KıbrısManşet

Yeni Hükümet Kuruldu, Peki Sokak Ne Diyor?

Kıbrıs Arena,  geçtiğimiz gün hükümetin kurulmasının ardından vatandaşa hükümetten beklentilerini sorarak,  ekonomik krizi değerlendirmelerini istedi.

“Kan ağlıyorduk, şimdi ağlayacak kanımızda kalmadı”

Selver Aktaş Uyanık: “Esnafın bir durumu yok artık, o kadar kötü durumdayız. Kan ağlıyorduk, şimdi ağlayacak kanımızda kalmadı. İnsanlar kapanmalardan dolayı ve zamlardan dolayı dışarıya çıkamıyor. Devlete ödeyeceği parayı kendisine ayıracak kadar yetiştiremiyor. Elektriğe, yakıta ve diğer her şeye günden güne zam geliyor. Artık dışarıya çıkıp sandviç yemek bile neredeyse lükse giriyor. Bir şey lükse girince insanlarda hayatını idame ettirmek için bunlardan vazgeçiyor. Benim dört çocuğum var, artık ayakkabı almayı bırakmak zorunda kaldık. Gece bir yere de çıkmıyoruz, sadece geçinme derdine düştük. Devletin vergilerini, belediyenin kirasını, işletmemizin malzemesini ödemek için çalışıyoruz. Sadece çarkı döndürmeye devam etmeye çalışıyoruz. Eğer vergini ödemezsen faiz işliyor. Devletin bir yerde halkanın bağlanıp, dönmesini sağlaması gerekiyor. Bu turizme insan getirmek olabilir, burada ki cazibeyi yaratacak yatırım yapılabilir. Ülkemiz artık iki sınıfa ayrıldı. Memursan paran var, değilsen paran yok.

“Üst sınıf memur, alt sınıf özel sektör oldu”

 Selver Aktaş Uyanık: “Üst sınıf memur, alt sınıf özel sektör oldu. Arada kalan dengeyi bir türlü kuramadılar, uçurumlar açılmaya başladı. Orta kesim yok denilecek kadar az durumdadır. Bir yerde halka kopunca düzen bozuluyor. Benim tedarikçiye ödeme yapabilmem için satış yapmam gerekiyor. Tedarikçinin toptancısını ödemesi için benden para alması gerekiyor. Bu düzen zincirleme bir şekilde devam ediyor. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, kimsede verebilecek para kalmadı. Hiç mesele etmeyen insanlar bile bugün para istemek zoruna düştü. Ekonomik anlamda kimileri için sıkıntı yok, kimi insansa kuru ekmeğe bile muhtaç durumda. İnsanlar karnını doyurmak için kumarhaneleri mesken tutuyor, her şey bedava sanıyorlar. Ama aslında bağımlılık yaratarak o yemeğin parasını kumarhane fazlasıyla kazanıyor. Karnını doyurmak için gittiğin kumarhane daha sonra bağımlılık olarak geri dönüyor. Kriz aile düzenine de zarar veriyor, eski gibi toplu yemek yeme kültürü kalmadı. Kriz insanların sosyalleşme ve iletişim kurabilme ihtiyaçlarını derinden sarstı.”

“Tek gelirli olan insanlar aç kalacak duruma geldi”

Şifa Madyat: “Ekonomik sıkıntıda bir evin içiresinde üç, dört kişi çalışırsa ancak dört dörtlük bir hayatı olabilir. Geçenlerde markete gittim sadece elzem beş parça ihtiyacımı aldım ve 215 TL civarı bir miktar ödedim. Aldığım temel gıdalar bir gecelik ihtiyacımı ancak karşıladı. Ertesi güne tüketebileceğim sadece bir ekmek kalmıştı. Gelen zamlara karşı, maaşları artış olmadı. Tek gelirli olan insanlar aç kalacak duruma geldi. Bu ay sadece 400 lira aldım, 400 TL ile bir insan geçimini sağlayamaz. Evlerin gideri çok elektrik 500 liradan aşağıya gelmez, şimdi soğuklar geldiğin ısıtıcı çalıştırmak zorunda kalacağız. Telefon, market ve diğer ihtiyaçlarla birlikte aldığın para ucu ucuna yetiyor. Bu dönemde yemeğe, kuaföre gidemiyorsun, insanı sosyal olarak mutlu edecek hiçbir eylemde bulunamıyorsun. Sosyalleşmediğin zamansa insanın psikolojisi bozuluyor. Şu an ülkede büyük bir çoğunluk ekonomik sıkıntı çekiyor. Eğer bir yerden ödeme almazsak, hayatımızı idame ettiremeyiz. Eczaneden ilaç alırken bile yazdırmak zorunda kalıyorum, maaşım verildiği zaman ödüyorum. İlaçları bile peşin alamaz duruma geldik. Arkadaşım bir kasa domatesi 50 Türk lirasına satıyordu, ancak veresiye bırakırsa alabileceğimi söyledim.”

“Her sabah kalktığımızda yeni bir zamla uyanıyoruz”

Metin Kutlu: “Ülkede esnafın durumu perişan, bundan daha kötü bir durumda olamayız diye düşünüyorum. Herkes borç içerisinde, işlerde yürümüyor. Her sabah kalktığımızda yeni bir zamla uyanıyoruz. Piyasada bir haftadır tüp arıyoruz. Arabanın bagajına biten tüpümü koydum, bir haftadır bakkalları geziyorum fakat tüp bulamıyorum. Zam gelecek diye yokmuş, karını yine koy ama insanları da mağdur etme. Kimse böyle bir hak sahibi olamaz, rezillik yaşıyoruz. Esnaf zamlara para yetiştiremiyor, gelirler giderlerimizi karşılayamıyor. Girdilerin fiyatı arttı ve para yetiştiremiyoruz, bu gidişat hiç iyi değil. Ne yapacağımız konusunda şaşıp kalmış durumdayız. Dövizin yükselmesi piyasayı yerle bir etti, bunların önlemini almaları lazım. Döviz kurları yükseldikçe insanlar mağdur oluyor, yönetim bu duruma dur demeli. Adam koltukta otururken, diğer kesimin perişan ya da aç olması umurunda değil. Herkes koltuk sevdasında, koltuğa oturduktan sonra her şeyi unutuyorlar. Böyle yönetim olur mu, örneğin Rum tarafının yaşam kalitesi yüksek. Şu anda esnafın ve halkın durumu içler arası durumda. Pandemi ve ekonomik kriz insanlar maddi ve manevi bağlamda yıprattı. Ekonomi bozuk olduğunda kavga, dövüş olacak. Parasız kalan halkın suç oranı da yükselecek. Gidişatı bu yüzden kötü görüyorum.”

“Zenginin ekonomik kriz umurunda olmayabilir ama ülkede ekmeğe muhtaç insanlarda var”

Ali Abraş: “Ülkede esnaf battı, esnaf falan kalmadı. Şu anda her şeye zam olduğundan dolayı, pahalılık var. İnsanlar sadece geçim derdine düştü. Markete gittim 1 kg et 144 lira tuttu, bir işçinin günlüğüne kadar ki et alabilsin. Yeni hükûmet kuruldu, belki bir şeyleri düzeltirler. Ekonomik durumun kötü olmasından usandık, bıktık. Zenginin ekonomik kriz umurunda olmayabilir ama ülkede ekmeğe muhtaç insanlarda var. Bugün ülkede benzin ve tüp gaz sıkıntısı var. Ülkenin gerçek nüfusunu bilmezsen ayarlamalarını yapamazsın. Öyle olunca sistem ve sağlık sektörü çöker. Yaşamak zorlaştı taşımacılık mesleğini de yerle bir ettiler. Müşteriye her gün farklı bir ücret miktarı söyleyemezsin, etik değildir. Mazota %50 zam geldi, müşteriden bu fahiş fiyatı nasıl talep edeceğiz bilemiyorum. Herkesin cebinden bu para çıkmayabilir. Dışarıda korsan taksiciler dolu, vergi vermeden kazanç sağlıyorlar. Biz vergi veriyoruz, hal böyleyken korsan taksicilerle nasıl mücadele etmemiz bekleniyor. Mazot fiyatlarını düşürmeleri gerekiyor, daha önce 300’e dolan depo için şu an 500 lira gerekiyor. Bu defa gelirlerimiz, gider miktarlarımızı karşılayamıyor. Araba parçaları keza aynı şekilde pahalı oldu. Eskiden 600 liraya yaptırdığım servisi şimdi 1.500 liraya yaptırıyoruz. Bu dönemde ayakta kalmak çok zor oldu. Baştakiler de bu durumla başa çıkamıyor.”

Arian Jaber: “Buradaki siyasi partiler kendi çıkarları için konumlarını kullanıyorlar. Ben olsam bu insanları kapımdan içeriye bile almam. Hiçbiri ülkeyi yönetecek yeterli donanıma sahip değildir. Hepsi siyaseti basamak olarak kullanarak, kendi geleceklerini garantileme amacındadır. Halka ve gelecek nesile yazık olmuyor mu diye sormak istiyorum. Bu halkın yerinde olsam, birleşerek devrim yaparım. Kuzey Kıbrıs halkının ve burada yaşayan kimsenin güdülmeye ihtiyacı yoktur. Bölgesel meclis kurarak, yönetimi bölgelere bırakmalıyız. Örneğin Amerika’da ki eyalet sistemine benzer bir yapıda olmalıdır. Siyasiler belli bir makama geldikten sonra ulaşılması zor insanlar oluyorlar. Hâlbuki milleti temsil ettikleri için bize hesap vermeleri gerekiyor. Şu an bizim memlekette ekonomi diye bir şey yoktur. Ekonomiyi konuşmak için, kendi ekonomik bağımsızlığımızın olması gerekir. Bir ülkenin kendi değerleri olur, onun üzerinden merkez bankasında ise parası bulunur. Biz Türkiye parasına bağlı olduğumuz için hiçbir şeyiz. Ekonomik bağımsızlığımız olsa kimseye bağlı kalmak durumunda olmayacağız. Bugün Türkiye ekonomik anlamda yardım ediyor gibi gözüküyor, fakat hava sahamızdan o parası fazlasıyla çıkarıyor. Kıbrıs adasının etrafında bolca gaz ve petrol bulunuyor, bu avantajları kullanmanın yolunun bulunması gerekir.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu