KıbrısManşet

Şafaklı:”Maraş Yasası” Önerisi Hem Siyasi Hem de İktisaden Mutlaka Dikkate Alınmalı!

Okan Veli Safaklı yazdı…

Seçim takvimi içinde bulunduğumuz bu günlerde partiler manifestolarını açıklamaya başladı. Bu manifestolara göre de adaylar ülke sorunlarına bol cek caklı çözümler sunmaktadırlar. Bu manifestoların nerede ise tamamı ülkenin temel sorunlarına kesin çözüm getirmekten öte fincancı katırlarını ürkütmeden seçmeni memnun edecek demagojik ve popülist söylemlerden ibaret kalmaktadır. Ayrıca, manifestoları sadece okuyan birçok adayın müktesebatı manifestonun içeriğini anlamaya dahi maalesef muktedir değildir.  Hâlbuki ülke bir yangın yeri olup bu yangının öncelikle söndürülmesi ve soğutulması gereklidir. Bu yangından çıkış için genişletici maliye politikaları yerine ekonomik akla ve mantığa aykırı olarak iflas durumda olan kamu maliyesi otoritesi tasarruf adına daraltıcı politika gütmüştür. Sonuç ise şaşırtıcı olmamıştır. Şöyle ki, 2020 yılında başta Avrupa olmak üzere en fazla küçülen ülke % 15.3 ile Karadağ ve %10.8 ile İspanya olurken (https://ec.europa.eu/eurostat/databrowser/view/tec00115/default/table?lang=en ) KKTC ekonomisi % 16.3 küçülmüştür. Daraltıcı politikaların en bariz örneği hükümetin Eşel-mobil sistemini belirli bir dönem iptal etme girişimidir. Mali açıdan iflas eden KKTC devleti doğal olarak vatandaşının, esnafının ve işletmesinin yaralarını yeterince saramamıştır. Dolaysıyla, seçime giderken siyasi partilerin yapması gereken en son şey olmayan kaynak üzerinden bol keseden vaatte bulunmaktır.

KKTC için en öncelikli yapılması gereken şeyler: KKTC maliyesini cesurca yapılacak reformlarla iflastan kurtararak sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak; ülkenin rekabet edebilirliğini artırmak ve statükonun yılmaz bekçilerine rağmen yapısal reformları gerçekleştirecek irade ortaya koymaktır. Özellikle, ülkede üretim ve istidamı sürdürülebilir kılmalıyız. Bir iktisatçı olarak; siyasi partilerin seçim propagandalarını ve milletvekili adayı vizyonlarını bu gözle değerlendiriyorum. Bu çerçevede, sahip olduğu müktesebat ile değerlendirildiğinde Demokrat Parti Gazimağusa Milletvekili adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler’in ezber bozan önerisini fevkalade önemsiyorum.  Siyaset bilimci olarak Prof. Dr. Mehmet Hasgüler’in yazdığı bazı kitaplar Türkiye’nin birçok üniversitesinde ders kitabı olarak okutulmaktadır. Dolayısıyla, bir bilim adamı olarak Prof. Dr. Mehmet Hasgüler’in ortaya attığı “Maraş Yasası” önerisi siyasi mülahazalardan uzak devlet projesi olarak ele alınmalıdır.

Prof. Dr. Mehmet Hasgüler’in “Maraş Yasası” önerisi Kıbrıs Türk İdaresine bağlı olarak açılan Kapalı Maraş’ın uluslararası camia nezdinde legal ve meşru bir zemine taşımanın formülünü ortaya koymaktadır. Bu formülün temel öğelerini ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından sonuçlandırılan aşağıdaki iki davadır:

  1. AİHM  tarafından 24 Haziran 2008 tarihinde karara bağlanan Foka – Türkiye davası
  2. AİHM’in 6 Temmuz 2009 tarihinde nihai karara bağladığı PROTOPAPA v. TURKİYE davası

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 24 Haziran 2008 tarihinde karara bağlanan Foka – Türkiye davasından (28940/95) itibaren, KKTC’nin Kuzey Kıbrıs üzerinde fiilen yetki uyguladığına hükmederek, Türkiye’nin KKTC’nin eylemlerinden sorumlu olduğu ve uygulanan tedbirlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) çerçevesinde her zaman ‘yasal’ dayanaktan yoksun olduğu biçiminde değerlendirilmesi gerektiği yönündeki Rum iddialarını dayanaktan yoksun bulmuştur. AİHM daha sonra 6 Temmuz 2009 tarihinde nihai karara bağladığı PROTOPAPA v. TURKİYE davasında ‘KKTC’ mahkemelerinin bir bütün olarak tarafsız ve / veya bağımsız olmadığı veya Rum başvuru sahiplerinin yargılanması ve mahkûmiyeti esnasında siyasi baskılardan etkilendiği” şeklindeki Rum iddialarını da reddetmiştir.

Foka Davası sonuçları bağlamında hareket edildiğinde; Maraş’ın açılması sürecinde Evrensel İnsan Hakları İlkelerine bağlı kalınarak, KKTC yasaları tam ve eksiksiz uygulandığı ve eski mal sahiplerinin dönüşlerine KKTC YASALARI DAHİLİNDE izin verildiği sürece Avrupa İnsan Hakları hukuku yönünden yasal bir engel bulunmamaktadır.

Özetle, Hasgüler Kapalı Maraş açılımını salt ziyaretçi kabulünden öte Kıbrıs Türk egemenliğinde uluslararası camianın itiraz edemeyeceği veya itiraz etse de itibar göremeyeceği bir statüye getirmeyi önermektedir. Böylece, KKTC’nin Türkiye ile birlikte önerdiği yeni siyaset uluslararası bir karakter ve güç kazanmakla beraber Maraş açılımı ülkesinden ümidini kesip göçü düşünen Kıbrıs Türk gençliğine istihdam için yeni bir ümit kapısı olacaktır. Cumhuriyet Meclisinden geçecek olan Maraş Yasası uluslararası mülkiyet hakları ve hukuka aykırı olmayacak, mülk sahiplerine mülklerine geri dönmesi ve imarı için yasal bir süre verilecek ve geri kalan mülkler için ise  yap işlet veya yap işlet devret modelleri ile Maraş’ın en kısa sürede imarına imkân sağlayacaktır. Hasgüler, Maraş Yasasının ön şartı olarak Kapalı Maraş’ın imarı için tarihi kimliği ve marka değerini koruyarak oranın turistik, sosyal ve iki toplumlu kültürel etkinliklerin cazibe merkezi olmasını sağlayacak bir konsept projesi için uluslararası bir yarışmayı da önerisine dahil etmiştir.  Sonuçlandırılacak bu proje ile Maraş’ın planlı bir şekilde yeniden inşası sağlanacaktır. Dolayısıyla, Maraş Yasası tüm bu unsurları kapsayacaktır.

Hasgüler, “Maraş Yasası” projesi ile Cumhurbaşkanı Tatar’ın  ‘Egemen Eşit” ve “Uluslararası Eşit Statü” şeklinde temcit pilavı gibi devamlı terennüm ettiği ayrılmaz ikiliyi temelsiz boş laf olmaktan çıkarıp uluslararası meşru bir zemine taşıyabilecektir. Böylelikle, KKTC siyaseten daha güçlü duruma gelecek ve gerek sol gerek sağ cenahtan bahar bahçede yaşayıp statükoyu koruma gayreti verenler karşısında Güney Kıbrıs’taki Ayanapa ve Protaras’tan kat ve kat daha fazla potansiyeli olan tarihi marka değeri ile Kapalı Maraş ile yaratılacak ekonomik ve turistik hareketlilik sayesinde yaprak döken Kıbrıs Türk gencinin vatanından ümidi kesmemek için yeni bir umut ve inanç kapısını aralayacaktır.

Geçmişte Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı da yapan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler’in   bahse konu “Maraş Yasası” önerisinin her türlü siyasi mülahazanın üzerinde devletin bekası açısından  dikkate alınmasında fevkalade yarar görmekteyim.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu