Kıbrıs

KTGB: “BASIN, DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜKLERİNİ GERİLETMEYE DÖNÜK HER TÜRLÜ NİYETE KARŞI HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB), basın, düşünce ve ifade özgürlüklerini geriletmeye dönük her türlü niyete karşı her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğini bildirdi.

KTGB, “basına habercilik dersi vermeye kalkışmak ve devlet gücünü kullanarak dava tehdidi savurmak” ile suçladığı Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na, bunların yerine “hoşgörülü olmayı deneme” çağırısı yaptı.

KTGB Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Başkan Sami Özuslu, Yeni Bakış gazetesinde yer alan bir haberle ilgili gelişmeleri değerlendirdi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın gazetede yer alan haberdeki iddialara cevap vererek ‘kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine’ katkı yapmak yerine ‘dava tehdidi savurmak’ ve ‘habercilik dersi vermek’ gibi yanlış bir yola girdiğini savunan Özuslu, herkesi ‘kendi işini yapmaya’ davet etti.

İlgili haberin yayımlanması sonrası Telekomünikasyon Dairesi Müdürü’nün ‘istihdamda partizanlık yapıldığı’ yönündeki iddialara cevap vermek yerine gazeteye ‘dava açacağını’ bildiren resmi imzalı bir yazı gönderdiğinin basına yansıdığına dikkati çeken Sami Özuslu şunları söyledi:

“Basında her gün ‘tek taraflı’ diye tanımlanabilecek iddialar yer almaktadır. Haberlerde, yorumlarda, canlı programlarda yüzlercesi dile getirilmektedir. Bir haberin ‘tek taraflı’ yapılması etik bir sorun teşkil edebilir. Ancak bu iddiaların haber yapılmayacağı, yorum konusu olamayacağı anlamına gelmez. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın mantığı ‘gazetecilik yapılmasın’, yani ‘gizlenmek istenen gerçekler yazılıp söylenmesin’dir. Bu mantık kabul edilemez.”

“KÜLLİYEN TEHLİKELİ”

KTGB Başkanı Sami Özuslu, Bakanlık açıklamasında yer alan ‘habercilik’ ve “ifade özgürlüğü”ne dair önermeleri özgürlükler bakımından “külliyen tehlikeli” olarak da değerlendirdi.

Özuslu , “ ‘Zem ve kadih’, yani ‘hakaret ve iftira’ ile bir haberin ‘imzasız’ veya ‘özel’ mahreçli olmasının ne alakası vardır? Yani haberde muhabir ismi yazılınca iftira ve hakaret olmaktan çıkması için yeterli mi olur? Bu ifadeler, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘basında müteselsil sorumluluk’ kavramından bihaber olduğunu gösteriyor” dedi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘kendi bünyesindeki Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu (BTHK) öncülünde hazırlanan Bilişim Suçları Yasası’ndan da bihaber olduğunun anlaşıldığını ileri süren Özuslu, “Demek ki yasayla ilgili kafa karışıklığı bakanlık yöneticilerine kadar yayılmış durumda. Basın Yasası’na tabi gazetelerde çıkan haberi Bilişim Suçları Yasası’ndan yola çıkarak dava edeceğini söylemek bunu gösteriyor” dedi.

‘İftira’, ‘hakaret’, ‘kişilik hakları ve özel hayatın gizliliğinin ihlali’ gibi durumlarda herkesin sivil dava açabileceğine, bunun da herkesin hakkı olduğuna dikkati çeken Özuslu, “Böyle bir iddianız varsa gidersiniz bir avukata, dava açarsınız. Ama bunu işgal ettiğiniz makamın gücünü, kamu kurumunun imkanlarını kullanarak yaparsanız, bunun adına ‘baskı’ denir, ‘tehdit’ denir, ‘orantısız güç kullanımı’ denir” ifadelerini kullandı.

KTGB Başkanı Sami Özuslu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı başta olmak üzere kamudaki bütün yetkilileri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve KKTC mahkemelerinin ‘kamu yönetiminin basın özgürlüğüne karşı hoşgörülü olması gerektiğine’ dair içtihatlarına yakından bakmaya ve ona göre davranmaya davet etti.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu