Yaşam

Aşıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar


Koronavirüsle mücadelede yaklaşık 2 yıl geride kaldı. Bu süreçte dünya aşıya kavuştu. Ancak aşıyla ilgili bilimsellikten uzak kaygılar devam ediyor. Peki en yaygın endişeler, doğru bilinen yanlışlar neler? Tüm bunları uzmanıyla konuştuk.

TRT’nin aktardığı habere göre; Salgınla mücadelede yaklaşık 2 yıl geride kaldı. Dünya genelinde 196 milyonu aşkın kişi hastalığa yakalandı, can kaybı 4 milyonu geçti.

Türkiye’de de toplam vaka sayısı 5 milyonu aştı, 50 binden fazla kişi koronavirüsten hayatını kaybetti.

Tüm bu süreçte yaşanan kayıpları azaltmak ve hastalığı kontrol altına almak için çalışmalar art arda geldi ve dünya aşıya kavuştu.

Ancak hem hastalıkla hem de aşıyla ilgili bilimsellikte ilgisi olmayan soru işaretleri devam ediyor. Biz de bu nedenle aşıyla ilgili doğru bilinen yanlışları İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek’le konuştuk.

Koronavirüse inanmıyorum. Böyle bir salgın yok.

“Şu ana kadar bütün organlarda nasıl hasarlar bıraktığı, milyonlarca insanın yoğun bakımda kaldığını görüyoruz. Hem Türkiye’de hem dünyada bu kadar insanın hayatını kaybettiğini düşünürsek, virüsün varlığına inanmamak çok akıllıca bir düşünce olmaz.”

Aşının zararlı olduğunu düşünüyorum? Yan etkileri çok fazla.

“Dünya üzerinde neredeyse 4 milyar insana aşı yapıldı. Bunların üzerinden de 1 yıl gibi bir süre geçtiğini düşünürsek, yıllık bir tecrübemiz var dünya üzerinde. Şu ana kadar aşının majör bir yan etkisi olmadı. Ufak yan etkiler ilaçlarda ve aşılarda olacaktır. Bunun dışında bilinen büyük bir yan etki yok.”

[Grafik: TRT Haber / M. Furkan Terzi]

İlk doz beni yeterince korur.

“İlk doz korumaz. RNA virüs aşıları oldukları için birkaç hatırlatma dozu gerekir. Örneğin; hepatitte 3 aşı yapıyoruz arka arkaya. Ancak o zaman koruyuculuk sağlanıyor. Koronavirüste de en az 2 doz aşı antikor düzeyini belli seviyeye çıkarıyor. Belli bir süre sonra da hatırlatma dozunun uygulanması lazım. Hatırlatma dozu Sinovac aşısı için 3-6 ay, BioNTech içinse 9 ay.”

Aşı oldum artık hastalığına yakalanmam.

“Aşı olduktan sonra hastalığa yakalanma ihtimali sıfırlanmıyor. Aşılar antikor oluşturuyor. Antikor da virüsle karşılaştığınızda üst solunum yolunda olan virüsü bağlayıp yok etmeye çalışıyor. Sizin antikor seviyeniz yüksek değilse virüsün vücuda girmesi mümkün. Dolayısıyla enfekte olma riskiniz hala var. Ama aşısızlara göre çok daha az. Hatta mevcut antikorlar virüsün önemli bir kısmını bağladığı için kalan virüs yükü sizi çok ciddi enfekte etmiyor. Yani hastaneye yatıracak ağır bir enfeksiyona yol açmıyor. Çok daha hafif atlatmanızı sağlıyor.”

2 doz aşımı oldum, maske takmama gerek yok.

“2 doz olmanıza rağmen enfeksiyonu kapabilirsiniz. Maske ve diğer hijyen kurallarına uymalıyız. Kendimiz hastalığı ağır geçirmeyebiliriz ama etrafımıza sevdiğimiz insanlara virüsü bulaştırıp onların hayatına mal olabiliriz.”

mRNA, inaktif aşılardan daha zararlı.

“Öyle bir bilgi yok. mRNA’nın uygulama şekli son 10 yıl içerisinde ortaya konuldu. Aktif olarak uygulandığı dönem özellikle koronavirüs pandemisi dönemi oldu. Önümüzdeki süreçlerde teknolojinin büyük bir kısmının mRNA’ya kayacağı ve bunun ilerinin teknolojisi olduğu görüşündeyim. Gelecek vadeden bir teknoloji. Son 1 yıldır milyonlarca insana uygulanan mRNA aşısı şimdiye kadar bir yan etki göstermedi.”

Aşı kısırlık yapıyor.

“Kesinlikle doğru değil. Hiçbir aşı kısırlığa yol açmaz. Eğer böyle bir şey doğru olsaydı çocukluk çağından beri yapılan aşılardan dolayı dünya nüfusunun azalmış olması gerekirdi. Tam tersine, bizleri hastalıktan koruduğu ve sağlıklı olmamızı sağladığı için, insan neslinin devamı için önemli bir etken.”

Alerjim var aşı olamam.

“Alerjinin olması aşıya engel değil. Alerjik reaksiyonlar ilk 20 dakika içerisinde ortaya çıkar. Buna da hemen müdahale edilebilir. Sağlık kurumlarında aşıların yapılması gerektiğini hatırlatalım. Alerjisi olan insanlar da aşı yaptırabilir.”

KAYNAK: TRT HABER

Diğer Haberler

Başa dön tuşu