KıbrısManşet

Toros: “Yürütmenin sorumluluğu yadsınamaz bir öneme sahiptir”

Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili, KTTO Eski Başkanı Fikri Toros, yürütme organlarının teşvik edici olması gerektiğinin altını çizerek, yürütmenin vergi avantajları sunması ve yabancı iş gücünün sağlaması noktasında sorumluluğunun yadsınmaz olduğunu vurguladı.

Röportaj: Deniz Gürgöze

TOROS: “YÜRÜTMENİN SORUMLULUĞU YADSINAMAZ BİR ÖNEME SAHİPTİR”

“Yatırımcılara tavsiyem küresel dönüşüme uyumlaşmalarıdır”

İş dünyasındaki genç insanlarının başarı sağlaması için gerekli olan nedir? Sizce bizim yatırım, siyaset, ihracat gibi alanlarda değişime ihtiyacımız var mı?

‘’Teknoloji hızla gelişmekte ve dünya genelinde yaygınlaşmaktadır. Teknolojinin bu denli hızlı yayılması sadece iş dünyasına değil sosyal ve kültürel yaşamımıza ayni zamanda siyasetimize de doğrudan etki ediyor. Bugün teknolojiyi yok hükmünde sayar veya hak ettiği önemi vermezseniz bir yere varamazsınız. Genç iş adamları özelinde ve iş dünyası genelinde teknolojiye muhakkak uyum sağlanması birincil öneme sahiptir.’’

“Teknoloji üretiminde en yaygın olan yazılım ve uygulama geliştirme faaliyetlerdir”

‘’Bu düşünce doğrultusunda yatırımcılara tavsiyem küresel dönüşüme uyumlaşmalarıdır. Bizim ülkemiz özelinde, mecliste bulunduğum 6 yıl içerisinde teknolojik yatırımların önünü açmak için birtakım yasal düzenlemeler yaptık. Kuzey Kıbrıs’ta şu anda üç tane teknopark vardır. Teknoparklar, teknoloji üretimi ve arge faaliyetleri yapmayı istiyor. Devlet desteği ile teknoloji; arge alanında yapılacak yatırımların sonucunda elde edilecek ürünlerin menşei sorunu yaşamayacaktır. Böylelikle ambargolardan da etkilenmeyecektir. Teknoloji üretiminde en yaygın olanı yazılım ve uygulama geliştirme faaliyetlerdir. Teknoparklar, tüm faaliyetleri kendi içerisinde barındırabilecek kapasiteye sahiptir. Dünyada muhtelif ülkelerde öncü strateji olarak seçilmiş örneklerden ilham alarak bunları yaptık. Ülkemizde birtakım jeopolitik gelişmeler nedeniyle demografik dönüşüm süreci yaşıyoruz. Bu süreç Kıbrıs’ın kuzeyini kozmopolit, çok toplumlu ve çok kültürlü bir hale getirdi. Sürecin avantajlarından bir tanesi ihtiyaçların uzaktan çözümlenmesi gerekliliğidir. Bu konuda farkındalığın yeterli olmadığını ve artırılması gerektiğini düşünüyorum. GİAD ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası gibi ekonomik örgütlerimizin de buna öncülük etmesi gerektiğine inanıyorum.’’

’Yeşil Hat Tüzüğü ile ticaret son yıllarda yüz 100 oranını aşacak şekilde büyüme kaydetti

‘’Yeşil Hat Tüzüğü ile ticaret son yıllarda yüz 100 oranını aşacak şekilde büyüme kaydetti. Yeşil Hat ticaretini büyütecek olan iki temel kural vardır. Bunlardan birincisi, ticareti yapılacak ürünün ilgili Avrupa Birliği standartları ile uyumlaştırılması gerekiyor. Uyumlaştırma dışında ilgili standardın sertifikası da temin edilmelidir. Ticarette en önemli unsur, rekabet üstünlüğü ve avantajıdır. Bu ifade edildiğinde akla ilk fiyat geliyor. Sertifikasyon ve kalite standartlarına ulaşmakta fiyat kadar rekabet üstünlüğü sağlayacak önemli unsurdur. İkinci ise, bugüne kadar Yeşil Hat tüzüğü kapsamı dahilinde olmasına rağmen siyasi bir kararla yasaklanan işlenmiş gıda ürünlerinin önü açılmak üzeredir. İşlenmiş gıda alanında çok büyük bir pazar potansiyeli vardır. Bu potansiyelden istifade edebilmek için girişimcilerimizin hazırlıklarını yapması gerekiyor. 2021 yılında hellimimiz Avrupa Birliği’nde coğrafi işaret şemsiyesi altında menşei ismi korunmuş bir ürün olarak tescil edildi. O günden beridir adanın kuzeyinde hellim sektöründe büyük hazırlıklar vardır. Bu hazırlıklar olması gerekenden geridedir. Devlet yönetiminin küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi ve tarladan sofraya kadar olan zincir halkalarının Avrupa Birliği standartlarına uyumlaştırılması gerekiyordu. Tarım Bakanlığı standartlaşmaya dair yasalarını Avrupa Birliği Sağlık ve Hijyen Yasaları ile uyumlaştırmalıdır. Çiftliklerimizin büyük bir kısmı hayvan hastalıklarında ari hale getirildi. Fakat tarlada ekilen ve hayvanların yemi için kullanılan arpa tohumu bu standartlara getirilmedi. Bütün bunlara rağmen 2024’ün ikinci yarısında hellim ticaretinin önünün açılacağına yürekten inanıyorum. Hellim ticareti beraberinde yeni bir potansiyel getirecektir. Vizyoner genç girişimcilerimize de bu sektöre bakmalarını tavsiye ediyorum.’’

“Makine odaklı üretime bakılmasını tavsiye ediyorum”

‘’E-Ticaret alanı gittikçe büyüyen bir alandır. Dünyanın birçok ülkesinde yaygınlaşmaktadır. Pandemi koşulları ile bu yaygınlaşma olağanüstü bir hız kaydetti. Dolayısıyla bu alanda da yeni iş fırsatları vardır. Ülkemiz özelinde mevcut siyasi koşullarının getirdiği zorluklar vardır. Bu zorluklar her ürün için geçerli değildir. Üretim alanında ülkemizin rekabet avantajı, makine ağırlıklı olan üretim alanlarındandır. Ülkemiz, yüksek işçilik maliyetleri ve işgücü pazarı sınırlamaları nedeniyle işçilik ağırlıklı üretim geri planda kalıyor. Makine odaklı üretime bakılmasını tavsiye ediyorum. Bu konuya maalesef gittikçe zayıflayan ve yok olmaya yüz tutan tekstil alanı örnek olarak verilebilir. Tekstil, nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyan bir sektördür. 20 yıl önce İngiltere’ye imalat yapan konumdayken bugün malesef yapamıyoruz. Dolayısıyla genç girişimcilerimizin makine ağırlıklı üretime yönelmelerini tavsiye ediyorum. Ölçek ekonomisi elde edilemeyecek sektöre girilmemelidir. Çünkü, ölçek ekonomisi olmayan yerde rekabet avantajı elde edilemez. Siyaset, ekonomi ve kalkınma odaklı olma noktasında önemlidir.’’

“Yürütmenin sorumluluğu yadsınamaz bir öneme sahiptir”

‘’Siyasetin iki başlık altında önemli bir sorumluluğu vardır. Birincisi; yürütme organları teşvik edici olmalı, vergi avantajları sunmalı ve yabancı iş gücü sağlamak gibi bir vizyona sahip olmalıdır. Yürütmenin ilk sermayenin bir kısmını sunması gerekiyor. Uzun vadeli ve geri ödemesi operasyondan sonra olacak şekilde yatırım kredisi sunmalıdır. Yürütmenin sorumluluğu yadsınamaz bir öneme sahiptir. Bütün bu saydığımız yatırım stratejileri ile ilgili yasal düzenlemelerin aynı oranda önemi vardır. Bu da yasamanın sorumluluğundadır.

Girişimcilerin pazar stratejilerinde de büyük bir yeri vardır. Bugün diğer ülkelerle ilişki kurmak, potansiyel pazar teşkil eden ülkelerde fuarlar gibi birtakım pazarlama faaliyetlerine destek olmak devletin sorumluluğundadır. Ülkemizde, yatırımın önünde engel olan meseleler vardır. Bu meselelerin arasında Gelir Ve Kurumlar Vergisi yüzde 23.5 oranlarında olması vardır. İş gücü piyasasında yabancı iş gücüne muhtaç olduğumuz gerçeğinden hareketle birçok noktada devlet teşviğinin eksikliğinin giderilmesi gerekiyor. Bunları yaparak siyasetin yatırımcının yanında olması ve teşvik edici olması mümkündür. Yasaların küresel stratejilerle uyumlaştırılması da çok önemli bir sorumluluktur. Kıbrıs meselesi de doğrudan yatırımlarla iş yapabilirlikle ve ekonomik kalkınma ile ilintilidir. Dolayısıyla yasamanın da iş ortamını doğrudan etkileyen yasaları Avrupa Birliği yasaları ile uyumlaştırması ve uygulaması gerekiyor. Eğer siz burayı samimiyetle yatırım ortamına getirmek ve yatırımcıyı teşvik etmek istiyorsanız bu bir ihtiyaçtır. Ancak bu temeller üzerindeki ekonomik siyaset ancak başarılı olabilir.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu