Candaş ÖzerKöşe YazılarıManşet

Ağa açların, histerik hissizlikleri

Şimdi şuracıkta, unutarak memleket ve yaşam gailesini ve vs.

Seni düşleme vakti cakadan sevgili…

Siyasetten, riyadan, işgüzarlıktan, hayat pahalılığından, bir dolu yokluktan, bir çırpıda silkelenip..

İyice sıyırtmadan, vurdumduymazlıklardan, usulca sıyrılaraktan..

Tepeden tırnağa arınıp soyunaraktan, sırılsıklam sıkıntılardan, en saf ve üryan ruhla maneviyata amade olma vaktidir en iyisi.

Akıldan azade, kuraldan, akıl almaz olagelenlerden, biçare hallerden çıkıp çekilme demidir.

Aksi taktirde, kendini normal sanan tescilli delilerin içinde, fena, tertemiz delirmemek elde değil.

Delinin de iyisi ve kötüsü var..

Kendini normal sanan anormaller deli değil tehlikelidir.

Deliler zararsızdır,

Bir şey bilmeyip, bilirmiş ayağına yatanlar da sakıncalıdır. 

Uçuk kaçık, hakikatli/delimsi insanları sevin.

Herkese tuhaf gelen sıradışı dostlar edinin.

Çünkü onlar, dünya döngüsünde, tüm insanlık adına iyiyi düşündüklerinden. Haksızlıklara, adaletsizliklere, kör yiyicilere, kayıtsız kalamadılarından ruhi şirazeleri kayba uğramış güzel yürekli temiz/delimsi insanlardır.

Rengarenk insanların içinde rengi belli olanı değil, çok renkli olanlara sarılın.

Yanar döner bukalemunlara değil.

Ölüsevicileri değil, yaşam ve insancanlısı tırlatmışları sevin

Çok şey bildiğini ima edenlerle değil, bir şeyler öğrenmeye/öğretmeye niyeti olanlarla takılın.

Çünkü ne geldiyse başımıza, kendini normal ve akıllı sanan, her şeyi herkesten çok bildiğini zanneden aklıevveller yüzünden gelmiştir.

Yapabileceğin şeyleri izleyip okuma, gerçekleştir; yaşa yani.

Olmak isteyip de olamayacağın, yapmak isteyip de yapamayacağın şeyleri izle; oku.

Mesela ilim oku, bilim öğren ve bilenlerin aktarımlarını izle ve öğren.

Veya nedensiz bir şekilde yaşa.

Bak yine aklıma takılana..

Yangın helikopteri yok, ambulans uçak yok, sağlık teçhizat ve donanımı yetersiz!!

Afet durumunda koordinasyon karmaşık. yeterli güvenlik, sağlık donanımı yok, Haybeye yaşadığımız şu fani hayatta, toplumsal heybemizde hiç bir şey yok!

Yok, yo yo hayır!!

Hayat gailesi ve sorunlarına bu yazıda yer yok.

Bir tek sevgi ve sevgili var bu öyküde.

Hayali sevgiliye ve gidenlere adanmış duygular var bu yazıda.

Sen hayattayken, varken, yanyanayken çok şey kaçırmışız meğer.

Mesela, sevdiğin yemeği, içeceği bilmemek veya hatırlamamak, çok kahredici.

Seni hüzünlendiren şarkıları ve mutluyken dinlediğin türküleri.

Usanmadan tekrarını izleyeceğin favori filmleri.

Yeniden okuyabilecek kadar haz aldığın kitapları.

Sulamaktan ve koklamaktan usanmayacağın çiçekleri/sukulentleri.

Bir de en iyi hissettiğin mekanları bilmek isterdim.

Sen gidince, bunu iyice bilmediğimi tespit ettim.

Hatalıyım, dikkat edip, tesbit edip veya hiç sormamışım.

Kendimi hiç affetmeyecesine suçluyorum.

Şimdi, sen artık yokken, ne kitaplar, çiçekler, ne de mekanlar sorsam da cevaplamıyor.

En çok beni severdi, okurdu, izlerdi, deyivermiyor.

Böyle işte hayali, afili, ahiri sevgili ve giden peri.

Yokluğunda, sorunsallık hariç çok şey değişti.

Tek değişmeyen 1995’ten beri, yine yangın çıktı ve yine önlenemedi, kül etti beşparmakların tenini.

Ziyan oldu ağaçlar, ihya oldu yaban ağaçların üstünden aç ağalar.

Geriye kalansa yokluk, yoksunluk ve yoksulluğun histerik hissizlikleri ve haram alın teri.

İşte böyle, düş sevgili ve giden peri.

Sensizlik beter de, düştüğün toprağa karşı gösterilen seviyesizlik ve sevgisizlik bin beter.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu