KıbrısManşet

Kutalmış: “Enerji verimliliği yasası bir an önce geçmelidir”

Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Üner Kutalmış, ülkemizdeki enerji verimliliği konusunda Kıbrıs Arena’nın sorularını yanıtladı.

‘’ENERJİ VERİMLİLİĞİ YASASI BİR AN ÖNCE GEÇMELİDİR’’

Röportaj: Su Üçüz

‘’Enerji Verimliliği Yasası ve mevzuatı geçtikten sonra adımlar atılmalıdır’’

Ülkemizdeki enerji verimliliği neden bu kadar büyük sorunlara yol açtı?

‘’Ülkedeki enerji verimliliği yetersizliğinin sebebi öncelikle mevzuatın olmamasıdır. Bununla alakalı bir yasanın hazırlanmamış olmaması büyük bir açıklıktır. Dolayısıyla bu konuda bir yaptırım olmadığı gibi insanlar da kendisine ek bir maliyet gelmemesi açısından bu konulara hassasiyet göstermemektedir. Öncelikle Enerji Verimliliği Yasası ve mevzuatı geçtikten sonra adımlar atılmalıdır. Bizde bunun en kötü örneği, yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmaya başladığımız güneş enerji sistemlerinin kurulumları söz konusudur. Bu mahsuplaşmalı model adamızda izinlendirilmeye başladıktan sonra kurulumlar yapılmaya başlandı. Hükümetin eğer enerji verimliliği konusunda bir mevzuatı olsaydı, insanlar tüketimi aşağıya çekecekti. Tüketim aşağıda olduğu için daha az santrale ihtiyaç duyacaktı. Böylelikle ülke çapında limitli ve kısıtlı olan kapasite, daha az kişiyle paylaşılıyor ve limitler daha erken dolduruluyor. Aynı zamanda da insanların başlangıç maliyeti olarak kurulum maliyetlerini üst seviyelere çıkıyor. 3 kwat’a ihtiyacınız varken 5 kwat gibi bir kurulum yapma durumunda kalıyorsunuz. Hem maliyet artıyor hem de verimsiz kullanım oluyor.

Göreve geldiğimiz dönemden itibaren söylediğimiz ilk şey, Enerji Verimliliği Yasası’nın bir an önce geçmesidir. Son dönemde de bunun çalışmaları yapıyor. Bu konuda bir yasa hazırlandı ve meclise sunuldu. Bunun tüzükleri ve çalışılması için Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bize çağrıda bulundu. Bir komite kuruluyor. Buna bağlı olarak da çalışmalar başlıyor. Tabi hükümetin son dönemdeki samimiyetsiz davranışları, bu konuda da ne kadar ciddi olup olmadıklarını bizim açımızdan sorgulanacak noktadadır. Umarım bizim çalışmalarımız ciddiyet ile karşılanır ve bu yasa içerisinde de yer bulur.’’

‘’Bu adada daha çevreci ve verimli santrallerin kurulması gerekiyor’’

Elektrik santrallerinin yetersizliği ortada, peki yeni bir elektrik santrali kurma süreci nedir? Maliyeti ne olur?

‘’Elektrik santrallerindeki üretim kapasitesi şu an yetersizdir. İki yılı aşkın süredir bu kapasitesinin yetersizliğinden kaynaklı kesintiler yaşıyoruz. Bununla ilgili defalarca uyarılarda bulunduk. Basın açıklamaları yaptık ama ne yazık ki yerini bulmadı. Tabi Güney Kıbrıs ile bir enterkonnekte durumumuz var. Aslında bu enterkonnekte sistem olmasaydı bu kesintiler çok ciddi boyutlarda olacaktı. Bizim yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmamız bir dönem bu üretim kapasitesini baskıladı. Özellikle gün içerisinde güneşin aktif olduğu saatlerde talebi karşılar noktalara geldi. Yaşadığımız süreçte şunu gördük ki bu arzın en yüksek seviyelere çıktığı saatler gece saatlerine dönmeye başladı. Öğleden sonları da kesintiler başladı. Bunun sebebi göreve gelen hükümet yetkilileri ne yazık ki zamanında gerekli tedbirleri almamasından ve buna bağlı olarak santral yatırımı yapmamasından dolayı bu sorunlar oluştu. Yeni santralin kurulumunun ihale süreci için en az bir yıla ihtiyaç vardır. Tabi ki devamında ihalenin gerçekleşmesi de doğru düzgün sonuçlanmıyor. Uzayan süreçler yaşıyoruz. Günün sonunda da kilitleniyoruz. Kesinlikle bir üretim kapasitesi sorunu yaşıyoruz. Üretimin daha verimli olması gerekiyor.

Bu adada daha çevreci ve verimli santrallerin kurulması gerekiyor. Dünyada karbon emisyonu sınırlaması mevcuttur. Avrupa Birliği ülkelerinin bu konuda yaptırımları vardır. Çevreye belli bir kriterin üzerinde karbon salınımı yapıyorsanız artık kabul edilemez noktadadır. Sürdürmeye de devam ediyorsanız maddi yönden cezai yaptırımları söz konusudur. Son dönemde 100 milyon euro’nun üzerinde Güney Kıbrıs’ın dahi bu konuda Avrupa Birliği’ne ödeme yaptığını biliyoruz. Dolayısıyla bunu bilerek adımlar atılması gerekir. İleride olası bir durumda Avrupa Birliği’ne giriş noktasında hazırlıkta olmanın faydası vardır.’’

‘’Kendi santral kapasitemizi artırmamız gerekiyor’’

Aksa’nın ülkemiz için büyük maliyetleri olduğu söyleniyor. Aksa olmasa ne olurdu? Aksa ülkemiz için gerekli midir?

‘’Dünyadaki örneklere baktığımız zaman, özelleştirme söz konusudur. Avrupa Birliği de bunu arar ve üyelerine dikte eder. Neden? Rekabetçi koşullar doğduğunda maliyetler aşağıya çekilir. Ancak biz bir noktada bir şirket üzerine gidersek ve o şirketle sürekli çalışırsak o tekelciliğe girer. Devamında bunu doğru bir şekilde kontrol edemezsek maliyetler yukarıya çıkar. Aksa konusuna da baktığımız zaman ‘’evet, maliyetlidir’’. Bunun doğru yönetilmediğini görüyoruz. Atılacak adımlar yine aynı şekilde yapılırsa yine bize büyük maliyetler getireceği söz konusudur. Tabi, gerek var mı noktasında öyle bir süreçteyiz ki yıllardır atılmayan adımlardan kaynaklı üretim kapasitesi yetersizliği söz konusudur. Dolayısıyla hali hazırda Aksa’nın da içerisinde olduğu üretim kapasitesi yetersizken, Aksa’nın buradan çıkmasıyla enerji açığı inanılmaz boyutlarda olacaktır. Yani yarı yarıya düşecek noktadadır. Şu anda da sınırlı bir alım söz konusudur. Aksa’nın buradan çıkmasıyla, bizim de burada yeterli önemleri almamamız bizi bir çıkmaza götürür. Güney Kıbrıs da bunu karşılayamaz noktaya gelir. Kendi santral kapasitemizi artırmamız gerekiyor. Eğer yine özelden bir alım yapılacaksa bunun da yine şartnamelerinin hazırlanıp dünya genelinde uluslararası bir ihale yapılması gerekir.’’

‘’Enterkonnekte sistemden halen ses yok’’

Türkiye’den ülkemize elektrik gelmesi için her dönem konuşuluyor. Ama bununla ilgili hala daha net bir çalışma göremedik. Durum nedir?

‘’Evet, Türkiye ile olacak bir enterkonnekteyi uzun yıllardır konuşuyoruz. Enterkonnekte olması durumunda faydalarını defalarca söyledik. Yine enterkonnektenin bize sağlayacağı avantajlardan bir tanesi çevre konusudur. Üretim burada yapılmadığında buradaki karbon salgını aşağılara çekilecektir. Bununla birlikte diğer avantajlarından bir tanesi de şebeke esnekliğidir. Siz burada yenilenebilir enerji kaynaklarından daha çok yararlanabilecek noktaya geleceksiniz. Peki neden limitlendi? Sebebi şudur. Özellikle şu an popüler olan güneş enerjisi üzerinden gittiğimizde şunu görüyoruz. İzole bir yapımız var ve santrallerin belli kapasiteleri ve çalışma şekilleri de vardır. Buna bağlı olarak siz güneşten faydalandığınızda ve belli bir kapasitenin üzerine çıktığınız zaman bu güneş sistemlerinin devre dışı kalmasıyla birlikte bunu sübvanse edecek santrallere sahip olmanız gerekir. Bu olmadığında sizi kısıtlar. Sonunda da elektrik kesintilerine gitmek mecburiyetinde kalınır. Enterkonnekte olduğunda sizi sübvanse ve idare edecektir. Enterkonnektenin bir faydası da budur. Peki son günlerde gündemde mi değil mi? Olsun mu olmasın mı? Bağlansın mı bağlanmasın mı? noktasında yine gündem oluşmuştu. Herhangi bir adım atıldığını duymadık görmedik.’’

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odası deprem sonrası belediyelerle daha sıkı iş birliği için bir dizi girişim başlattı. Hedeflenen nedir?

‘’Biliyorsunuz, belediyeler yasası değişikliği oldu. Yasa değişikliği ile birlikte bu yasa içerisinde bizim yasaya atıfta bulunuyor. Bu yasa neyi emreder? Projeyi çizen müellif inşaatın yapımının kontrolü ile de sorumludur diyor. Dolayısıyla buna bağlı olarak biz belediyelere ziyaretlerimizi gerçekleştirmeye başladık ve bir çalışma başlattık. Yeni yasayla birlikte inşaat ruhsatı kesme noktasında görev üstleniyorlar. Bazı belediyeler ruhsat kesebiliyor. Yeni yasa ile birlikte bu sorumluluk tamamen belediyelerin üzerindedir. Aynı zamanda belediyeler kaçak inşaatların tespiti noktasında ceza kesebilecek noktaya geldi. Belediyelerle bu olayları konuşuyoruz. Kendi yaptığımız çalışmadan bahsediyoruz. Şu anda birlik çatısı altında bir portal hazırlıyoruz. Ve bu portalla birlikte artık müellif yaptığı denetimi odaların düzenlemiş olduğu kendi yönetmeliklerine bağlı olarak, o yönetmeliği nasıl yaptığını portal üzerine işleyecek. Bu portala işlediğinde bizler belediyelere bu portalı takip edecek noktada olacaksınız. Biz belediyelere şunu da diyoruz. Siz ruhsatı keseceğiniz aşamada bir form vereceksiniz. Başlama tarihim budur diye mal sahibinden taahhütname alacaksınız. Devamında mal sahibi x tarihinde başlıyorum dediğinde tüm müellifler sahada toplanacak, bir haritacı gelecek ve bina sınırlara oturtulacak ve devamında inşaat başlayacak durumda olacak. Böylelikle kaçak yapının önüne geçilecek. Aynı zamanda da denetimin düzgün bir şekilde yapılıp yapılmadığını takip edebileceksiniz. Ve en sonunda olası bir deprem yaşandığında bileceksiniz ki binalar usulüne uygun yapılmıştır. Kaçak bir yapı ya da yanlış varsa bileceksiniz ki sorumlusu da şu şu kişilerdir. Bu işi üstlenmek anlamında da belediyelere büyük görev düşmektedir. Ve bu görevi sahiplenmeleri çok önemlidir. Üzerimize düşen görevi yapıyoruz ve hazırlığımızı bitirmek üzereyiz. En kötüsünü de 6 Şubat depreminde gördük ve sonuçlarının ne olabileceğini hep birlikte takip ettik. Denetimlerin yapılması gerektiğine inanıyor ve bunu savunuyoruz.’’

Diğer Haberler

Başa dön tuşu