KıbrısManşet

Hulusioğlu: Mutlaka ama mutlaka reform

KIBRIS ARENA-Özel Haber

Ropörtaj: Deniz Gürgöze

Çatalköy Belediye Başkanı Mehmet Hulusioğlu belediyelerin içinde bulunduğu duruma dikkat çekti ve vurguladı:

“MUTLAKA AMA MUTLAKA REFORM”

  • “Güney Kıbrıs’ta da belediyeler ilgili bir çalışma var ve bu sonlandırılsın diye seçimler ertelendi. Mevcut yapı ile belediyelerin hayatta kalması mümkün değil”

Çatalköy Belediye Başkanı Mehmet Hulusioğlu, ülkede hemen her alanda eksiklikler yaşandığını, belediyelerde reformdan söz ederken konunun bütünlüklü olarak ele alınması gerektiğini söyledi. Hulusioğlu belediyeler ile ilgili reformun hayata geçirilmesi gerektiğini, bunun için gerekirse seçimlerin daha sonraki bir tarihe ertelenebileceğini kaydetti. Hulusioğlu konuyla ilgili soruları yanıtladı.

Yerel yönetimler yasasının değiştirilmesi konuşuluyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

“Ülke sorunları içinde belediyelerin sorunları da önemli bir yer tutmaktadır. Belediyelerin şu anki yapısı sürdürülebilir değildir. Öz kaynakların hemen hepsi neredeyse personel giderleri için ayrılıyor. Mevcut yasanın değiştirilmemesi, hizmet bedellerinin artırılmaması, yetkilerimizin genişletilmemesi bizleri hem yasal hem de ekonomik yönden güçsüz kılmaktadır. Bundan dolayı belediyelerin çok büyük bir bölümünün de onay verdiği söz konusu yasanın yeni dönemde ivedilikle değiştirileceğine ve hayata geçirileceğine inanıyorum.”

“Reform sadece belediyelerde olmamalı”

Reform konusunun altını dolduracak olursak neler söylersiniz?

“Reform sadece belediyelerin birleştirilmesi şeklinde algılanmamalıdır. Bu konuda iktidarın, muhalefetin, Türkiye’nin, AB’nin ve İngiliz Komiserliğinin yapmış olduğu çalışmalar var. Sonuçta hem belediyelerin rakamsal durumu, hem de coğrafi kabiliyetleri nedeniyle iş gücünün ilçeler bazında 6 Belediyede toplanması altı belediye üzerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Uzmanlar Güzelyurt ve Lefke’nin bir bütün olması gerektiğini de söyledi. Ne var ki herhangi bir siyasi partinin şu anda böyle bir karar alacağını sanmıyorum. En sonunda 6 ilçe 6 bucak üzerinde yoğunlaşıldı.  Geçmişte CTP’nin yaptığı bir çalışmaya göre 13 veya 14 Belediye üzerinde durulmuştu. Başbakan Faiz Sucuoğlu da bu sayının 13 veya 14 olabileceğini söylüyor.

“Gerekirse seçimler ertelenmelidir”

Seçimlerin ertelenmesiyle ilgili görüşünüz nedir?

“Başbakan mutabık kalınması halinde seçimin ertelenebileceğini, olmazsa bir düzenleme ile söz konusu değişikliği yapabileceklerini ve hazirandaki seçimi azaltılmış belediyelerle gidilebileceğini söylüyor. Ben bu görüşü destekliyorum. Çünkü bu şekilde sürdürülebilir değildir. 2007’de geçen personel yasamız vardır. Bu yasa altından sınav ve atama tüzüğünün yapılması lazım. Reform yapılacak diye söz konusu tüzük hala yapılmadı. Böylece belediye kadrolarında büyük boşluklar ortaya çıktı. Emekliye ayrılanların yerine atama yapamıyoruz. Bu da yetki sorunları yaşanmasına neden oluyor.  Eğer reform yapılmayacaksa bu tüzüğün mutlaka hayata geçirilmesi lazım. Ancak tüzük hayata geçtiği anda mali sıkıntı çeken belediyelerin mükellefiyetleri bir o kadar daha artacak. Biz eğer bir birleştirme olacaksa bunun eşgüdümlü olması gerektiğini savunuyoruz, çünkü intibahlarla kadro sayılarının da yeniden düzenlenmesi gerekecek. Belediyeler insanlarla doğrudan temas halinde olduğu için hızlı hareket etmek zorundadır. O nedenle hizmet alımının önünün açılması lazım. Yani dışardan hizmet almamız gerekiyor. Fazla istihdam ile hantal bir yapı oluşturmamalıyız. Bana göre çok istihdam, daha fazla kargaşa, daha fazla sorun ve çok az hizmettir.  Biliyorsunuz bazı belediyelerde istihdam fazlalığı var ve günün sonunda durum ortadadır. Bütün bunların önüne geçmek için reform şarttır.”

“Reformu sonuna kadar destekliyorum”

Sizin başkanlığını yaptığınız belediyenin de kapanması söz konusudur. Buna rağmen mi reformu destekliyorsunuz?

“Diğer belediye başkanı arkadaşlarıma ve siyasi partilere de sesleniyorum ve ‘biz başkan adaylarımızı açıkladık bu noktadan sonra ne yaparız’ diyorlar. Ben de onlara diyorum ki açıklamasaydınız be kardeşim. Bu ülkenin geleceğini düşünüyorlarsa belediye başkanlarıyla birlikte hareket etsinler. Benim başkanlığını yaptığım belediye de kapanacak ama ülkemin ve belediyeciliğin geleceği için reformu tüm kamuda yapabilmeleri noktasında onları cesaretlendirmek için ben buna evet diyorum. Gelin bu reformu birlikte yapalım. Bu ülkede hepimiz bir sokum yemek yiyecek pozisyondayız. Hiç birimiz de anamızın karnından belediye başkanı olarak doğmadık. Daha düzgün bütçelerle daha çağdaş ve sürdürülebilir bir belediyecilik yapmak bizim elimizdedir. Belediye Meclislerine daha fazla yetkiler verelim, daha liyakatli kişilerle çalışalım. Ben dünyada belediyecilik nasılsa gelin onu yapalım diyorum.

 Güneyde yapılması gereken seçim, AB’nin ben size artık finans sağlamayacağım demesi üzerine ertelendi. Çünkü reform isteniyordu. O nedenle seçim iki buçuk yıl ertelendi. Onlar da sayıyı 8 ila 12 arasına indirmeye çalışıyorlar. Konuyla ilgili şu anda Güney Kıbrıs’ta da büyük tartışmalar var. Bizde de bu konu 10 yıldır çalışılıyor. O nedenle seçimden önce bu değişikliklerin mutlaka yapılması lazım. Kişilerin gaileleri üzerinden hareket edilmemelidir. Siyasi irade hiç beklemeden bu konuyu mutlaka sonlandırmalıdır.”

“Bütünlüklü projelere ihtiyaç var”

Belediyelerin şu anki durumunu nasıl değerlendirirsiniz?

“Artık belediyelerin bölgelerinin ekonomik, kültürel, turizm alt yapı gibi konularla ilgili projeler üretme zamanıdır. O eski anlayışla belediyecilik olmaz. Bu küçük coğrafyada 28 belediye gerçekten çok fazladır.  Türkiye ve AB bize proje bazında destek vermezse kimse bir çivi dahi çakamaz. Ülkede 5-6 belediye maddi durumlarının iyi olduğunu söyler. Onlar da ya havaalanından, mazottan, petrolden, çimentodan ya da limanlardan gelir elde ettikleri için durumları iyidir. Bunun yanında coğrafi yönden küçük ama nüfusu kalabalık olan bir belediyenin de mali durumu iyi olabilir. İnşaat sektörünün yoğun olduğu bölgelerde geçici bir kalkınmadan söz edebiliriz. Belediyelerin durumunu göz önünde tutarak doğru düşünelim diyorum. Bu ülkede gerçek anlamda bütünlüklü projelere ihtiyaç vardır. Küçük projeler artık geçerliliğini yitirmiştir. Gereksiz yerlere park, kaldırım, bisiklet yolu yapmakla bu işler artık yürümez. Öncelikler alt yapılar olmalıdır. Atık suların toplanması, geri dönüşüm, içme suyu şebekelerinin yenilenmesi, katı atıkla ilgili yapılması gereken ne varsa yapılmalıdır. Bunun yanında evde ayrıştırmayı hayata geçirmemiz lazım. Toplanan çöpten geri dönüşüm sağlayarak ekonomik be enerji anlamında gelir elde edilebilir. Küçük belediyelerle bütün bunların hayata geçmesi mümkün değil. Bütünlüklü, kadro bakımından ve mali yönden güçlü belediyeler ile bütün bunların hayata geçmesi mümkündür. Dünya mevcut sorunları bu şekilde aşmaktadır.”

“Değişimden korkmamalıyız”

 “Değişimden korkmamamız gerekir. Yasaya göre belediyeler hayvan barınağı yapmalıdır ama bu da çalışmıyor. Büyük belediyelerdeki barınaklarda bile eksik ve aksamalar vardır. Hayvansal atıklar, mezbaha gibi konularda ortak projeler üretilmelidir. Her belediye her işi yapacak diye bir kural yoktur. Şimdi her belediye bireysel, partisel ve bölgesel çıkarlar için çalışıyor. Yani her şey kaos. O nedenle reform şarttır. Hatta siyasi kadroların dahi azalması yanlısıyım. Bir bakın herkes, Müdür, herkes müsteşar, herkes başkan. Üzülerek söylüyorum ki bu ortamda hiçbir şey üretilmiyor. Şimdi cesur adım atma zamanıdır çünkü, devlet batmıştır. Şu anki 28 belediye aslında merkezi hükümetten daha başarılıdır. Dışardan hizmet satın alan belediyelerimize rağmen personel giderlerimiz yüzde 45-65 arasındadır. Devlette ise bu yüzde doksanlara dayanır. Her şeye rağmen belediyelerde bir bütçe disiplini vardır. O nedenle belediyeler güçlendirilir ve doğru kurgulanırsa, inanın ki halk bunun faydasını görecek. Yani bir emlak vergisinde doğru bir metot ile mülkün değeri hesaplanırsa ve onun üzerinden vergilendirme olursa belediyelerin gelirleri de artacak ve bu hizmet olarak vatandaşa yansıyacaktır. Başbakanın bu konudaki cesareti beni heyecanlandırıyor. Hemen herkes aynı fikirdedir ama bazı mazeretlerle karşı çıkmalar olabiliyor.”

“Muhalefet de iktidar da yasalara sahip çıkmalı”

 “Ülkede ciddi anlamda bir yönetim boşluğu vardır. Son 20 yılda ülkede iktidar olan her partinin sorumluluğu vardır ve kimse kendini dışarda bırakma hakkına sahip değildir. O nedenle mecliste doğru yapılan yasalara muhalefeti de iktidarı da sahip çıkmalıdır. Bizim de artık gelişen dünya koşullarına ayak uydurmamız gerekir. Merkezi hükümetlerin bu konuda yasalar üzerinde ciddi çalışmalar yapması gerekmektedir. Ülkemizin zaman kaybetmeye tahammülü yoktur. Herkesin el birliği yaparak ülkeyi kaostan kurtarması gerekmektedir. Bu noktada şuna da dikkat çekmek istiyorum. Kamuda çalışanlarla özelde çalışanlar arasında büyük bir gelir dengesizliği oluştu. Hayat o kadar pahalılaştı ki özelde çalışanların aldıkları asgari ücretle yaşam koşulları gerçekten çok zorlaştı. Her gün belediyeye gelerek ihtiyaçlarını dile getiren onlarca insan var. Biz onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz ama yetersiz kalıyoruz. O nedenle bu küçük nüfusun devamı için çok acil her alanda reformlara ihtiyaç vardır. Bütün bunları bütünlüklü bir şekilde yapmayı başarırsak ülkenin kalkınmasını da sağlamış olacağız.

 Birçok konuda eksikliklerimiz olabilir. Ülkeye Türkiye’den gelen suyun tarımda kullanılması için hala ciddi bir çalışma yapılmadı. Planlama ve projelere üniversiteleri dâhil edecek politikaların hayata geçirilmesi gerekir. Toplu taşımacılıktan, turizme kadar hayata geçirilmesi gereken politikalar vardır. Yani artık günü kurtarmak yerine gelecek ilgili kaygı duymamız ve buna göre plan projeleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Ben öznesinden kurtulmak için ciddi anlamda reformlara ihtiyaç vardır. “

“Belediyemizin banka borcu yoktur”

Çatalköy Belediyesi’nin mali durumu nedir?

“Pandemiden en fazla etkilenen belediyelerden bir tanesi de Çatalköy belediyesidir. Çünkü bizi tatmin etmese de turizmden aldığımız bir kaynak var. İki yıl kapanmadan dolayı turist gelmedi, oteller çalışmadı. Bu da bizi oldukça etkiledi. Biliyorsunuz ki yerel kaynaklar artmazsa giderler artar. Personel giderlerinin artması, alt yapı giderlerinin 3 katına çıkması bütçelerimizde büyük daralmaya neden oldu. Bundan dolayı personel giderleri ve zorunlu giderleri karşılama haricinde bir şey yapamaz duruma geldik. Bu geçici bir durumdur. Normale döndüğümüz andan itibaren Çatalköy Belediyesi eskiden olduğu gibi kendi kendini idama ettirecektir. Bizim bank borcumuz yoktur. Devlete olan borçlar yapılandırıldı ve ödemeleri yapılıyor. Çok büyük bir sıkıntımız yoktur. Ben 10 yıldır istihdam yapmadım. Vatandaşın en büyük şikâyeti de budur. Ama ben belediyelerin doğru politikalar ile yönetilmesi gerektiğine inanıyorum ve o yönde icraat yapıyorum.

Şu anda AB tarafından finanse edilen katı atık transfer istasyonu çalışmamız var.  Köyümüzde kadın ağırlıklı Çatalköy’ü Geliştirme ve Kalkındır Derneğimiz var. Dernekle iş birliği içinde çeşitli projeler yapıyoruz. Ağaçlandırma, evde geri dönüşü kazandırma gibi projeler üretiyoruz. Geri dönüşümde ayrıştırmayı evin mutfağından başlatıyoruz. Belediyenin dağıttığı 3 ayrı renkteki poşetlerle atıklar ayrıştırılıyor. Bu işte bilgilendirme amacıyla gönüllü olarak çalışan birçok vatandaşımız var. Bu çalışma hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor ve biz bundan çok mutluyuz. Biz aslında bu konuda bir öncülük yapıyoruz. Yani katı atık bu ülkenin en büyük sorunlarındandır. Bu konudaki yasal boşlukların hızlı bir şekilde giderilmesi gerekiyor.”           

“Her şeye rağmen çalışmalarımız devam ediyor”

 “Hz. Ömer Türbesi’nin yakınında bir çevre düzenlemesi yaptık. Bu 4 yıl önce bitmesi gerekiyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin finansmanıyla hayata geçirilecek bir projeydi. Mahkeme süreci nedeniyle 2 yıllık bir gecikme oldu. Bu iki yıl içinde Türkiye’de sistemin değişmesi ve protokoller nedeniyle kaynak akışı durdu. Böylece proje ileri taşınamadı. Ama bu yıl yaza kadar kendi bütçemiz ile belli düzenlemeler yaparak kafeterya, çocuk yürüyüş alanları ve spor yapılacak alanı düzenleyerek ileri bir adım atmak istiyoruz. Biz kültür sanat konusunda aktif bir belediyeyiz. Ne var ki pandemiden dolayı etkinliklerimiz askıya alındı ama sanırım martta tiyatro festivalimizi sınırlı da olsa yapacağız. Biliyorsunuz uluslararası pişmiş toprak sempozyumumuz da var. Bu sempozyumu da iki yıldır yapamadık. Bu yıl söz konusu sempozyumun dördüncüsünü gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Spor kulübüne olan katkımız da devam ediyor. Yaşlılarımızla ilgili evde bakım hizmetimizi de aksatmadan sürdürüyoruz. Yaşlılarımız arasında hastaneye, eczaneye gidemeyenlerin taşımacılığını yaparak onları mutlu etmeye çalışıyoruz. Yani sosyal belediyecilik anlayışını maddi imkânlarımız oranında yerine getirmeye çalışıyoruz. Bunun yanında belediye olarak okulda hizmet veren bir hademe istihdam ettik. Yani elimizden geldiğince belediyenin bütçesi çerçevesinde her yere ulaşmaya çalışıyoruz.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu