Kıbrıs

Siber: “Bakan olmanın dayanılmaz cazibesi!”

Eski Meclis Başkanı Dr.Sibel Siber sosyal medya hesabından “23 Eylül 2012” yılında paylaştığı yazısını tekrar paylaşarak 8 yıl önce olaylar değişse de gündemin değişmediği vurgusunu yapıyor. Sibel “Bakanlara, daha objektif ve popülizmden uzak çalışabilmeleri için, bir sonraki seçimde aday olmama şartı getirilebilir ve böylelikle, eğer başarılıysalar sonraki dönemde de bakanlık yapma şansları yine olabilecektir…Kısacası, kişilerin ego’sunun kontrolündeki sistemlere değil, iyi işleyen sistemlerin kontrolüne ihtiyacımız vardır.’’ (23 Eylül 2012)” ifadelerini kullandı.

İşte Siber’in paylaşımı…

Hükümet kurulamıyor… 19 milletvekili de bakan olmak istemiş vs…. Anayasa’da bakanlık sayısı sınırlı olmasa, 19 milletvekili de bakan olacaktı…Bundan kuşkum yok… Sistemi tartışma vakti…Bakan Olmanın Dayanılmaz Cazibesi!..“Her milletvekili, kendisini bir gün bakan olarak görmek ister” demişti eski bir siyasetçi…“Her milletvekili bakanlık yapabilecek birikime ve özelliklere sahip midir?” diye sorduğumda ise “Halk seçtiğine göre!” demişti.“Yaşamın her alanında gözlenen insanoğlunun bu içgüdüsel yarışının, siyaset dünyasına yansımalarına bakacak olursak, neler görürüz acaba? Son günlerde, gündemi meşgul eden haberlerin çoğu, mil-letvekillerinin bakanlık yarışına dair. “Bakan olmanın dayanılmaz cazibesi!” şeklinde özetlenebilir tüm bu yaşananlar ve medyaya yansıyanlar…Benim görüşüme göre halkımız, milletvekili adaylarına oy verirken, kendilerini temsil etmeleri için oy vermiştir. Yani, halkın çıkarları doğrultusunda uğraş vermek, daha güzele ulaşma yolunda çözümler üretmek, yaşam kalitesini yükseltici yasaların hazırlanmasında katkıda bulunmak, onları dürüstçe her platformda temsil etmek… Yoksa sanırım, her milletvekiline bir gün ‘Bakan’ olsunlar diye oy vermemiştir. Halka hizmet etmekse esas gaye, onun yolu sadece Bakan olmaktan mı geçiyor? Bugünlerde yaşadığımız bakanlık yarışı ve hatta kavgası, siyasetin, halk için olduğuna dair inandırıcılığını iyice yitirmesine sebep oluyor. Şu anda, bir kısım milletvekilinin verdiği görüntü, maalesef şu düşünceyi barındırıyor:- “Siyasetçi, kendi kişisel hırslarını ön plânda tutuyor ve onun için kıyasıya mücadele ediyor…”Bir tanıdığım anlattı geçenlerde, bakanlık arzusundaki bir milletvekiline ‘hangi bakanlığı istediği’ sorulmuş ve milletvekili de yanıt olarak, “hangi bakanlık olursa kabulümdür, benim için farketmez” demiş. Buna ekleyecek, fazlaca bir söz yoktur, herhalde!..Bir de bakanların, ille de milletvekilleri arasından değil de sahalarında uzman olan kişilerden seçilmesi, verimliliği artıracaktır .Bakanlara, daha objektif ve popülizmden uzak çalışabilmeleri için, bir sonraki seçimde aday olmama şartı getirilebilir ve böylelikle, eğer başarılıysalar sonraki dönemde de bakanlık yapma şansları yine olabilecektir…Kısacası, kişilerin ego’sunun kontrolündeki sistemlere değil, iyi işleyen sistemlerin kontrolüne ihtiyacımız vardır.’’ (23 Eylül 2012)

Diğer Haberler

Başa dön tuşu