalatçıya eski fiyatlandırma ile ödeme yapılır. Süte zam geldiği zaman aradaki 60 günden dolayı önce tüketiciye süt zammı yapıyoruz. Arada oluşan vade farkından dolayı ise imalatçıya gecikmeli olarak ödeme yapılıyor. Bu da sadece yüzde 10’luk bir gecikmedir. Kalan yüzde 90’lık kısmının tamamıyla ödüyoruz. Bu yüzde 10’luk kısmı da aradan geçen birkaç günlük arayla ödemesini mutlaka gerçekleştiriyoruz. Hassasiyetimiz, üreticinin mutlaka gününde ödenmesidir. Fakat vade farkından dolayı bazen gecikmeler oluşuyor.’’

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu