Ediz TuncelKöşe YazılarıManşet

Ediz Tuncel yazdı: Göz göre göre!

Akıl almaz bir felaket göstere göstere, göz göre göre geldi.

İzledikçe öfkeden, çaresizlikten tansiyonumuz fırlıyor, zaten yerle bir olan moralimiz yerin dibine girdikçe giriyor.

Dört bir tarafı terör tehdidiyle ve düşman ülkelerle çevrili olan, her an her türlü terör ve provokasyon olaylarına açık olan Türkiye’nin akıl almaz bir şekilde yangına anında müdahale edecek şekilde hazırda tutulan yangın söndürme uçağı filosu yok, helikopter filosu ise yok denecek seviyede, itfaiye kurumu ise belli ki basit yangınlara müdahala dışında, büyük olaylara müdahale etme bakımından tamamen yetersiz durumda.

Bu yetmiyormuş gibi, mevcut ve sonradan duruma göre ortaya çıkacak tehditler hesaplanmadan bir de orman alanlarının turizm yatırımlarına açılması kanunu imzalandı, hemen arkasından da sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzide turizm ve tarım alanlarının bulunduğu o güzelim Akdeniz ve Ege ormanları cayır cayır yanmaya başladı, ortalık tam anlamıyla cehenneme döndü.

Başta PKK olmak üzere, terörist tayfasından tık yok, belli ki bu felakette onların da bir şekilde parmağı var.

Diğer taraftan, Türkiye’nin içine çöreklenmiş ve işleri bitirilememiş IŞİD, FETÖ gibi diğer terör örgütlerinin de potansiyel olarak bu felakette başrol oynamış olma olasılıkları var.

Orman alanlarının turizm yatırımlarına açılmasıyla ilgili kanun da yangınlardan birkaç gün önce çıkınca, rantçı tayfanın da bu felakette başrol oynaması elbette göz ardı edilemez bir olasılık.  

Düşman ülke istihbaratlarının ve casuslarının da bu tür kundaklama ve kaos yaratma organizasyonlarında yer almaları bilinmeyen bir durum değil, gerçeğin ta kendisidir.

Her halükarda bunların en az biri veya hepsi de organize şekilde devreye girdiler, aksi halde bu  kadar çok ve büyük orman yangınlarının özellikle pek de insan ayağının basmadığı yerlerde başlaması mümkün değildir.

Öyle ki, bu felakette it izi çakal izine karıştı, vaziyet bu kadar kötüyken ve herkes can havliyle hayatını kurtarmaya uğraşırken, bu felaketi kimlerin yarattığını tespit etmek de artık pek mümkün değil.

Minareyi çalan kılıfını hazırlar misali, zaten muhtemelen herkes topu ve sorumluluğu birbirine atmak için çoktan hazırlığını yapmıştır bile.

Ancak sonuç ortada; milyonlarca ağaç yandı ve halen yanmaya devam ediyor, hem doğada hem de yerleşim yerlerinde milyarlarca can kaybı var ve halen bu can kayıpları artmaya devam ediyor, tarım ve turizm alanlarının yok olması neticesinde milyarlarca dolarlık zarar ziyan var ve bu zarar ziyan artmaya da devam ediyor, pandemi dolayısıyla zaten çökmüş olan turizm de yerle bir oldu, hal bu iken yıllarca Türkiye’nin güneyine, batısına yabancı turist de gelmeyecek, bugünün milyarlarca dolarlık zararına gelecek yıllarda kat be kat daha da zarar ziyan eklenecek, ekili dikili alanlar uzun bir süre kullanılamayacak, tarımsal üretim büyük bir darbe aldı ve almaya da devam edecek.

Yangınla birlikte akıl almaz boyutta bir maddi ve manevi kayıp yaşandı ve halen yaşanmaya devam ediyor, bu felakette sadece doğa yok olmadı, felaket bölgelerindeki insanların anıları, maddi ve manevi tüm değerleri, yaşam alanları da yok oldu.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, akıl tutulmasına uğramış bir belediye başkanı çıkıp da  “Evleri kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımız için TOKİ tarafından 20 yıl ödemeli çok cüzi faizlerle istedikleri şekilde evleri tekrar yapılacak. Yani ben şunu söylüyorum, çok eski evi olan vatandaşlar bunu söylemek belki doğru değil ama ‘keşke bizim de evimiz yansaydı’ diyeceklerini düşünüyorum. Onlara teselli hibesi çok fazla” deyince, bu felaketin sebep-sonuç ilişkisi bakımından  ana sebeplerinden biri  de şak diye ortaya çıkmış oldu!!!

Bu felaketin ana sebeplerinden biri, potansiyel tehditleri göremeyen, göremeyince de gerekli tebdirleri almayan, sonra da felaketle yüzleşince zırvalayan, saçmalayan, toplumun ve ülkenin yaşadığı maddi ve manevi kayıpları algılamaktan aciz olan zihniyettir.

Böyle bir zihniyetin memleket yönetiminde rol oynadığı bir ortamda, düşmanın istediği bir göz ise, Allah  düşmana bin göz verdi demektir.  

Hep söylerim, insanın en aptalından eşi- dostu varsa, düşmana hiç ihtiyacı yoktur, kaleyi içerden vuracak düşmana kapıyı sonuna kadar bilerek veya bilmeyerek açan zihniyet işte bu akıl tutulmasına, dumura uğramış zihniyettir.

Burada esas sorulması gereken soru şudur; Mevcut iktidar nasıl olur da sırf iktidar zora sokulsun diye böylesi bir saldırının gerçekleştirilebileceğini hesaplamadı ve gereken tedbirleri almayıp, gafil avlandı!!!

Mevcut şartlarda  çevresindeki ve içerdeki potansiyel tehditler göz önüne alındığında 24 hazırda beklemesi gereken en az 10 yangın söndürme uçağı, bir o kadar da helikopteri  olması gerekirken eli tam anlamıyla boş olan  Türkiye’deki hükümet de bu felaket karşısında tam anlamıyla çuvallamış vaziyettedir.

Nasıl olur da Türkiye gibi 24 saat içten ve dıştan potansiyel düşman tehdidi altında olan bir ülkenin devleti, hükümeti böylesine gafil avlanır!!!

Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürme uçakları ve ekiplerini aktif sanıyorduk, ama meğerse hangarlarda çürüyorlarmış, başta kurban derileri olmak üzere hemen tüm gelir kaynakları kesilen ve yönetimi de değiştirilen kurum da battıkça batıyormuş, malları da satışa çıkarılmış.

TSK’ya ait 6 adet C-130 yangın söndürme uçağı da hangarlarda duruyor, bu da ayrı bir anlaşılmaz konu…

Hade THK sıkıda, bu aşamada kendine faydası yok diyelim, Türkiye bu kadar tehdit altındayken kullanım dışı tutulan uçakların yerine anında alternatif yaratmak, devre dışı kalan uçaklarına bir başka alternatif üretmek yok mu, koskoca Türkiye devletinin gücü buna yetmiyor mu, böyle birşey mümkün mü!!!

En kötü ihtimal, eldeki mevcutları çabucak aktif hale getirmek yok mu, en azından alternatifleri yaratılana kadar mevcutları değerlendirmek yok mu!!!

Yangınla mücadele konusunda gücü tamamen sıfırlanan Türkiye’nin doğasına fırsat bu fırsat denilip de organize  bir saldırı yapılabileceği ve bunun için de hazırlıklı olunması gerektiği kimsenin aklına gelmedi mi!!!

En azından alternatifleri yaratılana kadar eldeki mevcut uçakları aktif halde tutmak da mı kimsenin aklına gelmedi!!!

Böylesine bir sabotajın sırf hükümeti zor durumda bırakmak için bile yapılabileceği hiç mi akıllara gelmedi!!!

Bugün Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve İran’dan gelen 16 uçak yangına müdahale etmeye çalışıyor, THK envanterinde olan en az 10 uçak da bunlara eklenseydi, yangınların hızının kesilmesine yine büyük faydaları olacaktı, ama nerede!!!

Göz göre göre Türkiye’nin en güzide yerleri cayır cayır yanıyor ve biz elimizden hiçbir şey gelmeden, uzaktan seyrediyoruz.

Türkiye yandıkça, bizim yüreğimiz de yanıyor, canımız da yanıyor.

Bir zamanlar elimde fotoğraf makinesiyle dolaştığım,  doyumsuz güzelliklerini hayranlıkla seyrettiğim, fotoğrafladığım o tarifsiz güzellikteki doğanın bazı yerleri artık yok, eski haline geldiğini  görmeye de ömrümüz yetmeyecek.

Türkiye’ye bu cehennemi yaşatanlar muhtemelen insani adaletin elinden kurtulacaklar, lakin ilahi adaletten kurtulabilecekler mi, işte o noktada emin değilim.

Umarım ilahi adalet  yarattıkları cehennemin aynısını onlara tattırır…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu