Candaş Özer

Candaş Özer Yolcu yazdı: Güvenlik, kötülük ve kurban

Hangi sektörde olursa olsun, korumakla mükellef oldukları kişilerin güvenliğini sağlamak olan görevlilerin. Cinayete kadar varan öfke kontrolsüzlüğünü irdelemek gerek.

Şiddet sergilemek bir güdü bozukluğudur işin özü. Bir insana veya herhangi bir canlıya ölümüne şiddet uygulamanın altında yatan otokontrol dengesizliğinin çocukluktan gelen sebepleri bilmek gerekir.

Şiddet eğilimli insanlar, hangi sosyal kültürdeki bireye zarar verici bir saldırıda bulunurlarsa bulunsunlar. Aslında hep aynı sosyokültürel kişilik, görümüm, tip ve davranışta insanlara zarar verdiklerini sanırlar.

Onlar için, şiddet eğilimi baş gösterdiğinde karşısındaki insan değil, bir tanımsız bir metadır.

Şiddete başvurup zarar verdikleri bireyi canlı bir varlık olarak algılamazlar.

Şiddete maruz bıraktıklarını, iç dünyalarındaki öfkenin ve nefretin sebebi, metalaşmış hali olarak görürler zannındayım.

Onların kafasında, kavga esnasında, saldırıyı, şiddeti ve hatta ölümü hak eden portatif bir değersiz insan şablonu vardır.

Saldırdıkları şey kafalarındaki şablon karakter ve tiptir.  Şiddetin bir diğer sebebiyse bir türlü yenemedikleri değersizlik duygusudur.

Şiddet sergilemek, zarar verme içgüdüsüne kapılan, öfkeye meyilli insanların ritüeli gibidir.

Yaşamdan haz alma biçimleri veya bir türlü engelleyemedikleri güdü bozukluğudur davranışlarının içeriği.

Ki bunun tedavisi mümkündür. Fakat bu durumu onlar normal kabullendikleri için bu konuda herhangi bir beis, sakınca görmezler.

Ve bu şiddete meyilli gelişim bozukluğu çoğu kez genetiklerinden gelir.

Ve bir çoğunun çocukluğunda duygusal veya bedensel türü istismar, çocuk gelişimi imkanlarından yoksunluk gözlemlenir.

Çocukluk ve ergenlik travmaları sonucu oluşan özensizlik ve değersizlik psikolojisinden muzdariptirler.

Şiddete meyilli karakterlerin çoğu “Vampir Sendromundan” etkisindedirler.

Ne demek bu?

Çocukluğunda sürekli şiddet görmüş çocuk zihninde şiddeti doğallaştırır. Dolayısıyla şiddet sergilemek onlara olağan gelir.

Her türlü İstismara ve özensizliğe maruz kalanlar, yetişkinliğinde öfkeyle hıncını başkalarından çıkarır.

Şiddet, alkol, madde kullanımı, kumar bağımlılığı gibi saplantılı anomali alışkanlıklar, kötü atlatılan çocukluk psikolojisinin bu güne yansımasıdır ve  hayat boyu kendini tekrar etmesidir.

Güvenlik işinde çalışan bireylerin kendini güvende hissetmeyenler bireyler olduğu düşüncesindeyim.

Aslında o işi, karşısındakinin bedensel güvenliğini sağlamaktan çok, psikolojik olarak kendini güvenlik garantisine alma güdüsüyle sektöre atıldıklarını düşünürüm.

Fakat diğer yandan, güvenlik sektöründe çalışan gençlerin hiç bir sosyal güvencesinin olmadığını da vurgulamak gerek.

Güvenlik işi yapan gençlerin çoğu aynı sosyopsikolojik kültürel yapının çocuklarıdır.

Bunların bir çoğu sorun halletmek yerine, sorunu büyütürler ve kendileri sorun haline gelirler.

Bunun sebebi olarak sektörde çalışanların, herhangi bir yasal sertifikayla şiddet ve suç geçmişlerinin araştırılıp belgelenmemesi gösterilebilir.

Çocukluk çağında aile içi şiddet, baba şiddeti, abi zorbalığı, annenin şefkatsizliği.. Ebeveynlerin ölümü, aile bütünlük kavramının bozulması gibi psikolojik çocukluk travmaları öfkeye yenik düşen yetişkinler doğurur.

Adam öldürmeye varacak derecede şiddet kontrolsüzlüğü olanların çocukluğuna baktığımızda, hayvanları sevmedikleri bir yana, aksine hayvanlara şiddet gösterme ve veya hayvanın ölümüne sebebiyet veren şiddet içerikli vakalar gözlemlenebilir.

Yetişkinliğinde şiddet içeren davranışlarda bulunmak, çocukluk çağında hissettikleri yenilgi, ötekileşme ve yok sayılmayı sözde zaferlere dönüştürme sanrısıdır…

Elbette kimse katil, psikopat doğmaz, ama bu gibi şiddet içeren unsurlar genetiklerinde kodlanmış olarak bu güne gelmiş olabilir.

İnsanın sergilediği şiddet, aslında, karşısındakine karşı hissettiği öfkeden değil. Kendi içinde sakladığı, kendine duyduğu paylaşılıp anlatılmamış, ifade edilmemiş öfkedendir.

Örseleyici, sıkıntılı ve zorluklarla yaşanılan bir çocukluk; öfkeli, şiddete meyilli, zarar veren ve hatta cinayetle sonuçlanan şiddet olaylarıyla sonuçlandığı gibi…

Tam tersi sanata, spora, üretkenliğe ve başarıya götüren yaşamlar örgüsüne de sebep olabilir.

İç dünyasında, kötü atlatılmış çocukluktan gelen bu öfkeyi dövüş sporları ve adrenalin içeren  spor dallarına yönelerek de kendi tatmin edenler vardır.

Demem o ki, her kötü çocukluk geçmişi, suçlu profiliyle sonuçlanmaz.

Şiddet, öfke, güdü bozukluğudur. Ya tedaviyi seçer, ya da suç işler cezanı çekersin.

Yeter ki güç, içten gelen güdü bozukluğuyla  kötülüklerle beslenip. kurban seçilen birine zarar vermesin.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu