Ediz TuncelKöşe Yazıları

Ediz Tuncel: Maşallah maşallah!

Ediz Tuncel’in kaleminden: Maşallah maşallah!!!

Bir kişinin bulutlarda uçmaya başlaması ve bastığı yeri görmemesi için topu topu eroin, kokain, esrar, vesaire gibi 20 miligram uyuşturucu madde yeterliymiş!

Narkotik polisi birkaç gün içinde epeyce uyuşturucu ele geçirdi, rakamlar akıl alır gibi değil.

Maşallah maşallah!!!

Memlekete Kolombiya ve Meksika mafyası gelse, herhalde ancak bu kadarını başarırdı!

Örneğin Narkotik polisi bu hafta içindebir seferde 300 gram kokain ele geçirdi, hemen hemen aynı zamanda 26 gram daha başka bir “ekipte” yakaladılar.

Bu gidişle sadece uyuşturucu tüccarlarının içine tıkılacağı yüksek güvenlikli bir narko-hapishane inşa edilmesine gerek olacak.

Kokain, eroin, esrar gibi uyuşturucularda 20 miligramlık bir doz adamın beynini salamuraya çevirmeye yeterlidir, bulutlarda uçtuğunu sanar, ayakları yerden kesilir.

20 mg bir kişinin beyninin ve ruhunun buharlaşıp uçması için yeterliyse, diğer ele geçirilen uyuşturucu türlerini hiç saymıyorum bile, sadece bu miktardaki kokainden 16300 kişi bulutlarda uçuşa çıkar demektir.

Kokain en pahalı uyuşturucu türlerinden biri olarak bilinir, zor bulunan bir uyuşturucu maddedir, müşterileri genellikle cebinde bol parası olan varyemezler, başkasının kanını emerek haybeden yaşayanlardır,  326 gramın piyasa fiyatı milyonlarca lirayla ölçülür.

Dahası da var elbette, son birkaç ayda yakalanan uyuşturucular arasında kokain belirgin şekilde kendini göstermeye başladı ve yakalanan miktarlar kilolara ulaşmaya başladı.

Sadece Narkotik polisi sınırlı sayıda elemanıyla bu tımarhane kaçkınlarıyla mücadele ediyor, mevcut şartlarda iyi bile mücadele ediyor, ama korkarım ki son aylarda narkotik polisinin ortaya koyduğu performans ve yakalanan uyuşturucu miktarları bu küçük toplum için fazla olmasına rağmen buzdağının sadece görünen ucudur ve durum tahmin ettiğimizden veya gözümüze görünenden çok daha kötüdür.

Farklı farklı uyuşturucu satıcıları yakalanması ve ele geçirilen miktarlar bize toplum içinde yasadışı uyuşturucu bağımlısı sayısının da onbinlerle ölçülebileceğini gösteriyor.

İşin kötüsü, bu bağımlıların çok büyük bir kısmı toplum içinde bizimle birliktedirler ve trafikte de önümüzde, ardımızda, yanımızda araç kullanmaktadırlar.

Yani, herbiri azrailin uşağı olarak aramızda dolaşmaktadırlar.

Rum tarafında polis sokakta araba çevirip, doğrudan narkotest yapıyor, bunun karşılığında da şaşırtıcı şekilde trafikte olan sürücülerin en az üçte birinin son 24 saatte uyuşturucu kullanmış olduğunu tespit ediyor, bu haberlere de yansıyor.

Bizde ise polisin trafikte narkotest yapma imkanı yok, olsa bile yasal zemini yok.

Sibel Siber döneminde bu konuyla ilgili bir girişim yapılmıştı ama sonucu gelmedi.

Birkaç sene önce uyuşturucu bağımlısı olduğu tescilli olan ve devletten bile sosyal yardım alan bir şahıs ehliyetli şekilde araç sürerken komşumuzun aracını yoldan çıkaracak şekilde dikkatsiz sürüş yapmış ve komşumuzun ölümüne neden olmuştu.

Adamın uyuşturucu müptelası olduğu tescilli ve ehliyeti var, trafikte araç kullanıyor, haliyle de beyni bulanmış olduğu için hem kendisi hem de çevresi için potansiyel bir azraile dönüşüyor!

Bu memleket birçok yönden açık hava tımarhanesinden farksızdır dediğimde özellikle bazı siyasiler alınıyorlar.

Memleketteki uyuşturucu bağımlısı sayısını ancak ele geçirilen miktarlardan anlayabiliyoruz, o da tahmini olarak, gerçek rakamı Allah bilir.

Diğer taraftan, sigara ve alkole giden paranın da haddi hesabı yok, örneğin memleketin tüm gayrı safi milli hasılası 8 milyar lira ise, bu rakamın sekizde biri alkol ve sigaraya gidiyor, bunlar da yasal uyuşturucular!

Adam arabasına 50 liralık benzini kıvrana kıvrana koyuyor ama markete gidip 150 liralık alkolü gözünü kırpmadan alabiliyor.

Ülkeye yasal yoldan giren içki, sigara miktarı belli, ama bir de yasal olmayan şekilde giren miktar var ki bu da muhtemelen yasal olanın oranına eşittir.

Yani memlekette alkol ve yasadışı uyuşturucu tüketimi artık zıvanadan çıkmış durumdadır.

Bu konuyla ilgili gelmiş geçmiş hükümetlerin hiçbiri göstermesi gereken duyarlılığı göstermedi, sadece geçmişte Başbakanlık bünyesinde bir uyuşturucuyla mücadele komisyonu kuruldu, hepsi o kadar, onların da uyuşturucuyla mücadelede kapasitesi devede kulak bile kalmaz.

Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, basın dünyası filan bu konuda sus pus, tek kelime yok!

Sadece basında polisin mahkemeye çıkardığı şahısların fotoğrafları ve haberleri yayınlanıyor, hepsi o kadar, haber olsun manşet dolsun mantığı!

Uyuşturucuyla mücadelede esas yükü narkotik polisi yiyor, bu adamlar da olmasaydı ortalık gözleri camlaşmış, en vahşi hayvandan bile daha vahşileşmiş, beyni küf tutmuş, her an her türlü kötülüğü yapabilecek durumda olan manyaklardan geçilmeyecekti.

Zaten şu anda bile, tüm narkotik mücadelesine rağmen, toplum içinde binlercesi, hatta onbinlercesi var ve her an karşımıza da çıkabilirler.

Sabah akşam demeden bu toplumun bin belası, insanlığın yüzkarası tiplerle uğraşan Narkotik polislerinin ve onları bu konuda destekleyen üst düzeydekilerin heykeli dikilmelidir dersem, sanırım abartılı olmaz.

Şimdi siyasilerin polisin yıllardır beklediği teknik takip yasalarını niye Meclis’te sümen altı ettiklerini daha iyi anlıyorum…

Cumhurbaşkanı olarak Sn. Tatar’a da Cumhurbaşkanı olarak bir çift sözüm olacak!

KKTC’yi orada burada tanıtacağım diye dünyanın parasını harcayarak köşe bucak Türkiye’yi veya dünyayı dolaşmayın, bu konuda söylenecek söz kalmadı, söylenmesi gereken herşey söylendi, yapılması gereken herşey yapıldı zaten, gerisi komşunun niyetine kalmıştır, onun da zaten niyeti yok.

Siz toplum liderliğini boş beleş işler peşinde koşturarak, memleketin zaten sınırlı kaynaklarını sırf haberlere manşet olsun diye harcayarak değil,  toplumun kokuştuğu konulara çözüm bulmaya öncelik vererek gösterin, bu gibi çalışmalar toplum faydasına çok daha fazla makbule geçecek, inanın bol bol da takdir alacaksınız!

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu