Candaş ÖzerKöşe Yazıları

Candaş Özer Yolcu : Kayıp eşek ve nalları 


Eşeğimizi kaybettirip üzdüler, nallarını buldurup sevinmemizi bekliyorlar?Koskoca eşek nerde?
Eder değeri 8 liradan 20 liraya tırmanan dolar 13 liraya düşünce AKP Hükumet’inin bu  “KURNAZ KUR” oyununa sevinenlere ağlayım mu güleyim mi, şaşırdım kaldım!
2.5 milyon aile, toplamda 15 milyonluk bir kitle AKP’nin çeşitli yardım süsü adında verdiği 16 çeşit sadaka ile yaşıyor. Nüfusun %25-30’u böyle geçiniyor.AKP’nin en sadık oy güruhunu da böylesi bir  açlığa mahkum edilenler oluşturuyor. 
Devlet himayesinde oy karşılığı verilen iş ve aş sayesinde geçince sağlıyor!Ve bunu lütuf görüyor.En düşük maaşa razı geliyorlar, o yüzden asgari ücrete, emeklilik maaşına, yoksulluk maaşına yapılan acınası zama bayram ediyorlar..Verilen zam yılbaşından sonra buharlaşıp yok olacağı halde, fukarayı sevindiriyor. Yönetenin kandırma kabiliyeti, halkın inanma gereksinimini tatmin ediyor. Oysa elde bir şey yok, verilen eriyip gidiyor. 
Bu ekonomik çöküşün sorumlusunu bilen ve verilen sadaka yardımlarıyla hayat mücadelesi veren alt kesim yoksul halk elleriyle yarattığı celladına karşı Azrail korkusu yaşıyor.
TC Halkı’nın %30’unu oluşturan gariban halk kelle/mide arası bir tercih arasında gidip geliyor. Ya midesi bir tas sıcak çorbayla ısınıyor diye her şeye eyvallah diyecek. Ya da baş kaldırıp kellesinden olacak. 
Can tatlı, açlığa rağmen yaşamak güzel, korkuya karşı sinmek güvenli!!
Garip gureba ve düşkünler açlığa mahkum bırakılma korkusu ile canından olma kaygısı arasında mekik dokuyor. 
Korku imparatorluğunun Celladı AKP bundan rahatsız olmayıp siyasi rant elde ederek faydalanıyor. 
Halk gücüyle Saray ve Karl, Kralın emriyle de cellat yaratılıyor, kurban ise yine halk oluyor. 
Celladından kurtulamayacağını anlayan kölenin kaçınılmaz hazin hikayesi “Efendiye duyulan aşk” işte böyle başlıyor. 
Bu hasta ruhlu ölümcül aşk, efendinin gücü karşısında tapınarak şükretmek tek rahatlama yöntemini doğuruyor. 
Böylece ortaya inançları, ruhları, düşünceleri, bedenleri ve tüm varlıkları Kral’ın gücü, hakimiydi ve baskısı altına alınmış bir güruh oluşturulmuş oluyor. 
Kaynayan çorba kazanı aynı, kepçe aynı, fakat çorba kaselerine kotarılan çorba miktarı farklı. Malzemeden çalanlar halkı aza kanaate zorlarken kendileri saray hizmetlerinden zerre miktar ödün vermiyor..
Halk, bir sabah bir bakıyor ki, çorba kasesi boş. Aç kalacağı korkusuyla Kralın aşçısına koşuyor. Aşçı kazan bayıldı çorba döküldü, diyor. Komadan çıkarsa yeniden kaynayacak. Birkaç gün açlık çeken halk bu şekilde terbiye edildikten sonra.. Çorba kazanı tekrar kaynatılıyor. Halkın çorba kaselerine 3 kepçe yerine 1 kepçe çorba konulup yetinmeleri isteniyor. Bunun nedenini soran halka da şu cevap veriliyor. Kazan ölmek üzereydi, hünkarımızın azimli duaları ve gücüyle 3 günde bazı operasyonlarla diriltildi. Kazanın bazı yaraları/yarıkları hala iyileşmedi, çorba ordan taşıp gidiyor. Dua edin ki kazan/ç ölmedi, eksik fe olsa bir çorba olsun kaynıyor. Şikayet edeceğinize şükredin!! Diyorlar halka. 
Eşeğim ölmedi bulunduysa, nalları burda kendisi nerde?Nalıyla yetinmemi beklemeyin, eşeğimi gri verin, yüreğime su serpin, yakanızı bırakayım diyor, halk. 
Eşek zengin çiftçilerin çiftliğinde işletiliyor. Halk eşeğini istiyor. Ekim zamanı, çit sürülecek, toprak ekilip devlete vergisi verilecek. Ama nalı var, eşek yok!Eşek hırsızı kim? Bilen çok, dillendirebilecek babayiğidin de karnı tok. Eşek ortada yok!! 
Ülkemiz KKTC’nin durumu TC’den beter!!Eşeği saldım çayıra otlata karnın doyura, gördüğü zengin düşü hayra yoranın da avradını?Sahi bu eşek nerde? Aynaya bakın aynaya!!Nallarını da nazara karşı, takın ince boynunuza!!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu