Candaş ÖzerKöşe Yazıları

Apış arası ve kafa tası

Kuzey Kıbrıs medya ve meclisi milletin yatak odasını gündemde korurken.

Kıbrıs’a ithal edilen Kıbrıs Din Dairesi İslam profesörü  AK softacılardan aldığı emirle Kıbrıs deliler kuyusuna bir taş attı ve 50 deli bu taşla uğraşır oldu.

Türkiye havuz medyası ve meclisi de aynı taşı TC deliler kuyusuna atıp suni baş örtüsü baskısı konusunda politika üretiyor.

Ve külli akıldan azadeler bunla uğraşıyor.

Yani delilerin aklını ve çabasını başka yöne yoran bu her iki saçma konu da Türkiye’deki kendini üst akıl sanan ak politika softa safsatacılığınca üretiliyor.

Yahu be adem, çıkın şu apış arası ve kafa tası örtüsü meselesinden ve milletin midesi, sağlığı, sosyal güvenliği ve geçim gailesi ile ilgili sorunları konuşun bir zahmet.

TL’nin gidişatını ve itibarını konuşan var mı, yok. İşçi kesim çökerse, memleketin orta direği çöker, umursayan var mı, hayır.

Asgari ücretli geçinmiyor ve mutsuzsa o memleketin ruhsal şirazesi alt üst olur, kaosa sürüklenir, hırsızlıklar, yolsuzluklar artar. Cinnet geçirenler, aile içi şiddet artar, boşanmalar artar, aileler patçalanır ve çocuklar örselenir, enterese olan var mı, zinhar kata yok.

Akaryakıt, temel gıda ve zaruri ihtiyaçlar lüks oldu, tınlayan var mı, maalesef?

Kıbrıs yakıt fiyatları Türkiye ile aynı fiyat. Onlarda düzenli ve konforlu toplu taşıma var, bizde hayali bile yok.

Peki akaryakıt bu fiyatlara yükselirken, toplu taşıma fikri ve projesi, önerisi olanları dinleyen Ulaştırma Bakanlığı var mı? Cık, yoh! O da yok.

Ulaştırma Bakanımız Kıbrıs Diyanet Başkanlığı Avukatlığıyla meşgul!!

Bir uçkur ve çıkıntı meselesidir gidiyor.

Oysa meselemiz apış çukuru sorunu değil.

Hayali Çukur senaryosunu örer nitelikte esrarengiz bir hayat gidişatındayız.

Ama sizin konunuz, kadının, kocasının halvet emrine teşrif etme zorunluluğu. Kedi değil bebek besleme mecburluğu.

Yahu be aymaz, çık milletin yatak odadından da şöyle bir sokağa ve bize laik gördüğün yaşam alanlarına çocuk getirmek ne kadar akıl işi onu gör ve bir çeki düzen ver.

Bir iki sağanak yağdı, dereler taştı, su yatağını şaştı. Elektirik kesildi, sokak lambaları aylardır aydınlatmıyor. Bir de trafik lambaları devre dışı kalınca evim ve spor salonu arası dört kilometrelik yola 35 dakika harcadım.

Şehir içi ve köy yolları lebi derya, karanlık ve kontrolsüz. Meclis ve basın yatak meselesi konuşuyor.

Yağmurlu gecelerde araç kullanmak ölümle dans etmek gibi bir kabusa dönüştü.

Güya Başkent Lefkoşa, olmuşuz Loşkent Leşkoşa tınlayan yok.

Karşıdan gelen araç önünü net göremediği için şehir içi trafikte uzun farlarıyla karşıdan geliyor.

Araç camları içten ve dıştan buğulu ve puslu. Sıcak havayı iç cama versen bile, camın netleşmesi süre alıyor.

Asvalt çukur ve bombe etrafında biriken yağmur suyuna vuran uzun far ışığı karşıdan cama vurunca görüş mesafesini beş saniyeliğine iyice daralıyor.

O esnada güm diye dar ve derin bir çukura düşünce iyice sersemliyorsun.

Ve hangi küçük su birikintisinin altında ne boyut ve derinlikte çukur veya yarık olduğunu bilmeden dehşet içinde yol alınıyor.

Cam silecekleri dış buğuyu ve şiddetli yağmura yetersiz kalıyor.

Kenarı çekip kontak kapatacağım, sağ selamet park edecek köşe yok.

Vatandaşın can güvenliği bu kadar mı umurunuzda değil!!

Pazar günü ağır aksak köyüme gittim. Paşaköy ve köyüm Vadili arası üç ayrı yerde yola taşan yağmur suları yolumu kesti.

Mesarya Köylerine girecek geçit yok.

Ağaç ekmek yerine, külliyenizin temel kazısından çıkan toprağı, hafriyat atığını yüz kök canlı ağaçların üstüne atıp diri diri ağaçları gömerek öldürdünüz. Vicdan yok.

Yahu millete vekâlet eden vekiller.

Siz uzaylı mısınız? Mars’tan ya da Ay’dan mı geldiniz? Siz  markete gitmez, kasaba uğramaz, manavdan geçmeseniz de yolları da mı kullanmazsınız? Sokakların rezil rüsva halini görmez misiniz?

Kıbrıs içi uçarak mı sağlıyorsunuz ulaşımınızı?

Bankaların fahiş kredi faiz oranları konuşulmaz da, Ayşaba’nın Huriye teyzenin baş örtüsünü. bilmem ne hanım abanın kocasıyla özel münasebet meselesini mi tartışırsınız?

Bre hey milletin aklı ve verdiği oyla dalga geçen aymazlar. Çıkın milletin yatak odasından ve mutfağa geçip kilerindeki eksikliği konuşun. Gaz, elektrik ve saldım çayıra ev kirası katliamlarına yasa üretip çözüm arayın.

Aç ayı çiftleşmez zaten, bu sefillikte insan üremez, kedi bile besleyemez.

Softa şaşırtması konulardan sıyrılıp ülke ve vatandaşın geçim gailesini konuşun.

Karı gancık değil, karın açlık ve tokluğunu konu edip konuşun.

Apış arası meselesini ve kafatası örtüsünü konuşarak alt/üst veya tavan/taban sorunları çözdüğünüzü mü sanıyorsunuz?

Bu akılla bir bir yere varamazsınız.

Allah ıslah etsin sizi!!!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu