Manşet

“Sürekli Cypfruvex Ltd.’e yükleniyoruz… Kapasitesi belli”

Narenciye cenneti Lefke-Güzelyurt’ta 25 yıldır narenciye üretimi yapan Hasan Öksüz, üretiminde önceliğinin iç piyasadaki talebi karşılamak olduğunu belirtti.

Cypfruvex Ltd.’in her zaman üreticinin yanında olduğunu dile getiren Öksüz, ‘’kurum kaliteli paketleme işlemleri yaparak bizlerle her dönem işbirliği içerisinde çalışmalarını yürütmüştür’’ dedi.

Üretimin sürekliliği yanında kalitenin artırılması için ülkede ikinci bir konsantre fabrikasına ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Öksüz, hükümetin dile getirdiği 40 bin tonluk soğuk hava deposunun da yapılması ile narenciye sektörüne önemli katkı sağlanağını savundu.

 

Sektörde yaşanan sıkıntılara çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Öksüz, yabancı işçi çalıştırmakta yaşanan sıkıntıları da dile getirdi.

 

Devletin destekleriyle sektörün daha da gelişebileceğini ifade eden Öksüz, üreticilerin de her şeyi devletten beklememeleri gerektiğini, kendi çabalarıyla sektörü daha ileriye taşıyabileceklerinin mümkün olduğunu savundu.

 

Öksüz, tüketicilerin yerli ürünlere sahip çıkması gerektiğini ve sağlıklı beslenme için taze narenciye tüketiminin teşvik edilmesi gerektiğini, yetkililerim narenciye tüketimini artırmak ve toplumu bilinçlendirmek adına kamu spotu oluşturmaları gerektiğini belirtti.

 

“YENİ KONSANTRE FABRİKASININ AÇILMASI KAÇINILMAZDIR”

“Ülkemizde de çok narenciye tüketiminin olduğunu düşünmüyorum”

“25 yıldır narenciye sektördeyim. Daha çok iç piyasaya çalışan bir üreticiyim. Narenciyede daha ileriye gidebilmemiz için ikinci bir konsantre fabrikasının kaçınılmaz olduğu aşikârdır. Tüketicilerimizin damak tadı zaman içerisinde değişiyor. Dolayısıyla buna cevap verebilmek maksadıyla tür değişikliğine gidiliyor. Ben 28 çeşit narenciye üretimi yapıyorum. Bir ağacın üzerinden %100 birinci sınıf üretim yapmanız imkansızdır.  %70 oranında birinci sınıf kalitede üretim, %40 oranında da ise ikinci sınıf kalitede dalından ürün alabiliyoruz. ikinci sınıf derken ürünün boyutunun küçük olmasıdır. Standart altındaki ürünleri iç piyasaya süremezsiniz. Bu ürünleri de sıkılması için fabrikaya gönderirsiniz. Bu yılın rekoltesi gözlemlediğim kadarıyla 100 bin ton kadardır. Ülkemizde de çok narenciye tüketiminin olduğunu düşünmüyorum.’’

“Sürekli Cypfruvex Ltd.’e yükleniyoruz… Kapasitesi belli”

‘’Narenciye üretimimizin fazla oluşundan ötürü ihracat zorunludur. Bu yıl ihracatta tıkanma olduğu için konsantreye yöneldik. Konsantre fabrikamızın da günlük kapasite oranı 350 veya zorlasak 400 tondur. Sürekli CYPFRUVEX LTD.’e yükleniyoruz. Kapasitesi belli. Bizim bu koşullarda ikinci bir fabrikaya %100 ihtiyacımız vardır. Beraberinde soğuk hava deposuna ve dondurucu ortama ihtiyaç vardır. Konuya ilişkin geçtiğimiz günlerde Başbakanımızın soğuk hava deposu yapılacağı yönünde açıklaması olmuştu. Ancak biz bu koşullarda öncellikle konsantre fabrikasına ihtiyaç duyuyoruz. Acil olan ihtiyacımız bu yöndedir. Sadece konsantre fabrikası değil yanı sıra buzluklarında olması gerekmektedir. Geçmiş yıllara göre yine satışım vardır. Bir eksilme olmadı fakat satışlarım yavaşladı. Çünkü ürünlerin bu yıl dış piyasaya satışı yapılamadığı için üreticiler iç piyasaya kendi imkanları ile satış yapmaya başladı.’’

“Cypfruvex Ltd. o dönemlerde de bugün olduğu gibi çok güzel paketleme yapıyordu”

‘’Sektöre ilk girdiğim zaman narenciyede bir boşluk vardı. Bu ülkede üretim ile ilgilenecek üreticilere ihtiyaç olduğunu fark edince bu alana yöneldim. Yaptığım araştırmalar sonucunda önce sebze üretimi ile başladım. Güzel bir üretimim de oldu. Bir sezonda 60 bin ton fasülye topladım. Sonrasında toptancılarımızın önerisiyle narenciyeye geçtim. O dönemlerde narenciye alanında kaliteli üretim yoktu.  CYPFRUVEX LTD, o dönemlerde de bugün olduğu gibi çok güzel paketleme yapıyordu. Ülkemizde de o zamanlarda Valencia, yafa portakal, sarı greyreyfut ve limon vardı. Bu türler ya dış piyasaya gönderiliyor ya da konsantre oluyordu. O dönemlerde iç piyasaya kalan narenciye üretimi de kalitesizdi. Gerekli araştırmayı marketlerde yaptım. 2000’li yıllarda üretime başladım. O dönem ilk plastik kasayı ve ilk alüminyum merdiveni alan benim. Sevkiyat o dönemde pek sağlıklı koşullarda yapılmıyordu. Portakal özel ilgi gösterilmesi gereken bir meyvedir. Dolayısı ile özenli bir şekilde yaklaşmak gerekir.’’

 

‘’Narnciyeyi ucuzlatma yerine kalitesini artırmalıyız’’

‘’Narenciyemizi ne kadar özenli bir şekilde toplar ve tüketiciye ulaştırırsak tüketicinin de ürünlerimizi seçme şansı artacaktır. Meyvenin her zaman ki alıcısı vardır. Ucuzlatma ile bir yere varılmaz. Kalite ile bir yere varabiliriz. Ülkede yaşanılan bu sıkıntılar ancak yeni konsantre fabrikasının açılması ile giderilebilir. Bize de malımızı değerlendirme fırsatı doğar. Bir an önce Türkiye Cumhuriyeti ve yetkililerimizin bu konuda girişim yapmasını gönülden isterim. Hatta biz üreticilerinde yapabileceği bir şey olursa bizler de gereken katkıyı gösterelim.  Bu yıl olumsuz bir yıl fabrika bizi desteklemeye çalışıyor. Ürünümüz dalında ödenecek. Konsantre fabrikası için kesinti yapabilir veya verebilecek olanlar katkısını yapsın. Yaptığımız katkı oranında biz üreticilere hisse verilsin.’’

“Devletimizin yeni bir konsantre fabrikası kurabilecek potansiyeli vardır”

‘’Konsantre Fabrikası için büyük rakamlardan bahsediliyor. Doğrudan gelir desteğini ödeyen devletimizin kasasından da çok büyük rakamlar çıkıyor. Bunu da yapabilecek bir potansiyelinin olduğunu düşünüyorum. Öte yandan bizlerin her şeyi devletimizden beklememesi gerekir. Örneğin güneye gittiğimizde portakal kabukları kurutulur ve satışı yapılır. Bizde buna benzer üretimler yapıp ürünlerimizi değerlendirebiliriz.’’

“İşçi sıkıntısı devam ederse ülkemizdeki narenciye üretimi zarar görecektir”

‘’Öte yandan yanımızda işçi çalıştırırken de sıkıntılar yaşıyoruz. Eskiden Türkiye’den getirdiğimiz işçilerle hem iletişim bağlamında hem de ekonomik anlamda çok daha iyi anlaşıyorduk. Ama son zamanlarda askeri ücretlerin eşitlenmesi ve hayatın burada pahalılaşması nedeniyle gelmiyorlar. Bizde üçüncü dünya ülkesinden işçi getirtiyoruz ve bu bizim için sıkıntı. Üretimde tembellikler ve işten ayrılmalar ile karşılaşıyoruz. Bu bizim için büyük bir sorundur. Konuyu ben bakanımıza ilettim. Özellikle gelen işçilerin sonrasında emlak sektörüne kayması da bizi sıkıntıya düşürüyor. Böyle devam ederse ülkemizdeki narenciye üretimine zarar verilecektir. İstediğimiz getirdiğimiz işçiler bizim müsaademiz olmadan bir başka yere çalışmaya gitmesin. Çünkü bizler bu işçileri büyük bedeller ödeyerek bu ülkeye getiriyoruz. Yetiştiriyoruz ve sonrasında beklemediğimiz anda küçük ücret farklılıkları ile emlak sektöründe çalışmaya başlıyorlar. Bu konunun çözülmesi için ivedilikle yasanın geçmesi gerekiyor.’’

“Bakanımız yasayı geçireceğinin sözünü verdi ve affın geleceğini belirtti”

‘’Öte yandan biz üçüncü ülke vatandaşlarına da kendi ülke vatandaşlarımıza da mecburen asgari ücret veriyoruz. Bu adil değildir. Çünkü biz getirdiğimiz üçüncü ülke vatandaşlarına barınma, yiyecek, içecek ve sosyal anlamda oluşabilecek ihtiyaçlarını da kendi bütçemizden karşılıyoruz. Dolayısıyla buna bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Bakanımız yine tüm bunlara rağmen yasayı geçireceğinin sözünü verdi ve affın geleceğini belirtti. Aftan sonra bir sisteme girecek ve bir sektörden diğer bir sektöre geçiş olmayacak.

Son yıllarda çok büyük bir ekonomik çöküntü içerisinde olduğumuz için işimize sırtımızı dönme lüksümüz kalmadı. İşlerimizi geliştirerek ilerlememiz gerekiyor. Toplum olarak ülkede üretilen ürünlere sahip çıkmalıyız. Örneğin C vitaminini hazır almaktansa taze portakalı sıkıp suyunu içmeliyiz. Hükümet yetkilileri de narenciyemize sahip çıkarak bir kamu spotu oluşturmalı ve halkımızı narenciye tüketimine teşvik etmelidir.’’

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu