Ediz TuncelKöşe Yazıları

Ediz Tuncel : “İyi yönetim” ne kadar basittir!

Bizim bacak kadar memlekette yerden gökten para yağıyor ama devlet bu  paranın çok büyük bir kısmını ne kontrol edilebiliyor, ne de vergilendirilebiliyor.

Memleket ekonomisinin 65%i de kaçak!

Memleket dünyanın hiçbir yerinde olmadığı ve olamayacağı şekilde bir kumar cenneti.

Kumardan gelen paranın haddi hesabı yok, yıllık onlarca milyar dolar bizim memleketteki kumarhanelere girip çıkıyor.

Kara parayı aklamanın en kolay yolu da kumardır, kumarda kara paranın ne kaynağını soran vardır ne de sorgulayan.

Bizim devlet önce devlet gibi devlet olsa, ülkeye giren çıkan paranın hesabını sorsa, kontrol altına alsa, vergiye tabi tutsa, iddiayla söylüyorum ki değil bir bütçe, yüz tane bütçelik kaynak çıkarılır, o kaynaklarla bir senede KKTC resmen uçar, kasasından paralar yığınla dökülür, öyle ki parayı koyacak yer bile bulunamaz,  en düşük memur maaşı en az 5 bin Euro olur, asgari ücret de devlet destekli sistemle en az bir o kadar olur, işveren çalışanına 3 bin Euro verse, devlet rahatlıkla geriye kalan 2 bin Euro’yu teşvik modeliyle tamamlar.

Hatta, işveren çalışanına bin Euro verse, devlet geriye kalan 4 bini tamamlayabilir.

Ne güzel bir pembe tablo, değil mi?

Peki, bu mümkün mü?

Mümkün, hem de fena halde mümkün!!!

Bunun için ne mi lazım!!!

Devleti liyakatla yönetecek, ona buna gebe kalmadan, önceliği koltuğa değil de ülkenin geleceğine veren, çocuklarımızın geleceğini  herşeyden üstün tutan, memleketi dingonun ahırına çevirmeden yönetecek, milli çıkarları herşeyin üstünde tutacak adam gibi adam lazım!!!

Peki, memlekette memleketi adam gibi yönetecek adamlar var mı!!!

Var, hem de fazlasıyla var!!!

Başka ne mi lazım!!!

Başına adam gibi adam seçecek adam gibi toplum lazım!!!

Peki, başına adam gibi adam seçecek bir toplum var mı!!!

İşte o yok!!!

Bu toplumun yüzde sekseni kendini alemin akıllısı gerisini de alemin ahmağı sanan sanan saf geri zekalılardan, bencillerden, çıkarcılardan, hem kel hem fodullardan, hem terbiyesiz hem de yüzsüzlerden oluşmuştur!!!

İki kez seçime girmiş ve çevresinde ne kadar çok satılık, iki paralık, bencil, yüzsüz, terbiyesiz, hem kel hem fodul, hem haksız hem hukuksuz ve destursuz, hem suçlu hem de güçlü insan müsveddesi olduğunu görmüş ve bu topluma karşı aidiyetini çoktan kaybetmiş biri olarak bunu gönül rahatlığıyla söylüyorum…

Ağzıyla envai tür rüşvet, avanta isteyene hayır dediğin zaman nasıl kudurduklarını, anında gözlerinde nasıl bir öfke oluştuğunu, nasıl bir hunharlık ve sinsilikle taleplerine karşı gelene anında düşman olduklarını defalarca görmüş biri olarak söylüyorum…

Aksini iddia edenin de tereddüt etmeden alnını şak diye karışlarım!!!

Toplumun geriye kalan yüzde yirmisi de bu çürümüşlük karşısında tamamen moralini ve motivasyonunu kaybetmiş, kabuğuna çekilmiş, kaderine razı olmuştur.

“İyi yönetim” çok basittir ama iyi yönetim ancak iyi yönetimi hak edecek iyi toplum olmakla olur.

Bugün memleketin her tarafı uyuşturucu pisliğine bulaşmış durumda, sağlık sistemi çökmüş durumda, eğitim sisteminde kalite yerlerde sürüm sürünüyor durumda, sadece birkaç özel okulda eğitim kalitesinden söz edilebiliyor, trafik tam bir kaosa sürüklenmiş durumda, ekonomi darmadağın, tamamen kontrolsüz ve fahiş fiyatların fır döndüğü bir serbest piyasa var, abuk subuk seçim sisteminden dolayı tam 47 yıldır bir tek istikrarlı hükümet kurulamamış durumda, siyasiler ve yandaşları devleti ele geçirmiş, koltuk uğruna devletin imkanlarını çatır çatır harcar durumda, liyakat değil partizanlık ve yalakalık ön planda, daha sayayım mı!!!

Çakma milliyetçileri mi istersiniz, çakma solcuları mı istersiniz, çakma sosyal demokratları mı istersiniz, çakma dincileri mi istersiniz, çakma Atatürkçüleri mi istersiniz, isteyin istediğinizi, hepsinin envai türünden her türlüsü mevcuttur.

Sabaha saysam, sabaha kadar yazsam bu her şekilde çürümüş düzenin çarpıklıklarını saymayı bitiremem.

Tekrar sorayım, “iyi yönetim” mümkün müdür?

Evet, mümkündür ve çok da kolaydır, üstelik herkesin kazanacağı, kaybedenin olmayacağı, devletin yedisinden yetmişine herkese sahip çıkacağı, sahilindeki kumunun zerresine, dağındaki çiçeğin yaprağına, sokakta dolaşan sokak kedisine, havada uçan kuşuna, baharında çiçekten çiçeğe konan kelebeğine, arısına bile sahip çıkacağı bir yönetim şeklidir, “iyi yönetim”.

Bunun için gereken tek şey, bunu isteyecek ve bunun için kendini yönetecek olanı bilinçli şekilde seçecek “iyi insandır”.

Peki, “iyi insan” kimdir?

Hür iradesine iki paralık çıkarlar uğruna zincir vurdurmayacak, ipotek altına aldırmayacak insandır.

Kısacası, iyi yönetim için önce insan gibi insan, adam gibi adam olmak gerekmektedir.

Kimse gocunmasın ama, bu da bizde yeterince yoktur.

Olanı da yeterli değildir.

Hatta, en kötüsü, canı ciğeri bir kuruş etmeyen insan müsveddelerini yücelten, haris hırslarını tatmin etmek için iyiyi değil de en kötüyü mumla arayan, kötülükten menfaat uman, hatta ve hatta kötülükten büyük keyif alan, iyiyi hayır ettirmeyen bir güruhun içindeyiz.

İki kelimeyi bir yere getiremeyen, iki satır yazıyı yazamayan, bir kalbur samanı iki eşeğe pay edemeyen, yolda yürümesini bilmeyen, okul önünde duran çocukların üzerine araba sürerek çocukları korkutmayı ego tatmini sayan alemin en geri zekalısı bile kendisini alemin en akıllısı, gerisini de alemin ahmağı zannetmektedir.

Bu kötülük güruhu öyle bir güruh ki, istisnalar kaideyi asla bozamaz, çünkü bu düzende istisnaların, yani iyi insanların, devlet ve yönetim gücünü ellerine geçirme ve devleti iyilikle yönetme şansları sıfırdır.

Varlık içinde yokluk yaşamamızın, hayatımızın her gününün zehir olmasının, önümüzü göremeden tedirginlikle yaşamamızın, her yeni günün yeni bir kaosa doğmasının tek sebebi budur.

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu