Kurtuluşumuzun, özgürlüğümüzü, yeniden doğuşumuzun, 47. yıl dönümünü Anavatanımızla birlikte kutluyoruz.
Gönüllü Mücahit olarak katılıp GAZİ olma onuruna eriştiğim mutlu Barış Harekâtının 47. Yıl dönümününde savaş anıları gözümün önünden akıp geçiyor..
Bu en mutlu günü, egemen bir halk olarak, kendi bağımsız devletimizin çatısı altında, kendi bayrağımızın gölgesinde, Anavatanımızın ve kahraman ordumuzun güvencesinde kutlamanın huzur ve gururunu yaşıyoruz…
Bu en büyük bayramı, nereden nereye geldiğimizi, çekilen acıları, verilen büyük mücadeleleri anımsamak ve tarihten ders almak için değerlendirmek gerekmektedir.
15 Temmuz 1974’de gerçekleşen ENOSİS amaçlı faşist Yunan darbesinin ardından, adanın Yunanistan’a ilhakını önlemek ve Türk halkını mutlak bir soykırımdan kurtarmak için, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Temmuz’da başlattığı Barış Harekatı ile Adaya barış ve huzur geldi…
Bir asırlık hasretimiz bitti, ulusumuzla, ordumuzla bütünleştik, Sıkıştırıldığımız adanın yüzde 3’lük bölümünde, 11 yıl boyunca yaşadığımız insanlık dışı kuşatmayı Mehmetçikle birlikte parçaladık, kendi geleceğimizi özgürce belirleyeceğimiz koşulları ve ekonomik gelişmemizi sağlayacak koşulları oluşturduk…
Ve 15 Kasım 1983’de kendi bağımsız-egemen devletimizi kurduk…
Büyük Türk ulusu dışında hiçbir ulus ve Atatürk’ün ordusu dışında hiçbir ordu, o günlerin imkansızlıkları içinde böylesine büyük bir zaferi, hem de sınırları dışındaki dört yanı denizlerle kaplı bir toprak parçasında, 3 gün içinde kazanamazdı…
Türk Ulusuna, halkımıza ve ordumuza, bu savaş gücünü veren ve bu denli güçlü kılan, bağımsızlık ve egemenliğine olan düşkünlüğü, hür ve bağımsız yaşama azmi ve birlik beraberliğimizdir
Tarihinin hiçbir döneminde Türk ulusu köle olarak, başka milletlerin boyunduruğu ve egemenliği altında yaşamayı kabul etmemiştir.
Türk ulusunun kopmaz bir parçası olan egemen Kıbrıs Türk halkı da aynı özelliklere sahiptir.
O kutsal günde Mehmetçik ve mücahit, ordumuzla halkımız hasretle kucaklaşmıştır…
Aynı siperlerde, birlikte savaşmış, birlikte şehit düşmüştür…
Döktüğümüz kanla, bu toprakları bir kez daha vatan yaptık.
O günden bugüne bir daha ayrılmamak ve daha da kenetlenmek için ant içtik.
KKTC YAŞATILACAK
Ne ki, dış güçler, KKTC’ye sahip çıkan halkımızın bu iradesini yok saymaya devam etmektedir…
Nitekim KKTC’yi ortadan kaldıracak, egemen devletimizi, Rum ağırlıklı birleşik federal Kıbrıs’ın, içinde 100 bin Rum yaşayan Kuzeydeki bir vilayeti durumuna düşürecek, Türk ordusunu ve Türkiye’den gelen kardeşlerimizi adadan çıkaracak, bizi Türkiyesiz bir AB’ye sokacak, Türkiye ile Kıbrıs’ın ve Kıbrıs Türk halkının bağlarını koparacak, KKTC topraklarını “AB toprakları” yapacak olan bir federasyon için emperyalist baskılar devam etmektedir…
Ne yazık ki, yaptıkları “KKTC’yi sonsuza dek yaşatma” yeminini pervasızca çiğneyen eski cumhurbaşkanları Talat ve Akıncı, partileri CTP-TDP , mandacı-teslimiyetçi sendikalar, içimizdeki Rum sevici işbirlikçiler hala “tek yol federasyon” diyerek, dış güçlere çanak tutmaktadır.
Boşuna uğraşıyorlar…
Kıbrıs Türk halkı, 47 yıl önce, mucizeler yaratan Mücahit ve Mehmetçiğin dayanışmasından ve kopmaz-ayrılmaz bir parçası olduğu yüce Türk ulusundan aldığı güç ve ilhamla KKTC’ye, bağımsızlığına, egemenliğine ve özgürlüğüne sahip çıkmaya, bu amaçla emperyalist dış baskılara ve dayatmalara kararlılıkla direnmeye devam edecek, şehitlerin emaneti olan devletimizi sonsuza dek yaşatacaktır. .
Bu en mutlu günümüzün 47. Yıldönümünde başta geçmişten bugüne liderlerimiz Mehmet Necati Özkan, Dr Fazıl Küçük, Rauf Denktaş ve milli mücadelede görev alan tüm önderlerimize, Barış Harekatı Başbakanı Bülent Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan ile kabine üyelerine, Kıbrıs davasına hizmeti geçen tüm Anavatan hükümetlerine ve yetkililerine, kahraman TMT ‘ cilere, Mücahit ordumuza, TSK komutanlarına, mehmetçiklerimize, şehit ve gazilerimize, minnet ve şükranlarımı sunarım. Şehitlerimizin ve yaşama veda edenlerin ruhları şad mekanları cennet olsun…Nur içinde yatın.
Sonsuza dek bağımsızlık, sonsuza dek özgürlük, sonsuza dek egemenlik, sonsuza dek KKTC ,sonsuza dek Anavatan…
