RÖPORTAJ: SU UÇÜZ
KKTC Avcılık Federasyonu Eski Başkanı Erhan Keser, avcılıktaki en büyük sorunu devletin etkin denetim yapmamasına bağlayarak, çarpık yapılaşmanın kara avının sonunu getireceğini savundu.
“Federasyon ve yönetimin elinden geldiği kadar çalıştığını görüyorum”
Eski başkan olarak federasyon çalışmalarını değerlendirebilir misiniz?
“Ülkemizde bulunan şartlar ve imkanlar dahilinde değerlendirecek olursak federasyon iyi bir noktadadır. Son 3 yılda pandemi nedeniyle kapanma yaşandı ve ekonomik süreç atlatma dönemi oldu. 2019 yılında Yaban Hayatı Düzenleme Yasası Tadilatı ve yasa içinde tüzükler yapılmıştır. Bu tüzükler içerisinde, av koruma görevlilerinin özlük haklarının ve maaşlarının düzenlenmesi, eğitim avlağı düzenlenmesi maddeleri bulunmaktadır. Fakat bunlar ilerleyen süreçlerde yapılacaktır. Çünkü yasada ana başlık altında değişim sağlandı ama bununla ilgili yapılması gereken ayrı tüzükler bulunuyor. Bunlar belli zamana bölünerek hayata geçirilmesi devam ediyor.
Federasyon başkanı ve yönetimin elinden geldiği kadar çalıştığını görüyorum. Ben bu çalışmaları Merkezi Av Komisyonu’nun seçilmiş üyesi olarak içeriden gözlemleye biliyorum. Fakat benim ve kulüplerin gözlemlenmesinin yanı sıra avcıların federasyon çalışmaları hakkında nasıl düşündüğü önemlidir. Çünkü federasyon yapılan çalışmalar hakkında yeterli reklam yapmadığı için çoğu avcının çalışmalardan haberi olmuyor.
Pandemiden dolayı ülkede ve federasyonda bazı çalışmalar aksamıştır. Özellikle, son dönemde ekonomik kriz içerisindeyiz. Çünkü, enflasyon dünyada yüzde 10 oranında iken bizim ülkemizde yüzde 70-80 oranlarındadır. Biz ekonomik krizi daha fazla yaşıyoruz. Ülkemiz tam anlamıyla bir açılım gösterememiş, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı bir ülkedir. Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin burada beş katı yaşanıyor. Ülkede yaşanan bu geçiş sürecinde, avcılarımızın federasyona ödediği katkı payının enflasyondan dolayı çürümesi ile bir gelir anlamı kalmamıştır. Bundan dolayı yeni yapılan yasada katkı payı asgari ücrete endekslenecek, kişinin maaşı arttıkça katkı payı da artacaktır ve bununla birlikte avcılarımızın bütçesi de eş zamanlı artacaktır. Buradaki amaç federasyonun ekonomik geçiş sürecini iyi yöneterek gelecek yıllara sürdürülebilir bütçe ve yapı bırakabilmesidir. Federasyondaki kişiler tamamen gönüllü hizmet vermektedir. Bu kişiler kendine ayıracakları zamandan harcayarak federasyon için faydalı çalışmalar yapmaya çalışmakla birlikte hizmet vermektedir. Onlara saygı duyulması gerekiyor. Federasyon çalışmaları bana göre çok iyi gidiyor.”
“En büyük sorun, federasyonun yaptığı çalışmaların devlet tarafından takip edilmemesidir”
Ülkemizde sizce avcılık alanında en büyük sorun nedir?
“Avcılık Federasyonu’nun görevi avlakları ve av popülasyonunu arttırmak, üretim ve korumadır. Federasyon bunun ile ilgili üzerine düşenin fazlasını yapıyor. Fakat ülkemizde avcılık konusunda koordinasyon sorunundan dolayı ilerleme kaydedemiyoruz. Federasyon her ne kadar bir konu hakkında çalışma yapsa bile başka bir taraftan çarpık yapılaşma bunun önüne geçerek yapılan çalışmaların önüne geçebiliyor. Bunlara ek olarak tarımsal faaliyetler de federasyon çalışmalarının önüne geçmektedir. En büyük sorun, federasyonun yaptığı çalışmaların devlet tarafından takip edilmemesi. Çünkü federasyon çalışmaları ile yapışmalar ve tarım faaliyetleri bir bütün içerisinde hareket etmiyor ve günün sonunda yapılan çalışmalar bir fayda sağlamıyor. Örneğin, bir bölgeyi yemledikten sonra oraya inşaat yapılırsa veya oradaki ormanlar yok edilip farklı bir faaliyet yapılırsa çalışmaların bir anlamı olmamaktadır.”
“Avcılığın geleceğini çarpık yapılaşma bitirecektir”
Ülkemizde kara avı hangi noktadadır ve nereye doğru gidiyor?
“Bulunduğumuz coğrafya kısıtlı bir kara parçasına sahiptir. Gün geçtikçe ülkedeki inşaat sayısı artış gösteriyor. Avlaklar daralmaktadır. Bana göre kara avındaki en büyük sorun av alanlarının azalmasıdır. Bununla birlikte kuraklıkta kara avında olumsuz etki yaratmaktadır. Son yağan yağmurlardan kaynaklı arazilerde yeşil ve kaba bitki örtüsü vardır. Bu bitki örtüsü böcek oluşumuna neden olmasıyla birlikte yeni çıkan yavrulara su ve yem olarak da yansımaktadır. Genel olarak, ülkede avcılığın geleceğini kaçak av ya da av popülasyonun azalıp çoğalması değil, çarpık yapılaşma bitirecektir. Şu an da avcı sayımız artmaktadır. Teknolojinin ilerlemesi av araçlarına da yansıyor ve av popülasyonunu artırıyor. Birçok sivil toplum örgütü yüksek katlı bina yapımına karşı çıksa da ben tam tersini düşünüyorum. Elbette ki her yere yüksek bina yapılmasına bende karşıyım ama merkezi bir alan açılarak yüksek binalar yapılması ve tarım arazilerinin imara kapatılması sürdürülebilir kara avına en büyük katkıyı sağlayacaktır.”
Kaçak av ve avcıya bir cezai yaptırım uygulaması var mıdır? Kısaca bahseder misiniz?
“Av koruma görevlilerinin sürekli arazide olması kaçak avın önüne geçilebilmesi için çok önemlidir. Bu düzenli şekilde uygulanmaktadır. İlerleyen yıllarda bütçe iyileştirdikten sonra av koruma görevlilerinin sayıları da artırılacaktır.”
“Bizim ülkemizde yapılan avcılığın dünyada çok örneği yoktur”
Diğer ülkeler ile bizim ülkedeki avcılığı kıyaslayacak olursak, sizce bizim ülkemizde yapılan kara avının olumlu ve olumsuz yanları nedir?
“Birçok ülkede avcılık farklı yöntemlerle yapılıyor. Bizim ülkemizde yapılan avcılığın dünyada çok örneği yoktur. Çünkü, doğadan yaban hayvan avlayan sayılı ülkelerden biriyiz. Daha önceki yıllarda yurtdışından üretim ve adaptasyon konusuyla ilgili profesörler getirilmiştir. Getirilen profesörler, ülkedeki avcılar olarak doğadan hayvan avlayabildiğimiz için şanslı olduğumuzu öne sürmüştür. Çünkü, elimize silah alarak doğadan yaban hayvan avlayabiliyoruz. Bu durum dünyada ki en lüks avdır. Bunu başka ülkede yasalar izin verirse ve yapılırsa tek bir hayvan avlayabilmek için çok fazla ücret ödemek durumunda kalırsınız. Sonuç olarak, diğer dünyadaki ülkelerde yapılan avlara bakarsak bizim ülkemizde yapılan av daha iyi ve daha zevklidir.”
