Senden kimseye söz edemedim sevgili Lul.
Sadece ben değil, herkes arkandan lul-dul diye söz ediyor.
Hakkında kötü konuşuyorlar.
Aşıkları ayırdığını, sevgilileri küstürdüğünü, herkesin ocağına ayrılık acısınını senin yaşattığını iddia ediyorlar.
Dur hemen öfkelenme. Sana kimlerin ve niçin Lul lakabı taktığını söyleyeceğim elbet.
Biliyorum hakaret, dur hele sabret.
Eeeey’lul neden böylesin..
Başkalarının ayrılık acılarından haz almak nasıl bir sapkınlıktır.
Susma, söyle, konuş benimle, neden lal kesilirsin sorgulanınca eeey’lul!!
Birgün öyle bir gün böyle olduğunu fısıldıyorlar eeeey Lul.
Bazen sıcak, bazen soğuk, yanar döner hallerinden dem vuruyorlar.
Yarısı yaz yarısı kış, gündüzü felaket geceleri bir afet, diyorlar.
Göz yaşları seller, öfkesi fırtınalı afetlere gebedir derler.
Bazılarını ağlattığını, kimilerini güldürdüğünü, söylüyorlar.
Ortamları değiştirdiğini, bazı mekanları kapatıp, bazılarını yeniden açtırdığını iddia ediyorlar.
Hayırdan çok hıyanete dalaletmişsin? Öyle fısıldıyorlar!
Bazen gözü yaşlı, bir bakıyorsun tepesi atık, gözü, gök gürültülü sağanak yağışlı.
Işığı yakan, mahallenin, memleketin eserekli serserisi diyorlar senin için.
Kah fırtınalı, kah depresif ruh halleri estiren dengesizin teki diyorlar sana.
Eeey Lul;
Senin için, yosma kadın gibi nazlı, endamlı. Aniden maskülen adamakıllı, öfkeli, eril mi dişil mi belli değil, dönek, daimi transformasyon formunda diyorlar.
Dalındaki yaprağı acınasızca düşmeye meyilli olduğunu. Toprağı verimsiz kıldığını, senin devrinde ruhların depresif sürece girdiğini.
Şairleri çıldırttığını, aşıkları ayrılıkla ağlattığını, depresif ruh hallerine soktuğun söylentileri var.
Eeeey Lul!
15’inden sonra mesai saatlerini uzattığın.
Mevsime müdahale edip hava sıcaklıklıklarını değiştirdiğin.
Üzüm bağlarını bozguna uğrattığın.
Hatta çocukları ve gençlerin tatil rahatlığını bozup, bir kampa toplayıp onlara eziyet çektirdiğine kadar varan iğrenç iddialar var hakkında.
Sonbahar mevsiminin ilk ayı Eylül, fazla üstüne alınıp incinmesin.
Aşkın narında yandığım bu hayat denilen kerhanede bu yazıyı hak eden etsin.
Dalında kızaran, olgunlaşmaya başlayan bereketli narın hiç bir günahı yok.
Her şey bir yana, benim de bir çift sözüm var sana eey Lul!!
Ben sana Eylül derken onlar neden
“Ey’lul” derler, bilir misin?
Türkçe dil literatürde lul:
Pislik, utanmaz, arlanmaz hafifmeşrep kadın anlamına gelir, bilir miydin?
Öğrenmiş oldun.
Benim gözümde ma’lul, hasta ruhlu kimsenin tekisin.
Şu hayat-ı kerhanede ayların aşüftesi, mevsimlerin acuzesi, zamanenin Lulu kevaşesisin eeey Eylül.
Eey Lulların alası narsist sevgili;
sen, eeey Lul diye tasvir ettiğim.
Bilerek eylüle kastı mal ettiğim.
Onca cümle sarf edip, açık kelam eylediğim Lul’un bizzat hası, feriştahı, dik alası sadece sensin.
İyi bilesin.
Candaş Özer Yolcu
