KıbrısManşet

“Yatay büyüme bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür”

“Ülkemizdeki yapılar Türkiye’deki gibi denetimsiz değildir”

J&J Construction Ltd. direktörü Halil Öncülay, inşaat sektörünü değerlendirerek ülkenin yapılaşmasındaki yatay büyümeye dikkat çekti.

Özel Röportaj : Su Üçüz

 “Ülkemizdeki yapılar Türkiye’deki gibi denetimsiz değildir”

Ülkemizdeki yapıların durumunu nasıl değerlendirirsiniz?

“Özellikle depremden sonra ülkemizdeki yapılarla ilgili tartışmalar başladı. Bizim ülkemizdeki yapılar Türkiye’deki gibi denetimsiz değildir. Eski yapılarımız vardır ancak baktığımda bu yapılarında birçoğunun sağlam yapılar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu yapılar iki veya üç katlı yapılardı. Yüksek katlı yapılar yoktu. Bu sebeple dışarıda konuşulan kadar kötü olduğunu düşünmüyorum. Öte yandan dışarıya çıkıp birçok binaya baktığım da ki bu dönem birçok binayı da denetledim gözlemlediğim ülkemizdeki yapı stoğu çok kötü durumda değildir. Neden? Çünkü biz çoğunlukla mimar ve mühendis kontrolünde binalarımızı inşa ediyoruz. Projesiz ve vizesiz binamız yoktur. Ülkemizde binalar yapım aşamasında da çoğunlukla mühendisler tarafından projesine uygunluğu kontrol edilerek yapılıyor. Müteahhitlerimiz demir ve betondan çalmıyor. Bizler çalışmalarımızı bu şekilde sürdürüyoruz.”

“Yatay büyüme bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür”

Ülkemiz yatay büyüyen bir ülkedir. İlerisi için sizlerin öngörüsü nedir?

“Bence yatay büyüme bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Planlanmış ve altyapısı yapılmış bölgelere doğru temellerle yüksek binalarla yapılaşmaya gidilmelidir. Tabiiki bu görüntüyü bozacak şekilde denizin yanına yapılmasından söz etmiyorum. Örneğin başkent Lefkoşa özelinde konuşmam gerekirse baktığımızda iki veya üç katlı binalar var. İmar Planı bu şekilde inşaata müsaade ediyor. Ve biz bunun üzerine çıkamıyoruz. Bizlere müsaade etmeleri gerekir ki daha yüksek binalar yapabilelim. Bizlere iki üç arazi alıp birleştirip, yeşil alanı bol yüksek yapılara izin verilmeli. Girne’de deniz kenarlarında ise yüksek kat çıkılmamalıdır. Bizim toprak stoğumuz sınırlıdır. Dolayısı ile yatay yapılaşmadan uzak durmalıyız. Bunun yanı sıra yatay büyüme altyapı sorununu da yanında getiriyor. Dolayısı ile bu şekilde yatay büyümeye devam edersek çok daha sıkıntı yaşayacağız. Ülke olarak doğru büyümek zorundayız.”

“Müteahhitliğini yaptığım bir projenin mühendisi olmam”

Mühendislik ve müteahhitlik meslekleri bir arada yürütülüyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

‘’Mühendislik ve müteahhitlik birbirine bağlı mesleklerdir. Bir diğerinin yokluğunda müteahhitlik mesleği yapılamaz. Bizim yasalarımızda müteahhitliği her meslek grubu yapabiliyor. Bu yanlış bir uygulamadır. Müteahhitlik, mimarlık ve mühendislik gibi teknik bir meslektir. Bu sebeple de müteahhittin de bu camianın içerisinden gelmesi binaların sağlığı için gereklidir diye düşünürüm. Ayrıca inşaat mühendisi olan biri olarak etik değerlere uyarak kendi yaptığım bir projenin müteahhitti olmam. Çünkü kontrol aşaması çok önemli ve bir başka mühendisin kontrol etmesi ve veya bir başka müteahhitin inşaatı yapıyor olması daha doğrudur.”

“Bu ülkede yabancıların müteahhitlik yapmaması gerekmektedir”

Ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen ve müteahhitlik yapanlar var. Bu durum bizim ülkemize dezavantaj sağlar mı? Bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz ve sizce rekabet sorunu yaşanmakta mıdır?

“Bu konu yıllardır konuşulan bir konudur. Sadece Türkiye Cumhuriyeti’nden değil dünyanın her yerinden gelip, burada müteahhitlik yapanlar var. Bana göre bu ülkede yabancıların müteahhitlik yapmaması gerekmektedir. Yabancılar burada sadece yatırımcı olarak bulunmalıdır aksi takdirde rekabet bozulmaktadır. Yabancılar burada kayıt yaptırmadan, vergi ödemeden daha düşük miktarlarda hizmetler veriyor. Gün sonunda halk daha uygun hizmet almak istediği için yerli müteahhitten hizmet almak yerine kaçak, kayıtsız ve denetimsiz yabancı müteahhitten alıyor. Lefkoşa’da belediye bu konu üzerinde denetim uyguladığı için Müteahhit olmayan inşaat yapamıyor. Fakat Kıbrıs’ın diğer şehirlerinde ve köylerde denetim olmadığı için müteahhit bile olmayan yabancı uyruklu insanlar hizmet veriyor. Bir başka konuya değinecek olursak, eskiden daha uygun fiyatlar ile daire verebiliyorken şuan malzeme pahalılığından dolayı müthiş bir fiyat artışı bulunmaktadır. Günümüz koşullarında çok değişken bir piyasa içerisinde olduğumuzdan dolayı ve  malzemeler döviz üzerinden alındığı için bugün yapılan maliyet hesabı ile yarın yapılacak maliyet hesabı birbirini tutmuyor.”

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu