Köşe YazılarıŞafak Yolcu

Şafak Yolcu Köse yazdı: Çekim yasasının sırrı

Bir önceki yazımda her düşüncenin bir frekansı olduğundan bahsetmiştim. Bizi hasta eden, olumsuz düşüncelerin frekanslarının düşük, bizi iyileştiren ve olumlu olanların ise yüksek olduğuna değinmiştim. Bu yazımda ise elimizdeki bu bilgiyle neler yapabileceğimize bir göz atacağız.

“Benzer, benzeri çeker” sözünü duymuşsunuzdur. Bu söz aslında evrensel bir yasa olan çekim yasasını anlatır. Yani hayatınızda sahip olmak istediğiniz şeyleri, düşünce gücüyle kendinize çekebileceğinizi… Tıpkı istemediğiniz şeyleri bilinçsizce hayatınıza çektiğiniz gibi!

Aranızda soranlar olacaktır: istemediklerimizi neden hayatımıza çekelim ki? Yanıt şu; eğer bir düşüceyi zihninizde sürekli tutuyorsanız, onu kendinize çekiyorsunuz demektir. Misal, sürekli bir şeyden korkuyorsanız, tam da o korktuğunuz şey başınıza gelir. Çünkü sürekli olarak evrene o düşüncenin frekansını gönderirsiniz ve sonunda benzer, benzeri çeker.

Bunu tersine çevirmek ve sadece istediğimiz şeylerin hayatımıza girmesi için yapmamız gereken şey oldukça basit; o frekansa girebilmek. Burada aradaki farkı görebilmemiz için duygu ve düşüncelerin frekanslarına örnek vermek istiyorum. Utanç duygusunun frekansı 20 Hz, suçluluk 30 Hz, kınama 50 Hz, yetersizlik 75 Hz, korku 100 Hz, öfke 150 Hz, gurur 175 Hz, izin vermek 200 Hz, umut 310 Hz, merhamet 350 Hz, sevgi 500 Hz. Gördüğünüz gibi duygularımız olumluya gittikçe frekansımız da artmakta.

Kendinizi her şeyi çeken bir mıknatıs olarak düşünün. Düşüncelerinizin kontrolü yalnızca sizin elinizde. Neyi düşünürseniz ona sahip olursunuz ve o olursunuz, ona dönüşürsünüz. Çünkü düşünceler maddelere dönüşür. Sürekli aynı şeyi düşünürseniz o frekansı yayarsınız ve bu frekanslar evrene birer sinyal olarak gönderilir. Günün sonunda da bu sinyaller gelip sizi bulur. Çoğumuz farkında olmadan hiç istemediğimiz şeyleri sürekli düşünürüz ve bunun neden sürekli bizim başımıza geldiğini sorgularız. Sebep tam olarak bu.

Çekim yasası evrende sizin frekansınıza uygun, benzer olan şeyleri bulup size getirir. Bundan hiç çekinmez, zaman mekan gözetmez. Sizin isteklerinizi size ulaştırmak için canla başla çalışır. Çünkü çekim yasası değişmez bir yasadır. Tıpkı diğer evrensel yasalar gibi. Yokluktan en çok yakınan, yoksul olandır. Sürekli hasta olduğundan dert yanan birisi daima hastadır. Mutsuzluktan her dem şikayetçi olan birisini mutlu edemezsiniz ve o kişiyi mutlu göremezsiniz çünkü frekansı buna uygun değildir. Çekim yasasına göre neyi düşünüp odaklanırsak, nihayetinde ona sahip oluruz.

Şikayet ettiğiniz her şeyi hayatınıza siz çekiyorsunuz. Bunu duymak hoşunuza gitmese de durum tam olarak bu! Önemli olan bunu idrak edip değiştirebilmek. Frekansı düşük olan, olumsuz düşüncelerle bile (farkında olmadan) bazı şeyleri hayatımıza çekebiliyorsak, frekansı yüksek olan olumlu düşüncelerle neler yapabileceğimizi, hayatımızı olumlu yönde nasıl değiştirebileceğimizi  bir düşünün! Hatta düşünmekle kalmayın, değişiklik yapmaya hemen başlayın derim!

Bunun nasıl yapılacağına gelince; öncelikle isteğinizi belirleyin. Dilerseniz bir kağıda yazabilirsiniz. Eğer istediğiniz şey bir ev veya arabaysa onu kelimelerle tasvir edebilir veya resmini çizebilirsiniz. Evrene neyin, nasıl gerçekleşeceği konusunda yol göstermenize gerek yok, sadece isteğinize odaklanın. Sonrasında ise isteğiniz gerçekleştiğinde hissedeceğiniz olumlu frekansı evrene şimdiden göndermeye başlayın. Gerisini evrenin çekim yasasına bırakın. Hepsi bu! Bu arada; ben denedim, sizi temin ederim ki işe yarıyor!

Hep sevgiyle ve hep iyilikle kalmanız dileğimle,

Diğer Haberler

Başa dön tuşu