Deniz GürgözeKıbrısKöşe Yazıları

UBP’NİN GİZLİ BAŞKAN ADAYLARI

Deniz Gürgöze yazdı…

Covid-19 sürecine yavaş yavaş adapte olduk sayılır. Aslında bununla yaşamayı öğrendik desek daha doğru olur. Bu süreçte siyasiler kendi paylarına ‘’önce sağlık’’ dediler ve bunun üzerinden bir çok çalışma yürüterek ‘’önceliğimiz halkımızın sağlığı’’ ifadeleri ile sanki seçim umurlarında değilmiş gibi bir izlenim yarattılar.

Tabi ki herkes bu süreçte büyük endişe duydu. Belli ki sağlık siyasetin önüne geçmişti ama görüyoruz ki zaman sağlığı yavaş yavaş geriye itiyor. Yani siyaset ön plana çıkmaya başlıyor. Gördüğümüz kadarı ile gerek Akıncı, gerek Tatar, gerek Erhürman gerek Arıklı gerekse Özersay artık halkla buluşmaya başlamış bile. Pazar gezileri, köy ziyaretleri ve yemeklerde görmeye başladık siyasileri…

Hükumet bu süreci bir şekilde yönetiyor. Beğenelim beğenmeyelim bir şekilde virüs KKTC sınırları içerisinde şuana kadar yayılmadı. Bu süreçte en çok ihtiyacımız olan şey de moraldi. Yani sürekli olumsuzlukların yaşanıp, iş hayatına yansıması kimseye bir şey kazandırmadığı gibi büyük bir travmaya da sebep olacaktı. En azından bugüne kadar süreç bir şekilde sorunsuz ilerledi. Tabi bugüne kadar…

Gelelim yazımızın esas konusuna… UBP’nin gizli başkan adayları….

UBP meşruluğunu aldığı oylarla değil, 11 Ekim 1975 yılında Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından kurulduğu gün kanıtladı. Zamanla oy oranını artırarak bu halkın %36 oyunu aldı. Bu ülkede en fazla iktidarlığı yaşayan tek parti olan UBP, bugüne kadar 9 farklı isim ile genel başkanlık yürütmüş, en etkin siyasi partilerden birisidir.

Ersin Tatar’ın Genel Başkan olmasından bugüne kadar parti içerisinde çok sıkıntılar yaşandı. Nedense UBP aile içi sorunlarını kendi içerisinde çözmek yerine dışarıya taşıdı. Sorunların ulu orta veya sosyal medya üzerinden konuşulması, daha çok dedikodu niteliğini taşıdı. Ersin Tatar’ın yıpranmasını isteyen bazı kesimler sürekli bir takım söylemlerle ya Ersin Tatar’ı ya icraatları ya da partinin içinde bulunan bazı isimleri eleştirdiler. UBP’yi en fazla eleştiren kesim yine kendi içindeki kesim oldu. Yani muhalefetin yapması gereken eleştirileri UBP fazlasıyle yaptı.

Bu ülkede bir seçim gerçekleşecek. Çok uzak değil…11 Ekim’de…

UBP’nin adayı da, ki kendisi de istemeye istemeye aday olmuştu, Ersin Tatar’dır. Fakat ne üzücüdür ki bazı bakanlarımız parti başkanının üzerinde bir performans göstererek ön plana çıkmak için adeta yarış içerisindedir. Kaldı ki bu partinin bir başkanı varken onun üzerinde olma gibi bir yarışa da çok anlam veremiyorum. Bugün kendisini ön planda tutmak için ekip kuran bakanlarımızdan bazıları, bu sürecin neresinde olduğunu da ayrıca merak ediyorum. Yani Ersin Tatar için değil de kendileri için bireysel çalışma yürütülmesi kime ne kazandıracaktır.

İsimlerini ön plana atarak bana göre büyük hata yapan bu bakanlarımız, ileride hiç ummadık bir sürprizle de karşılaşabilirler. Yani kendilerini ön plana atarak sadece kendilerine zarar verecekleri de bir gerçektir. Bazı isimler genel başkanlığı düşünse de doğru zamanı beklemeyi tercih ettikleri için şu an onların isimleri henüz genel başkanlık için lanse edilmedi.

Ön planda olan bazı isimler köy köy gezerek, bazen yemek vermekte bazen kahve ortamlarında sohbetler etmektedir. Böylesine organizasyonların bireysel yapılması parti içerisinde büyük bir uçuruma neden olmaktadır. Ersin Tatar’ın ziyaret edeceği bölgelere önceden giden bakanlarımız neyin hesabını yaparak bu bölgeleri ziyaret ediyor önce bu netleşmelidir. 11 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçim tarihidir, genel başkanlık seçim tarihi değildir. Siyaset yapmak için henüz çok erken, ama, siyaseti ön planda tutan isimler şuan örgütlenmiş durumda. UBP’nin bazı isimleri parti içerisinde gruplaşma yapmakta, bu da parti birliğini ve bütünlüğünün bozmasına neden olmakatdır. Buna rağmen bundan da geri durulmamaktadır. Bu geçmişin veya geleceğin bir hesaplaşması olabilir…ama zamanlama yanlıştır. Zaman birlik olma zamanı iken Ersin Tatar’a hesap sormak da neyin nesi?

Bazı hesaplaşmaların günü vardır.  

Ersin bey elbette ne gözünü ne de kulağını kapatmış değildir. Herkes gibi bazı duyumlar almakta ve illa ki bu duyumların tedbirlerini de gerekirse alacaktır ya da almıştır.

Bu süreçte Ersin Tatar’ın yanında gibi duran ama arkasından iş çeviren isimler kazanmayacaktır. Bu filim 11 Ekim’de bitecektir. Ersin Tatar UBP’nin geleceği için Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak zorundadır, şayet aksi olduğu an işte dananın kuyruğu o an kopacaktır. Artık fatura hangi bakana kesilecek bilinmez ama hesaplaşma çok büyük olacaktır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu