Kıbrıs

Dünyanın en kötü kokuları bulundu! Kahvaltının vazgeçilmezi de listede

Alman yazar Patrick Süskind‘in Türkçe de dahil olmak üzere pek çok dile çevrilen, 2006 yılında beyazperdeye de uyarlanan ‘Koku‘ adlı romanı koku alma duyusuna dair yazılmış en çarpıcı edebi metinlerden biriydi. 18’inci yüzyılda Fransa’da geçen romanda kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille‘in yalnızca kokulara karşı olağan dışı duyarlılığı onu istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten çekinmeyen bir katile dönüştürüyordu.

Koku, tıpkı Süskind’in en popüler romanında işlendiği gibi yalnızca sıradan bir duyu değil. Örneğin hiç düşündünüz mü insanların neden farklı parfümlerden hoşlandığını? Ya da bir kokunun neden sizi yıllar öncesine götürdüğünü? Peki kokuların bu gücü nereden geliyor? Dünyada en çok hangi kokular seviliyor ya da sevilmiyor? Kültürel geçmişimiz koku tercihimizi ne derece etkiliyor? Bu soruların yanıtlarını arayan uzmanlar çarpıcı sonuçlarla karşılaştı

DUYGULARIN YÜZDE 75’İNİ ETKİLİYOR

Bilim insanları koku alma duyusunun en önemli duyularımızdan biri olduğunu söylüyor. Öyle ki çok sayıda uzman koku alma duyusunun tıpkı insanın parmak izi gibi olduğunu söylüyor. 24 saat boyunca çalışan ve hiçbir zaman ‘kapatılamayan’ tek duyu olan koku alma duyusu çeşitli araştırmalara göre duyguların yüzde 75’ini etkiliyor ve hafızada önemli bir rol oynuyor. Bugüne kadar kokuların algılanmasında insanların kültürel yapısının ve/veya duygusal durumunun etkili olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan son araştırma kültürün koku alma duyusunda çok da büyük bir etken olmadığını ortaya çıkardı.

TAYLAND’DAN MEKSİKA’YA, EKVADOR’DAN ABD’YE…

İngiltere’deki Oxford Üniversitesi ile İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nden bir akademisyen ekibi kokuların gizemli dünyasını mercek altına aldı. Tayland’dan Meksika’ya, ABD’den Ekvador’a farklı ülkelerden 280 deneğin yer aldığı bir araştırmada insanların sevdiği ya da sevmediği koku türlerinin belirgin şekilde farklı kültürel geçmişlere dayalı olup olmadığı test edildi. Araştırmayla birlikte kokuların iyi ya da kötü bulunmasının kültürlere göre değişip değişmediği incelendi. Bu kapsamda çiftçilerden balıkçılara, şehir hayatında yaşayan insanlardan genç ya da yaşlı pek çok kişiye herkesin en beğendiği koku türü soruldu. Katılımcılara rastgele sıralanmış kokular sunuldu ve onlardan beğeni sıralamasına göre bir puanlama yapmaları istendi. Sonuç oldukça enteresandı.

Dünyanın en kötü kokuları bulundu Kahvaltının vazgeçilmezi de listede

DÜNYANIN EN GÜZEL KOKUSU

Çalışmaya katılan katılımcılar her ne kadar farklı hayat tarzlarına sahip olsalar da şaşırtıcı bir şekilde birbirlerine oldukça yakın cevaplar verdi. Araştırmanın sonuçlarına göre katılımcılar arasında genel olarak en güzel bulunan koku vanilya oldu. Vanilya tanelerinde bulunan organik bileşik vanilin ilk sırada yer aldı. Vanilyanın ardından ise şeftali gibi kokan ve genellikle meyve aromalı yiyeceklerde lezzet artırıcı olarak kullanılan etil bütirat geldi. En sevilen üçüncü koku ise çiçek kokusuna yakın olan linalool olarak belirlendi.

KAHVALTININ VAZGEÇİLMEZİ DE O LİSTEDE!

En kötü kokular listesi ise oldukça ilginçti. Peynir, soya sütü, elma suyu ve terli ayak kokusu en sevilmeyen kokular olarak sıralandı. Terli ayak kokusu beklenildiği gibi listenin en sonunda yer aldı. Ancak terli ayak kadar keskin kokmayan ve birçok kişinin kahvaltıdaki vazgeçilmezi olan peynir, soya sütü ve elma suyunun terli ayak kokusuyla birlikte listenin sonunda yer alması araştırmacıları da şaşırttı. Farklı yaşam tarzlarına, etnik kökenlere ve kültürlere sahip insanların şaşırtıcı bir şekilde benzer cevaplar vermesi karşısında şaşkına uğrayan Karolinska Enstitüsü’ndeki araştırma ekibinden Dr. Artin Arshamian, ortaya çıkan bulgularla birlikte koku tercihlerinin kültürel değil kişisel olduğunun ortaya konulduğunu söyledi.

Dünyanın en kötü kokuları bulundu Kahvaltının vazgeçilmezi de listede

YÜZDE 54’Ü KİŞİSEL TERCİHLERDEN KAYNAKLANIYOR

Araştırmacılar, katılımcıların kültürünün değişkenlikte yalnızca yüzde 6 payı olduğunu, değişkenliğin yüzde 54’ünün kişisel tercihlerden kaynaklandığını, kokunun moleküler profilinin ise yaklaşık yüzde 40’ını etkilediğini belirtti. Araştırma ekibinden Dr. Arshamian, insanların kokulara verdiği tepkide en önemli şeyin bir koku molekülünün yapısı olduğuna dikkat çekti. Dr. Arshamian, “Bir sonraki adım, bu bilgiyi belirli bir kokuyu kokladığımızda beynimizde neler olduğuyla ilişkilendirmek ve bunun neden böyle olduğunu araştırmak” diye konuştu.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu