Sanki çok gerekliymiş gibi memleketin en az beş ayını kilitleyen seçim süreci dağın fare doğurmasıyla sonuçlandı.
UBP birinci ve en büyük parti çıktı, yanına “ufaklıkları” da alarak bir hükümet kurdu, ama bakanlık atamaları UBP içinde bile tam bir hayal kırıklığı yarattı, dahası, ilk başlarda oluşan hayal kırıklığı özellikle Başbakan Faiz Sucuoğlu’na karşı bir öfkeye dönüştü…
Sucuoğlu bariz şekilde parti içi dengeyi kurmakta zorlandı, koltuk dağıtımında ağırlığı, seçimi kazanmış olsalar bile, artık partililerin bile adını duymaktan hoşnut olmadığı “eskilere” verdi.
Genç tayfadan, sadece parti içinde değil, 400 küsur aday arasında en yüksek oyu alan birkaç vekilden olmasına ve görev aldığı Maliye ve Eğitim bakanlıklarında muhalefetin bile takdirini almasına rağmen Olgun Amcaoğlu liste dışı kaldı.
Bu da sadece Gönyeli örgütünde değil, tüm ada çapında Olgun Amcaoğlu’nu destekleyen örgütlerde ciddi sıkıntı ve öfke yarattı, bu öfkenin ilerde yansımaları da kesinlikle olacaktır.
Diğer taraftan, parti içinde o görevi çok daha liyakatli bir şekilde getirebilecek olan şahıslar olmasına rağmen, İçişleri Bakanlığı’na Ünal Üstel’in getirilmesi de hemen hemen benzer bir tepki yarattı.
Başka bir sorun, ve bence de ciddi bir sorun, kabinede tek bir kadın bakan bile yok.
Örneğin İçişleri Bakanlığı’nı başarılı bir hukukçu olan Yasemin Öztürk gibi bir şahsiyet hakkıyla ve layıkıyla doldururdu, ki Yasemin Öztürk halktan da ciddi bir destek aldı.
UBP adına seçimin en büyük fiyaskosunu yaşayan Girne bölgesine tek bir bakanlık bile verilmemesi gerekirken iki bakanlık verildi…
2018 seçiminden bugüne Girne bölgesinin seçmen sayısı 11 bin arttı, Girne’nin ilçe bazında vekil sayısı da arttı, buna rağmen UBP’nin oyları 2018 seçiminde alınan oy oranıyla kıyaslandığında yaklaşık 400 düştü.
Bu demektir ki, Girne örgütü 2018’den beri havanda su dövdü, oylarını artıracağına fena halde oy kaybına uğradı, beceriksizliklerine karşılık da iki bakanlık koltuğuyla ödüllendirildiler.
Kısacası, koskoca UBP dağı fare doğurdu, Başbakan Sucuoğlu hükümeti kurdu ama parti içi dengeyi kuramadı, kendi kendine boşuna bir cephe açtı, şimdi bir taraftan ülkenin, diğer taraftan da hükümetin dertleriyle uğraşırken, parti içinde çıkacak dertlerle de uğraşacak.
CTP ise bildik tarzıyla havanda su dövmeye devam ediyor, vekil sayısını TDP ve HP’nin hesabından çalarak artırmış olsa da, yine muhalefette kaldı ve bıraktığı yerde saymaya devam ediyor.
Bu seçimin gerçek kaybedeni, vekil sayısını biraz artırmış olsa da, daha doğrusu kaybettiği vekil sayısının bir kısmını geri almış olsa da, CTP’dir ve ısrarla hükümet dışında kalarak, bir sonraki seçimde uğrayacağı büyük hezimetin yolunu şimdiden açmıştır.
Halbuki hükümete girseydi, haspası çıkası Kıbrıs sorunundaki görüş ayrılıklarını ileri sürerek kaçak dövüşmeseydi, şimdi iktidarda olacaktı ve iki büyük parti birbirini dengeleyerek, en azından uzun soluklu bir hükümet kurmuş olacaktı ve bilecektik ki bu iki parti birbirinin gözetimi altında icraat yapacak, ne biri ne de diğeri çizmeyi aşmaya yeltenmeyecekti.
Ancak CTP’nin gözü yemedi, elini taşın altına koyacak kadar yüreği olmadığını güçlü bir rakiple hükümet gücünü paylaşacak kadar özgüveni olmadığını bir kez daha gösterdi.
UBP ise ufaklıklara kapıyı ve koltuğu gösterdi, bir diğer deyişle ölümü mü tercih edersiniz, yoksa sıtmayı mı dedi, haliyle sıtmayı tercih ettiler.
Ulaştırma Bakanlığı YDP’ye verildi, önemsizmiş gibi görünen bir bakanlıktır, ama ülkenin en büyük dertlerinden biri olan trafik derdi bu bakanlığın sorumluluğundadır.
Dolayısıyla, Erhan Arıklı’nın omuzlarına tam kırk yıldır dert olan bir sorun bindirilmiştir.
Kişiliği gereği, sorunların inatla üstüne üstüne giden Erhan Arıklı bu sorunla sonuna kadar uğraşacaktır, orası kesin, ama arkasında tam hükümet desteği olmazsa, tek başına ne kadar mesafe alabileceğini de göreceğiz.
DP yine Turizm Bakanlığı’nı aldı, Fikri Ataoğlu bu konuda yeterince tecrübe sahibi oldu, ama ekibini hala tam olarak kuramadığı izlenimi de hem partisinde hakim, hem de bu bakanlıktaki performansı gözlemleyenlerde hakim.
Turizm ülkenin en önemli can damarlarından bir tanesi, o yüzden Fikri Ataoğlu’na bu dönemde çok daha fazla iş ve sorumluluk düşecek.
UBP’nin parti içi sıkıntılarında hedefte beş bakan var, Nazım Çavuşoğlu, Ünal Üstel, Ali Pilli, Kutlu Evren ve Sunat Atun…
Bunların en az ikisinin yerine farklı yüzler atanmış olsaydı, UBP örgütlerinde bu kadar hoşnutsuzluk başgöstermeyebilirdi, hade bu seferlik de bunlara göz yumalım, ufaktan da olsa bir değişiklik oldu, partinin önü açıldı denirdi.
Ancak durum hiç de öyle değil, UBP içinde ilk defa bu kadar ciddi bir hoşnutsuzluk görülüyor, parti için için kaynıyor ve bu durum UBP için, özellikle de Başbakan Sucuoğlu için hiç de hayra alamet değil.
Halbuki, bu seçimin sonucu sadece UBP’nin en büyük parti olmaya devam edeceğini tescillemekle kalmamış, Sucuoğlu’nun ülkenin yeni lideri olmasına da fırsat yaratmıştı.
Ancak, yukarda adı geçen beş şahsiyeti yeniden o koltuk senin bu koltuk benim mantığıyla koltuktan koltuğa dolandırarak, sanki bütün parti sadece bunların koltukları için uğraşıyormuş intibasını yarattı ve daha başından bu fırsatı kendi partisi içinde kaybetmeye başladı, durduk yerde liderliğini sorgulatır hale getirdi bile.
Başbakan Sucuoğlu belki farkında değil ama, ta Karpaz’dan Lefke’ye kadar UBPlilerin dilinde dolaşan şu eleştirilere kulak verse iyi olur; UBP bu şahısların koltuk koltuk gezmesi için kurulmuş ve seçim kazanan bir parti değildir, UBP’de onca liyakatli insan varken bunlara neden fırsat verilmiyor da her seferinde aynı şahıslar koltuk koltuk dolandırılıyor, hangi yaptıkları işte bir başarı hikayesi vardır ki koltuktan koltuğa dolandırılıyorlar, çok daha başarılı olabilecek liyakat sahibi insanların da önünü tıkıyorlar, partinin de daha da büyümesini engelliyorlar!!!
Başbakan, aynı zamanda parti başkanı olarak bunun cevabını partililerine vermek durumundadır, eğer veremezse, işi cidden çok zor, hem parti içi muhalefetle uğraşmak zorunda kalacak, hem de memleketteki kaosla…
İşin doğrusu, gerçekten bu sefer dağ fare doğurdu ve görünen o ki, ülkede bunca sıkıntı varken, bugüne kadarki hükümetlerden beklenenden çok daha fazlası en büyük iktidar partisinden beklenirken, UBP içinde bu sıkıntıların olması Faiz Sucuoğlu’nu rahat bırakmayacak, kısa süre sonra yeniden radikal kararlar almasına neden olacaktır…
