KıbrısManşet

Siber: “Sandığa gitme isteği kalmadı”

Kıbrıs Arena-Su Üçüz

Cumhuriyet Meclisi Eski Başkanı Dr. Sibel Siber ülkemizdeki gerçekleşecek olan ara seçimlerini ve 14 Mayıs tarihinde Türkiye’de yapılacak seçimleri değerlendirerek, görüşlerini paylaştı.

“İKTİDARLARIN ÜLKENİN MEVCUT SORUNLARINA KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM GETİREBİLECEĞİNE DUYULAN İNANÇ ÇOK AZALMIŞTIR”

“Biz nerede hatalar yapıyoruz mutlaka gündeme getirmeli ve tartışmalıyız”

Türkiye Cumhuriyetinde 14 Mayıs tarihinde gerçekleşecek seçimler sizce KKTC’yi nasıl etkileyecektir?

“Bir ülkenin diğer ülkeyle olan ilişkilerinde, o ülkenin seçiminin çok da fazla etkili olmaması gerekiyor. Ama bizim yapımızı, siyasi irademizi, iktidarımızı, pek de kurumsal olmayan ilişki biçimini düşündüğümüz zaman oradaki iktidarın değişmesi bir şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de etkileyecektir.

Benim burada söylemek istediğim ve hep vurguladığım; biz kurumsal bir yapıya kavuşmuş olsaydık değişen iktidarlarlardan dolayı, politikamız ya da mevcut yapımız değişikliğe uğramazdı. Halk yararına olan ve iki ülkenin karşılıklı ilişkilerindeki yapı aynen devam eder.

Özellikle Ulusal Birlik Partisi’nde son dönemlerde yaşananlara baktığımız zaman olmaması gereken birtakım hadiseler olduğunu gördük. İlişkilerin daha kurumsal bir ilişki biçimi şeklinde yürütülmesi gerekiyor. Eğer ki kurumsal değilse ki değildir, bunun da sebebi bizdeki iktidarlaralardır. Her zaman bu konuda kendimizle ilgili eleştirilerimizi dikkatli yapmalıyız. Kendimize yönelik biz nerede hatalar yapıyoruz mutlaka gündeme getirmeliyiz ve tartışmalıyız.

Türkiye ile ilişki biçiminde olması gereken hep karşı tarafı eleştirmek, hep karşı tarafı suçlamak değildir. Peki, biz ne yapıyoruz? Biz bu ilişki biçiminden siyasi anlamda beğenmiyorsak veya bunu eleştiriyorsak, bizim buradaki rolümüz nedir, bunu gündeme taşımalı ve bunu tartışmalıyız.”

“Siyasi atmosfere baktığınız zaman siyasi partiler bu seçimi tabi ki önemli görüyor”

‘’Sürekli yapılan seçimler, kişilerin sandığa gitme isteksizliği ve inanç azlığı yaratıyor’’

 Ara seçim bir ülkeyi nasıl etkiler?

“Bu konuda bir çok tartışmalar oldu ama maalesef yasalarımıza göre bir milletvekilinin yeri boşalıyorsa o milletvekili için bir ara seçim yapılması gerekiyor. Bizim gibi küçük bir ülkede sürekli seçimlerin olması hem maddi yönden büyük külfet hem de yorgunluk yaratıyor. Ayrıca kişilerin sandığa gitme isteksizliği ve inanç azlığı yaratıyor.

Siyasi atmosfere baktığınız zaman siyasi partiler bu seçimi tabi ki önemli görüyor. Şu an iktidarda olan Ulusal Birlik Partisi bu seçimi kazanırsa bir güven tazeleme gibi görünecektir. Muhalefet, Cumhuriyetçi Türk Partisi kazanırsa erken seçimi zorlayacak gibi görebilir. Bağımsız bir milletvekili kazanırsa o zaman da siyasi partilere güven iyice dibe vurmuş demektir. İnsanlar yeni bir arayış içinde olabilir diye değerlendirilebilir. Yasalarda bir düzenleme yapılsaydı şu an bunu yaşamazdık. Ben anayasaya uyulması gerektiğinin savunucusuyum.”

“İktidarların ülkenin mevcut sorunlarına köklü bir çözüm getirebileceğine duyulan inanç çok azalmıştır”

Erken seçime bakış açınız nedir?

“Ben erken seçimin bir şey değiştireceğine ama bir milletvekilinin iradesinin bir şeyleri değiştireceğine inanmıyorum. Kaldı ki genel seçimlerde büyük bir umutsuzluk var. İktidarların ülkenin mevcut sorunlarını köklü bir çözüm getirebileceğine olan inanç çok azalmıştır. O nedenle genel seçimlerde bile umutsuzluk ve inanç, sandığa gitme oranında azalma ortadayken, tek bir milletvekilinin seçimi için halkın heyecan göstereceğini zannetmiyorum. Şahsen ben de bir heyecan duymuyorum. Seçim sonucunda sadece o milletvekilinin hayatı değişecektir.”

“Anayasanın yeniden gözden geçilmesi gerekiyor”

Seçimin ardından ülke ekonomisi nasıl etkilenecek?

‘’Şu anda bu seçimin yarattığı durum bir külfet geliyor. Hatta bunun hesaplamasını yaparak, ‘’kaç tane okul yapılabilir’’ şeklinde değerlendirmeler vardı. Ama dediğim gibi ortada bir yanlışlık veya olmaması gereken bir durum varsa bugünden çalışma yapılması gerekiyor. Bir milletvekili azaldığında ne yapılabilir diye düşünmek gerekir. Anayasanın yeniden gözden geçilmesi gerekiyor.’’

Cumhurbaşkanlığıı konusunda fikriniz nedir?

“Cumhurbaşkanlığı görevi; ülkenin, devletin temsiliyeti adına çok önemli bir görevdir. Şu anda baktığımızda, çok da fonksiyonu olan bir makam olmaktan çıkmıştır. Kıbrıs müzakereleri için toplum lideri olarak kabul edilmektedir. İkili müzakereleri yürüten kişidir. Şu anda müzakereler de buzdolabındadır. Yakın bir gelecekte Kıbrıs sorunun çözümüne dair bir umut yoktur. Çözüm umudu şu anda rafa kalktığı için Cumhurbaşkanlığı makamı çok da etkin bir makam değildir. Benim görüşüme göre o da ayrı bir bütçeye külfet getirir.

Bazı durumlarda Başbakan farklı Cumhurbaşkanı farklı konuşuyor. Yetki karmaşası yaşanıyor. Bu konuda da biraz düşünülmesi gerekiyor; Bu makamın devam etmesi mi, bu kadar küçücük bir devlet yapısında tek bir çatı altında toplanması mı diye tartışılmalıdır.

Benim şu anda aktif siyasetle ilgili bir çalışmam yok. Ama şunu sorarsanız, ülkeyle ilgili gaileniz var mı diye; evet derim. Siyasetin yeniden yapılanması, makamların ülkeyi temsil eder, sorumluluk sahibi kişiler tarafından doldurulması isteği arzusu içimde hep var. Elimden ne gelirse de yapmaya hazırım. Daha iyi bir siyasal yapıya kavuşmak, ülkeye umut olacak siyasi partilerin kendilerini düzenlemesi ya da yeni bir oluşumun ortaya çıkması, bu konuda her zaman duyarlıyım. Her zaman da heyecanlıyım.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu