Candaş ÖzerKöşe Yazıları

Candaş Özer Yolcu: Asker, Hükümet-i  Ali’ye mi? 

Asker, Hükümet-i  Ali’ye mi? 

Devleti Ali’ye mi, Askeri Ali’ye mi, Hükümet mi? Anayas-i Ali’ye mi?

Hangi Ali?

Anayasa, yasaların anası değil mi artık?

Bu soru cümleleri şimdi geldi aklıma, ama cevabını bilmiyorum!!

Hangisi hangisine hükmedebilir bir fikrim var ama.. Artık bu konuda da şüphem var!

Ali Kişmir, külliyen, ailesiyle birlikte çok eski dostumdur, annesiyle 23 yıllık bir gazetecilik geçmişimiz var. 

Güzel, dürüst, haramdan uzak, yurtsever ve onurlu bir aile tablosunda yaşarlar..

Siyasi duruşlarımız temelde zıt olsa da, ortaklaştığımız düşüncelerimiz çoktur. Aniden 2 yıl önce yazdığı bir yazıdan ötürü:

Güvenlik Kuvvetlerinin manevi şahsiyetini tahkir/onur kırıcı ve tezyif/değersiz gösterme alay ettiği iddiası ile Polis tarafından dava okunmuş..

Askeri Suç ve Cezalar Yasası’nın 26. maddesine göre bu suça 10 yıla kadar hapislik cezası öngörülüyor. Hem de ağır cezada..

Asker, sivil halk için değil midir? Sınırlarımızın ve can güvenliğimiz için. 

Sevgili Ali, sınırlarımız ve can güvenliğimize tehlike arz edecek ne yazmış olabilir ki?

Asker, ülke sınırları içerisindeki bağımsız yargı, can, mal, haysiyet ve siyasetimizin koruyucusu değil midir? 

Diğer yandan, yazılan iki satır yazıyla Kıbrıs Türk Barış ve veya Güvenlik Kuvvetleri hangi sebeple küçük düşürülmüş olabilir? 

Peki son 20 yıldır Kıbrıs Türk Toplumunun küçük düşürülmesinin hesabını biz kimden ve hangi ağır ceza mahkemesinden soralım!

Nerede ve kime dava açalım!!

Benim bildiğim tüm kolluk kuvvetlerimiz, siyasi söz, yazı, düşünce yaşam hakkı varlığımızı teminat altına almak ve bu salahiyeti korumak için yok mudur?

Birey ve toplumlar düşünsel varlıklardır. Hayalini kurup düşleyemediğin hiç bir konuda gerçeğe ulaşamazsın. 

Madem gerçek bir toplumuz, o halde düşünüp yazmalıyız. 

Aristo mantğına göre, düşünce üretmeyen, yazmayan toplumlar yok olur, yoktur. 

Düşünüyor, üretiyor ve yazıyorsak varız. Aksi taktirde yokuz. 

Açılan davaya göre yok sayılmıyor muyuz? 

Kafamda deli sorular!!

Söz uçar yazı kalır, konuşanı susturur, yazanı tutuklarsan geriye ürkütücü, boş, ölü bir sessizlik, düşüncesiz, alık bir toplum kalır. 

Bu da mı yanlış bir düşünce?

Düşünce, fikir ve şiir tutuklanamaz. 

Tutuklayabileceğini sananlar, geleceği zincire vurmak hatasını yapar. 

Bu Ali olur, Veli olur farketmez. 

Yazı ve düşün sanatını göz altına alarak gözden düşürmek koskoca Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri’nin fikri olduğunu düşünmüyorum. 

Bak yine düşündüm, üstelik yazdım. 

Bu da mı suç?

O zaman bu suçlama düşüncesi, bu yargılama hevesi, bu susturma işkencesinin fikir babası kim?

Demek ki Ali’den başka düşünerek suç işleyenler de var. 

Yoksa kim düşünüp akıl edecek 10 yıllık tutuklama ceza  davasını..

Zamları eleştirmeyelim mi? Ülke güvenliğimizi tartışmayalım mı? Çözümsüzlüğün getirdiği türev çeşit sorunları hep yutalım mı? 

Askeri kolluk kuvvetleri bizim sınır güvenliğimizden, siyasi bağımsızlığımızdan, toplumsal varoluş mücadelemizde bizi saldırı tehditlerine karşı korumakla yükümlü değil midir?

Sivil yönetimde değil miyiz? Olağan üstü hal vuku buldu, asker yönetimi devraldı da benim mi haberim yok?

Özgürce yaşam hakkı.. Bağımsızlık için düşünce üreterek katkı koyma özgürlüğü.. Hangi siyasi parti, duruş veya görüşten olursa olsun, cesurca yazıp, konuşup, tartışabilmek değil midir demokrasi sistemi?

Yahu Kıbrıs Türk halkı olarak süratle demokrasiden alı mı koyuluyoruz yoksa ben mi alık oldum. 

Devleti Ali’ye mi haklı, Askeri Ali’ye mi? Yoksa dün kurulan Hükumet mi?

Bu arada hüküm kimin elinde? 

Ali sen anlat gardaş, noluyoruk be’maa!!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu