Sosyal Medya hesabında yaptığı paylaşımla isyan eden Uzun, sendikal hakların kötüye kullanılmasını eleştirdi. İşte Uzun’un paylaşımı;
“13 Nisan’dan 24 Nisan’a 12 günde bir gün mesai yapıldı 11 gün Tatilde hep beraber yattık…
Burası bir kurumdur vergi toplamıyor kendi gelirleri ile giderlerini karşılıyor…
On bir gün yatarken kimsenin sesi çıkmadı, bir gün çalışıldı yoğunuz şartlarımız ağır deniyor…
Bu samimi değildir bu bir hak arayışı da değildir…
Bu bir intikam alma şeklidir…
Hade Başkan Bubasının intikamı peşinde, üyeler buna niye uyuyor, Sendika yönetim kurulu neden uyuyor…
Bu Üçüncü teşebbüstür ki Kurumu kilitlemeye yönelik üçüncü hamledir..
Hayat Pahalılığı ödenir maaşlar gününde ödenir.
Emeklisi ödenir o zaman sıkıntı ne…
Çalışıyoruz yoruluyoruz diye şikayetler var, ne mutlu bize ki şikayet çalışmadıktan geliyor…
Yatarken kimsenin sesi çıkmıyor, bir yıl yatışta, bir gün çalışılsa şikayet ediliyor bu nasıl bir mantıktır…
Evde yatırken maaşları eve gönderelim herkes mutlu olsun…
Limanda arpanın alımı engellenmeye çalışıldı olmadı, Genel Greve çağrı yapıldı olmadı şimdi de 9 çalışma noktasından, bir şubeyi kafaya aldılar oradan vurmaya çalışılıyor…
Karma yemde torba indirme bindirmede dışardan hizmet alıyoruz…
Arpa genelde serbest yük olarak yükleniyor torbalama en az yapılan iştir o zaman sıkıntı nerde..
Bu bir hak arayışı değil bu bir intikam meselesidir…
Çocuğun Babasına dokunulma ve çocuğun da intikam alma arayışından başka bir şey değildir
Tarım Bakanı Kurumdaki temsiliyetini değiştirdi bunu takdir edip hazmetmekten başka yapacak bir şey yok…
Babaya oyalanacak bir yer isteniyorsa, Kendi özelinde yapmalı Devletten Beklenilmemeli…
Yaklaşık 14 aydır görevdeyim, 10 Milyon Dolar merkez Bankasına 40 milyon Tl yakın da kalkınma Bankasına Borç ödedik, alımlarımızı da giderlerimizi de Maaşları da kendi bütçemizden ödüyoruz…
Şans buldukça da iyileştirmeler yapılıyor, yapılacak da…
Bahsi geçen konular, bu gün mü ortaya çıktı, bu kadar zaman neredeydiniz…
Bazılarına yaranamayacağımızı biliyorum sıkıntı değil, yaranmak için de burada değiliz…”
