Köşe YazılarıMüge Günay

Evrende Yalnız mıyız? – Sümerler (1)

Kimilerine göre “Teknoloji Çağı” olarak adlandırılan bu yeni dönem aslında kadim bilgilerin gün yüzüne çıktığı bir çağdır. Bu nedenle “Bilgi Çağı” demek daha doğru olacaktır…

Çözülen ve insanoğlu ile paylaşılan (kısmen) tabletler, “Evrende yalnız mıyız?” sorularının daha yüksek sesle sorulmasına ve bizleri geçmişin izlerini araştırmaya sürüklemektedir. Tam da bu noktada en eski yazılı kaynaklardan olan “Sümer Tabletleri” sorularımıza bazı cevaplar vermektedir.

Birçok araştırmacı, eski kaynaklardan edindikleri bilgilere ve arkeolojik keşiflere dayanarak 432.000 sene önce Basra Körfezi’ne iniş yapan ve ileri bir uygarlık olan Annunakilere inanmaktadır. Bu ziyaretçilere Sümer tabletlerinde, “Göklerden gelenler” olarak yer verilir. Peki, Sümerler nerede yaşamıştır?  M.Ö. 3500 ve 1900 yılları arasında Dicle ve Fırat bölgesinde (aynı bölge)..

Sümerlerin yaratılış efsanesi incelendiğinde insanların, tanrılara hizmet etmek için yaratıldığı bilgisine ulaşılmaktadır. Önemli tanrıları; Gök tanrı An ve oğulları Enki ile Enlil’dir. Enki, An’ın önemini kaybetmesinin ardından Sümer panteonunun en güçlü tanrısı kabul edilmiştir. Dünyanın efendisi olarak ifade edilen Enki, bilgeliğin tanrısı olarak görülmüştür. Tasarım, yaratım, sihir, inşaat, sanat gibi alanların tamamı Enki’nin sorumluluğundadır ve Enlil üvey kardeşidir. Enki’nin bilinenlerin dışında bir görevi daha vardır; yeni bir insan yaratmak ve tanrılara inanmalarını sağlamaktır.

Enki, işlerine yarayacak insanı yaratana kadar, insan genomları üzerinde değişiklikler yapmış ve sonunda tanrıların ihtiyaçlarına yönelik bir insan yaratmıştır. Tüm bu kayıtların tutulduğu Me tabletleri, akıllı ve hırslı Tanrıça İnanna’nın hedefine girmiştir. Tabletleri elinde bulunduran, sonsuz saygınlık kazanacağından İnanna’nın bu tabletleri Enki’den çalması gerekir. Bu nedenle Enki’nin ülkesine gitmeye karar verir. O gece İnanna, tüm çekiciliğini kullanarak Enki’yi sarhoş eder ve tabletleri çalmayı başarır.

Me tabletleri kozmik varlığa, onu yaratan ilah tarafından hazırlanmış planlar uyarınca, sonsuza kadar işlemesi için belirlenen kuralları ifade etiğinden kutsal metinlerde karşımıza çıkmaktadır.

Sümer tabletleri yalnızca Enki’nin Dünya’daki görevinden söz etmekle kalmaz, Nuh Tufanı hakkında da bizlere bilgi verir.

Tabletlere göre, Well Blundel 444 koduyla arşivlenen kral listesindeki açıklamalarda tufandan önce bölgedeki krallıklar arasında büyük çekişmeler vardır. Kent krallıkları arasındaki çekişmelerden dolayı tanrılar yarattıkları insanları cezalandırmaya karar verir. Metinlere göre tufan, insanlığı yok etmek için üvey kardeş Enlil tarafından tasarlanmıştır. İnsanların kurtulmasını sağlayan ise Enki’dir. Enki’nin 6 çocuğu olmuştur. Bunlardan ilki Marduk’tur. Enki, kendi çocuklarının da tufanda helak olmasını istememiştir. Tufanın anlatıldığı tabletlerde bugün Hz.Nuh olarak bilinen Ziusudra’nın, Enki tarafından bir gemi yapması ve inananları kurtarması için emir aldığı yazılıdır. Ziusudra bu emir üzerine gemiyi tasarlamış ve her canlıdan birer çift alarak insanları kurtarmıştır. Ziusudra, Asur ve Babil’de Utnapişti olarak bilinmektedir.    

Enki’den Akad ve Babil mitolojisinde Ea olarak bahsedilir. Ea da aslında hem güney takım yıldızı hem de kuzey göğünün takımyıldızı olan Pegasus ile ilişkilendirilir. Ekni’nin Yunan mitolojisindeki karşılığı Poseidon, Roma mitolojisindeki karşılığı ise Neptün’dür. Enki aynı zamanda tıbbın sembolü olan iki sarmal yılanla anılmaktadır.

Aşk, güzellik, seks, savaş tanrıçası olan İnanna ise Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak anılmaktadır. Farklı mitolojilerde farklı isimlerle karşımıza çıkan İnanna, Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur.

Arkeologlar tarafından Enki ’nin yaşadığı düşünülmektedir çünkü bunu destekleyecek bir Ziggurat bulunmuştur. Ziggurat, tanrıların gözlemevidir yani tapınaklardır. Bazı bilim insanları Enki’nin yaşayan birisi olduğunu düşünürken, bazıları bunun sadece efsane olduğuna inanmaktadır.

“Evrende yalnız mıyız?” sorusuna geri dönecek olursak, en eski kaynaklardan olan Sümer tabletleri, gökten inenlerin kendilerine hizmet etmesi için insanı yarattığını anlatır. Kimilerine göre mitoloji, efsane, hikaye de olsa, aktarılan bazı bilgilerin kutsal metinlerle paralellik gösterdiği inkar edilemez bir gerçektir.

Sümerler konusu elbette burada bitmiyor. Aslında her şey tam da burada başlıyor. Sümerlerin Kıbrıs adasına uzanan yolculuğunu merak edenler için şimdiden söyleyeyim, önümüzdeki haftanın konusu tam da bu olacaktır.

Müge Günay

Diğer Haberler

Başa dön tuşu